Söyleşi ve Gösteri İki Seyahat İki Kitap Ali Eriç

Salı, 16 Nisan 2019 16:00
Camiatik Mahallesi, Yıldırım Cd. No:67, 09400 Kuşadası/Aydın, Türkiye
Ali Eriç,
2005 yılında, tek başına 30.000 km katettiği, en uzun seyahati Afrika'yı ve bu seyahatten iki yıl sonra, yine tek başına İstanbuldan sürekli doğuya giderek, tam üç yıl, bir ay, on gün, toplam beş kıta, otuz dokuz ülke ve 132 bin kilometre yapıp yine İstanbul’a dönüşünü bizlerle paylaşıyor.

Ali Eriç
1959 yılında Ankara’da doğdum. Doğma-büyüme Ankaralı’yım anlayacağınız. İlkokul yıllarımdan itibaren bende saplantı haline gelen Makine Mühendisliği mesleğini, yine aynı yıllarda bir tiyatro etkinliği için gittiğimiz Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğrenme fikrini 1982 yılı Temmuz ayında gerçekleştirerek, Makine Mühendisliği diplomamı bir daha kullanmamak üzere duvara astım. Üniversite yıllarında, okul kütüphanesindeki yabancı dergilerden görerek başlayan dört çeker arazi aracı merakım ve çok daha eskilere dayanan önüne geçilemez seyahat tutkum, mezuniyetimden sonra bana her ikisini de sunan bir iş bulmamla mesleğimi terk etmeme neden oldular. Yıllarca, başta ve uzunca süre Türkiye’nin hemen her yerinde, daha sonra zaman zaman yurt dışında da, dağda, taşta arazi arabalarıyla gezdiğim bir işle uğraştım.
1994 yılına kadar çeşitli yabancı ve yerli firmalarda aynı işi sürdürdükten sonra, maaşlı çalışmanın profesyonel kariyerime katacağı daha fazla bir şey olmadığına karar verip, o zamana kadar edindiğim tecrübelerim ve emeğimi satabileceğim, kendime ait bir iş kurmaya karar verdim. Bu kararımla başlayan süreç, gittikçe ve ivmelenerek artan bir iş temposu, oldukça kalabalık bir personel kadrosunun çalıştığı bir şirketin tüm sorumluluğu, Türkiye’de serbest çalışmanın vazgeçilmezleri olan riskleri dibine kadar yaşamanın yıpratıcılığı derken, 2001 yılında hayatı daha “çekilir” hale getirmeye karar verdim. Şirketi, radikal bir kararla ve işin ağırlıklı bölümünü oluşturan hizmet kısmını tasfiye ederek, önemli oranda küçülttüm. Bu tarihten itibaren, yönetimle ilgili sorumluluklarımı yavaş yavaş genç ortaklarıma devretmeye başladım. 2004 yılında yaşantımın profesyonel bölümünü “rölantiye” almaya, kaçırdığım hayatı yeniden yakalamaya karar verdim. Hayallerimi gerçekleştirme zamanı gelmişti.
İlk uzun seyahatimi, yine çocukluktan beri cazibesinden kurtulamadığım Afrika’ya yaptım. 2005 yılının 15 Ekimi’nde İstanbul’dan arabayla tek başıma başladığım yolculuğum, yaklaşık 30,000km kat ettikten sonra, Nisan 2006’da Cape Town’da sona erdi.
Bu seyahatten sonra iki yıl sabredebildim ancak. Ve, nihayet kitaba konu dünya seyahatini yapmaya karar verdim. Yine kendi arabamla, yine tek başıma, yine İstanbul’da evimin önünden başlayarak… Sürekli doğuya giderek, tam üç yıl, bir ay, on gün sonra; toplam beş kıta, otuz dokuz ülke ve 132 bin kilometre yapıp yine İstanbul’da evimin önünde tamamladım seyahatimi.
1986 yılında, daha İstanbul’da yaşamak fikri yokken evlendim. Buket’in işi ve İstanbul’un iş olanakları açısından taşıdığı avantajlar nedeniyle 1987’de Ankara’yı, bir daha dönmemek üzere terk ettim.
1990 yılında bir oğlumuz oldu. Buket, ismini Alican koydu; ben de çok gururlandım tabii. Alican şimdi, Melbourne/Avustralya’da, Monash Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım bölümünü tamamladı, masterını yapıyor.