MERİDYEN TERAPİ

Cumartesi, 15 Haziran 2019 10:00
Urla, 35430 Urla/İzmir, Türkiye
Psikolog GÜLGÜN SHARAFAT ile 15-16 Haziran ‘ da Meridyen Terapi...

ENERJİ PSİKOLOJİSİ NEDİR?
Bilimin, beynin yapısı, zihnin işleyiş biçimi ve zihin - beden bütünlüğü konusunda, sahip olduğu veriler her geçen gün artıyor.Günümüz teknolojisi sayesinde, herhangi bir düşünce zihinde belirdiği andan itibaren, bu düşüncenin bedende oluşturduğu elektriksel ve kimyasal işleyişi gözlemleyebiliyoruz. “Küçük parmağımı kıpırdatacağım” dediğimizde bu düşüncenin bedende parmağımızı kıpırdatma ile sonuçlanan elektriksel ve kimyasal bir akıma nasıl dönüştüğünü teknoloji mucizesi araçlar sayesinde gözlemleyebiliyoruz.Yine de henüz soyut bir kavram olan düşüncenin nasıl yaratıldığını (yani örnekteki küçük parmağın kıpırdatılması düşüncesinin nereden geldiğini) gözlemleyemiyoruz ya da herhangi bir düşünceyi laboratuar koşullarında yaratamıyoruz.Klasik Fizik kurallarıyla; soyut bir kavram olan düşüncenin, somut bir kavram olan davranışa (eyleme) nasıl dönüştüğünü açıklamaktan uzağız.Düşüncenin bir niyet olarak maddeyi hangi güçle ( hangi enerji ile) ya da nasıl etkilediğini kavrayabilsek bile bilimsel olarak bunu kanıtlamamız varolan bilgilerimizin ışığında şimdilik olası görünmüyor.
Kuantum Fiziğinin maddenin en küçük parçası olan “kuark” ‘ın insan gözleminden etkilendiğini keşfetmesi ve bu bilgiyi yalnızca “Düşünce bir enerjidir ve niyet maddeyi etkiler” söylemi ile açıklayabilmesi Enerji ve Madde arasındaki ilişkiye bakış açımızı değiştirmiştir.Bu bilgiden yola çıkarak, sürdürülen araştırmaların sonuçları yakın bir gelecekte “Enerji” ilgili daha fazla “bilimsel yanıt” bulmamızı sağlayabilir.Diğer yandan Batı dünyasının kanıta dayalı bilimsel yaklaşımlarından farklı olarak Doğu’da bir çok kültürde, insan bedeninde varolduğu kabul edilen “Hayat Enerji’sinin” tarihi milattan önce 3000 yıllarına dek uzanır. Bu Enerji, farklı kültürlerde farklı isimler altında bilinir: Çin’de “CHİ” ya da ”Qİ“, Hindistan’da “PRANA”, Sufizm’de ”BARAKA”, Japonya’da “Kİ”, Yahudi Kabala geleneğinde “YESOD” adı altında bilinen bu enerjinin, bedende yoğunlaştığı merkezler vardır. Bu merkezlere Sanskritçe “Tekerlek” anlamında bir sözcük olan “ÇAKRA” denir. Çakraların işlevi; Hayat Enerjisini “MERİDYEN “ (Sanskritçe NADİ) olarak bilinen kanallar aracılığıyla organlara iletmektir. Bedende toplam 14 meridyen vardır. Her meridyen iki kanaldan; biri bedenin dış yüzeyine diğeri, organlardan geçen iç yüzeyine enerji taşır. Bedenin dış yüzeyine yakın olanlar, Enerji Psikoterapistlerinin çalıştığı kanallardır. Akupunktur noktaları, bedendeki meridyenler üzerindeki küçük enerji merkezleridir. Bu noktaların tedavi amaçlı olarak M.Ö. 3000 yılından beri kullanıldığı bilinmektedir.Akupunktur, birçok ülkede bilimsel etkinliği kanıtlanmış bir tedavi tekniği olarak kabul görmektedir. Buna karşın Akupunktur noktalarının Psikolojide kullanımı çok daha yenidir.
DOĞU TIBBINA GÖRE HAYAT ENERJİSİ;

İnsan bedeninde Meridyenler olarak bilinen kanallar aracılığı ile akar.
Bedendeki her sistem, her organ bu meridyenler aracılığı ile Enerji alır ve Enerji verir.Enerji yoksa yaşamda yoktur.
Bu kanallar aracılığı ile bedende akan Enerji, akış biçimi(yönü), dengesi ve uyumu ile insanın fiziksel ve zihinsel sağlık durumunu belirler.
Enerjinin bedende, sağlıklı ve dengeli akışını sağlamak için yüzyıllardır akupunktur noktaları kullanılmaktadır.Bu noktalar iğnelerle uyarılarak harekete geçirilebildiği gibi parmak uçları ile vurularak veya hafifçe sıkılarak da enerji akışı sağlanır.

Bedende akan Enerji ;

Hareket edip, akışını devam ettirmelidir. Yalnızca hareket ederek ve akarak canlılığı devam ettirebilir.(Dış etkenler, stres ya da bazı toksinler bu akışı sekteye uğratır.)
Enerji, belli biçim ve kalıplarda akarak sağlığı oluşturur.Bu biçimlerin dışında akması fiziksel ve ruhsal sağlığı etkiler, işlevselliğini bozar.


Sonuç olarak Enerji Psikolojisi, kavram olarak, “Düşünce Enerjisinin elektrokimyasal, elektromanyetik ve biyomanyetik yapısıyla, bedenin Enerji Sistemini sinirsel, moleküler ve atomik düzeyde etkileyebilmesi” üzerine çalışır.Bedendeki enerji tıkanıklıklarını açmak için Doğu tıbbında yüzyıllardır bilinen Akupunktur noktalarını kullanır.Duygusal rahatsızlık üzerinde “Düşünce Enerjisini” ve Akupunktur noktalarını kullanarak sorunlara yol açan Enerji tıkanıklılıklarını ortadan kaldırır ve bilinen tüm diğer terapilere kıyasla oldukça hızlı bir iyileşme sağlar. Enerji Psikolojisinde kullanılan terapi tekniklerinin gün geçtikçe yaygınlaşması, bilimsel olarak Enerjinin bedende nasıl çalıştığını bilimsel olarak açıklayabildiğimiz için değil, daha çok, kullanan bireylerin hızlı ve etkin bir biçimde bu tekniklerden yararlandığını bilimsel olarak kanıtlayabildiğimiz içindir.Bu bakış açısı aynı zamanda Batının rasyonel bilgisi ile Doğunun sezgisel bilgisini birleştiren bir yaklaşımdır.
Psikolog Gülgün Canbaş Sharafat
2005 - İZMİR