11 Mar 2020
Kardelen Uysal

A Capella Gramofon Makedonya Yolcusu

Ağustos ayında Ohrid Uluslararası Çoksesli Korolar Yarışması'nda ülkemizi temsil etmeye hazırlanan A Capella Gramofon Korosu'ndan şef Türker Barmanbek, koristlerinden Feyzan Tuzkaya ve Ulvi Küçük ile Türkiye'de çoksesli koro olmayı, dokuz sene boyunca ayakta kalabilmenin sırlarını konuştuk. Sponsor olmak isterseniz web sitelerinden veya sosyal medya hesaplarından topluluğa ulaşabilirsiniz.

Grubun kuruluş hikayesini  ve adının anlamını öğrenebilir miyim? Koristler olarak siz nasıl dahil oldunuz koroya?

Türker Barmanbek: A Capella enstrüman olmadan sadece insan sesiyle yapılan müzik demek. 2007 yılında Gramofon adında bir sanat merkezi kurdum. Bu topluluk da ilk olarak onun bünyesinde kuruldu.

 

Ulvi Küçük: Instagram’dan konserleri olduğunu öğrenip gitmeyi çok istedim ancak kontenjan dolmuştu ve gidemedim. Ardından korist seçmelerinin olduğunu görüp seçmelere katıldım. Koroda bulunma amacım kendimi geliştirmek. Kendime kısık ateşte pişen müzik öğretmeni diyorum. Burası beni oldukça besliyor. Koro şefliği ile iş yerinde tanıştım. Amatör bir popüler müzik korosu kurmamı istediler. Kurdum ve hoşuma gitti. Çoksesli bir koroya girmek ve mutfağını görmek, şefliği anlamak istedim.

 

Feyzan Tuzkaya: Ankara’da yaşarken koroyla ilgileniyordum. İzmir’e taşındığımda bu koro çıktı karşıma. Bir ara katılıp ara verdim, ardından yeniden dahil oldum. Şarkı söylemeyi sevdiğim için katıldım.

İyi bir şef olmanın korodaki yeri nedir? Nasıl iyi bir şef olunur?

Ulvi Küçük: İyi bir şef her şeyden önce çok dikkatli olmalı. Demokratik olmalı mı olmamalı mı karar veremiyorum. Kesinlikle kararlı ve dikkatli, koristleriyle sosyal ilişkiler kurabilen, geleneksellikten, kapalılıktan uzak olan biri olmalı diye düşünüyorum. Müziğin özgür olduğuna inanıyorum. Bütün tarzlar aslında kendi içinde özgürdür, belli armonik kurallar gereğince kısıtlıdır ancak geleneksellikten uzak olunmalıdır ki müzik yapılabilsin. A Capella Gramofon'da da bunları görebiliyoruz.

 

Feyzan Tuzkaya: Demokratik olması önemli ama bu kendi kararı olmaması anlamına gelmiyor. Koristlerin fikrini de dinleyerek kararlar alıyor şefimiz. Hepimizin farklı karakterleri var koristler olarak, şefin o karakterleri görmesi ve tanıması da önemli.

 

Türker Barmanbek: Demokrasi ile ilgili benim kendi hocalarımdan da gördüklerim var. Koro şefi karşı tarafa fikir sormaz, seçenek belirler. Örneğin 30 koristle çalışıyorsanız 30 farklı fikir gelebilir. Şefin yapması gereken profesyonel gözle değerlendirip hangi seçeneklerin makul olduğunu belirlemektir. Seçenekleri koristlere sunmaktır. Benim şefim koronun demokrasinin uygulanacağı son yer olduğunu söylerdi. Çocuk korusu şefi olan Süleyman Kıvrak ise tam tersini düşünürdü. Benim düşüncem koroya seçenek sunmak. İlk koro şefliği dersimde “koro eğitimi neşeli bir disiplin, disiplinli bir neşe gerektirir” lafını duymuştum. Disiplinin neşeli olması gerekiyor ancak neşenin de bir dozu olması gerekiyor. Bir şefin provadan sonra beyni yorulmuyorsa işe yaramaz o prova.

Koristler siyahlar giymişler. Önlerinde şefleri var, konser veriyorlar.

Sosyal sorumluluk projelerinde de yer alıyorsunuz, nedir bunlar?

Türker Barmanbek: Müzik yapabileceğimiz her türlü projeye, davete, konser etkinliğine açığız. Muhtelif derneklerin yardım akşamlarına katıldık. Siyasi bir öge barındırmayan her türlü etkinlikte varız ve var olmak da isteriz. Siyasi partilerin düzenledikleri etkinliklerden uzak duruyoruz. Zaten tüm konularda oylama yaparak karar alıyoruz, ben en son fikrimi söylüyorum.

 

9 sene ayakta kalmayı nasıl başardınız?

Türker Barmanbek: 9 sene önce yedi kişiyle çıktık bu yola. Çoksesli koroda farklı görev tanımları vardır. Soprano ince karakterli olan kadın sesi, alto kalın karakterli kadın sesi, bas kalın karakterli erkek ve tenor de ince karakterli erkek sesi gibi ses görevler vardır. Bunların hepsi bir araya geldiğinde çokseslilik çıkar ortaya. İlk çalışmaya başladığım ekip bu seslerin sonucunda ortaya çıkan bütünlüğe, uyuma şaşırmıştı. Şimdi ise Makedonya’ya gitmeye hazırlanıyoruz. Her sene kadromuz değişti. Dünyada hala en iyi koro Berlin Filarmoni Orkestrası. Kırk sene önce de öyleydi, şimdi de öyle. Şu anki ekiple kırk sene önceki ekip aynı değil. Ancak bir ekol üretmişler ve her gelen ekibe uyum sağlıyor. Bizde de aynı durum geçerli. İlk iki sene sadece kendi içimizde konserler yaptık, sonra yavaş yavaş şehir dışında konserler vermeye başladık. Ardından festivallere katıldık. Bu sene ise uluslararası platformda bir şeyler yapmaya karar verdik. Orada elde edeceğimiz başarı bize yeni kapılar açacak.

Makedonya Ohrid Uluslararası Çoksesli Korolar Yarışması'na katılacaksınız. Bu yarışmanın sizin için önemi nedir?

Türker Barmanbek: Alaturka bir söylem olacak belki ama ülkemizi temsil etmek istiyoruz. Bu koro Türkiye’den giden bir koro olacak. En iyi şekilde temsil etmek istiyoruz. Oraya adımızdan söz ettirecek bir performans yapıp ödül almak için gidiyoruz. Uzaktan izleyp takdir ettiğimiz korolarla aynı sahneyi paylaşmak çok önemli. Biz herhangi bir vakfa, derneğe, şirkete bağlı bir topluluk değiliz.  Konser yapacağımız zaman belediyelere başvurduğumuzda maddi kazanç elde etmediğimizi söylememize rağmen reddedildik ve bizden salon kirası istediler. Ardından bir kilisede her sene konser yapabilmeye başladık. Gidip derdimizi anlattığımızda bize soru bile sormadan kabul ettiler.

 

Ulvi Küçük: Bir koroya girip o koroyla birlikte yurt dışına gitmek büyük bir şans. Uluslararası birçok çapta koroyu dinleme şansımız olacak.

Repertuvarınızda neler var? Nasıl karar veriyorsunuz?

Türker Barmanbek: Koronuzun hangi şarkıları söyleyip söyleyemeyeceğini bilmek, söylediklerinde nasıl etki bıraktıklarını değerlendirmek önemli. Bazı eserler kalabalık korolar tarafından seslendirildiğinde bazı eserler daha minimal korolar tarafından seslendirildiğinde daha güzel tınlar. Elinizdeki malzemenin hissiyatı ve koristlerin o şarkıyı severek söylemeleri önemli. Farklı türlerden şarkılar söylemek de önemli. Tek türde şarkı söylemeyi tasvip etmiyorum. Koristler farklı türlerdeki dönem müziklerini tanımalı. Koro müziğinde farklı kazanımlar elde etmek için etnik anlamda farklı yelpazedeki şarkıları da söylememiz gerekiyor.

 

Feyzan Tuzkaya: İlk kez duyduğum ve Türkiye’de pek seslendirilmemiş şarkıları söylemekten daha fazla keyif alıyorum.

 

 

Günümüzde çoksesli koroların yeri ve gelişimi nasıl?

Türker Barmanbek: İzmir maalesef bir köy ancak iyi müzikle kötü müziği ayırt edebilecek bir potansiyele sahip. Biz istiyoruz ki müziğimizi sunarken engellerle karşılaşmayalım, bundan kar etmiyoruz biz. Biletli konser yapmak istemiyoruz. Çoksesli müziği mümkün olduğu kadar fazla insana yaymak istiyoruz.

 

Çoksesli müziğin ana vatanı Avrupa. Bizim müzikte kullandığımız dilin çoğu İtalyanca’dan geliyor. Kilise kökenli bir müzik olması gibi nedenlerden dolayı. Türkiye’de bir şekilde yirminci yüzyılın en başlarında naif çabalarla kendine yer bulmuş biz müzik. Türk Beşleri dediğimiz kişilerin Atatürk tarafından yurt dışına gönderilerek eğitim almasıyla Türkiye’de icra edilen ve öğretilen bir müzik türü. Doğasında zaten çokseslilik var. Ancak biz geriden geliyoruz. Bizim çok değerli koro şeflerimiz var. El yordamıyla yapılan çalışmalar mevcut. Yurt dışında çok iyi şefler ve sanatçılar var. Bizim henüz kendi ekolümüz yok koro şefliği konusunda.

Şef ve koristler siyah kıyafetler içerisindeler. Konser çıkışında mutlu bir biçimde poz vermişler.

Türker Barmanbek kimdir?

Türker Barmanbek, İzmir’de doğdu. Müzik eğitimine küçük yaşlarda İzmir Devlet Senfoni Orkestrası bünyesinde koro eğitimi ile başladı. Daha sonra aynı kurumda koro şefi asistanlığı görevinde bulundu. 2000 yılında Ümran Baradan Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’ne girerek müzik eğitimini bu okulda sürdürdü. 2003 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Anasanat Dalı’nın açtığı sınavı kazanarak Cumhuriyet Tarihi Türk Bestecileri Dönemi'nin usta bestecilerinden Prof. İstemihan Taviloğlu’nun sınıfına kabul edilen iki öğrenciden biri oldu. Avusturyalı orkestra şefi Arthur Sielgart, İtalyan orkestra şefleri Gianguiti Gelmetti, Maurizio Dones, Belçikalı orkestra şefi Jean Baily ve Türk orkestra şefi Orhan Şallıel ile orkestra şefliği; Elisanda Carrosco Ribot, riol Kastanyer ve Sofia Gioldosi ile koro şefliği üzerine çalışmalarını sürdürerek farklı ulusların müzik anlayışını ve şeflik tekniklerini yakından öğrenme fırsatı buldu. Bestelediği eserler birçok senfoni orkestrası, oda müziği toplulukları, değişik solist ve virtüözler tarafından 100’ün üzerinde konserde seslendirildi. Şefliğini yaptığı A Capella Gramofon Korosu ile 20. Türkiye Korolar Şenliği’nde Türkiye ve yurt dışından toplam 96 koro içerisinde Koro Şef Uyumu ödülüne layık görüldü. Ayrıca koro şefi Türker Barmanbek 2015 yılı itibariyle uluslararası koro federasyonu olan “Europa Cantat” delegeliğine kabul edildi.

 

A Capella Gramofon'un katıldığı festivaller ve ödüller ise şöyle:
20. Türkiye Korolar Şenliği, Ankara, 2015 “Koro-Şef Uyumu Ödülü”
1. İzmir Polifonik Korolar Şenliği, 2015 “Repertuvarda Zenginlik ve Çeşitlilikte Başarı Ödülü”
4. Uluslarası İstanbul SANSEV Korolar Festivali, 2016 “Koro Birlikteliği Ödülü”
21. Türkiye Korolar Şenliği, Ankara, 2016 “Çoksesli Halk Müziği Yorumlamada Başarı Ödülü
2. İzmir Polifonik Korolar Şenliği, 2016 “Ritmik Beraberlik-Ritmik Uyumda Başarı Ödülü”
5. Uluslararası İstanbul SANSEV Korolar Festivali, 2017 “Koro Birlikteliği Ödülü”
22. Türkiye Korolar Şenliği, Ankara, 2017 “Türkiye Polifonik Korolar Derneği M. Başman Özel Ödülü” “Zorunlu Yapıt Yorumlamada Başarı Ödülü”
3. İzmir Polifonik Korolar Şenliği, 2017 “Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısı Ödülü”
6. Uluslararası İstanbul SANSEV Korolar Festivali, 2018 “Koro Tınısında Teknik Başarı Ödülü”
23. Türkiye Korolar Şenliği, Ankara, 2018 “Müzikalite-Müzikal Dinamiklerde Başarı Ödülü”
4. İzmir Polifonik Korolar Şenliği, 2018 “Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısı Ödülü”
7. Uluslararası İstanbul SANSEV Korolar Festivali, 2019 “Koro-Şef Uyumu Ödülü”
24. Türkiye Korolar Şenliği, Ankara, 2019 ”Entonasyon, Homojenlik ve Koro Tınısı Ödülü”

 

Kendilerini Instagram, YouTube ve Facebook üzerinden takip edebilir, web sitelerini inceleyebilirsiniz.

 

Not: Fotoğraflar görme engelli okuyucularımız için betimlenmiştir. Görsellerin altında bulunan yazılar bu amaca hizmet etmektedir.