Canan Güllü: Gözlerimizi kapatınca sorunlar yok olmuyor

Canan Güllü Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Kurucusu, Türkiye Ensest Atlası çıkarmış örnek bir Cumhuriyet kadını... Bugün size onun çalışmalarından bahsedeceğim.

 

Canan Güllü'nün TedxIzmir konuşmasında geçen bir hikaye beni çok etkilemişti. "Babam beni dudağımdan öptü anne!" diyor küçük bir kız çocuğu. Tabii anne hemen durumu anlıyor. Babanın kendi kızına cinsel istismar uyguladığı ortaya çıkıyor. Türkiye'de bunun gibi birçok acıklı hikaye yaşanıyor. Ensest ve kadına şiddet adına çalışmaları takip etmek, destek olmak isterseniz Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu'nun web sitesine bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Federasyonun kapıları herkese açık. Daha fazlası için buyurun sohbetimize.

Türkiye’de enseste karşı genel tutum nedir?

Aile Bakanlığı, “Türkiye’de ensest yok.” diyerek bu sorunu kabul etmiyor, Sağlık Bakanlığı ise "Müslüman ülkede ensest olmaz." diyor. Gözlerimizi kapatınca sorunlar yok olmuyor ki... Maalesef ensest kavramı Türkiye'nin gerçeklerinden. Kapalı kapılar arkasında yaşandığı için çoğu bilinmiyor. 

"Türkiye’de ensest sorunun ciddiyetine ikna olmanız için yüzde kaçlık bir oran uygundur?" diye bir cümleniz var. Türk halkının ensest bilincine ulaşması için sizce ne gibi çalışmalar yürütülmeli?

Öncelikle bunun büyük bir sorun olduğunu Türk halkı bilmeli çünkü bugüne kadar halının altına süpürme yöntemi gerçekleşmiş. Halının altına süpüre süpüre bir sorun gözükmüyor zannediliyor fakat o sorun bilinmeli. Sen gözünü kapatırsan, ben gözümü kapatırsam ne olacak? Nasıl çözüme kavuşacak bu sorunlar?

 

Bu ülkede kaç istirmar var? Bunun içindeki ensest payı nedir? gibi temel sorular üzerinde çalışmamız gerekiyor. En azından çocuklar için acil yardım hattı kurmalıyız. "Çocuklara; ebeveynlerin nerelerine dokunulur, dokunulmaz ya da çocukların nerelerine dokunulur, dokunulmaz?" gibi bilgileri çocuk algılarıyla anlayabilecekleri bir biçimde aktarmamız gerekiyor.

Ensestin eğitimle bir ilgilisi var mı?

Hayır, ensestin eğitimle bir ilgisi yok.

Sizi kadın haklarına yönelten ilk çalışmalara hangi dönemde başladınız?

Demokratik, çocuklar okusun diye uğraşan bir aileden geliyorum. Yaşımın 9 olduğunu hatırlıyorum. 

Fotoğraf: roportajgazetesi.com

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Kurucusu olarak derneğin amacını anlatabilir misiniz?

1976 yılında kurulan federasyonunun temel amacı "Kadının kalkınması yoluyla toplumun maddi ve manevi kalkınması için çalışmak ve bu konuda yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak"tır. Federasyon 41 yıldır bu temel amaçla çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

"Bu ülkede bir kadın sorunu var ve bu kadın sorunlarını çözecek etkili, yetki, kadın bakanlığı oluşturulmalıdır."

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda yer almak gibi bir düşünceniz var mı?

Bakanlıkla kuruluş aşamasında çalışmıştım. Adı "Aile Bakanlığı". Ben, Aile Bakanlığı içerisinde olmak istemem. Bu ülkede bir kadın sorunu var ve bu kadın sorunlarını çözecek etkili, yetki, kadın bakanlığı oluşturulmalıdır. İleride "Kadın ve Çocuk Bakanlığı"nın olmasını, bu süreçte sahada deneyimli arkadaşların sorunları ardı ardına çözebileceği metodoloji ve eğitimleri ortaya koyabileceği bir süreç gelmesini dilerim. 

Türkiye’yi birkaç defa köy köy dolaşıp kadınlar ile sohbet ettiğinizi duyduk. Karşılaştığınız hikayeler zor olmalı. Üstesinden gelemediğiniz durumlarda psikolojik destek alıyor musunuz?

Köy köy dolaşmayı yedinci kez tamamlamayı başardım. 81 ilde ve birçok ilçede ben bile bazen nerelerde yatıp kalktığıma şaşırabiliyorum. Kesinlikle söyleyebilirim ki psikolojik destek almadım, başkaları alabilirdi ama ben altı yaşlarımdayken bir trafik kazası geçirdim dolayısıyla çocukluk döneminde yanağımdan kulağıma kadar bir dikiş iziyle dolaştım. Hiçbir zaman bundan yüksünmedim.

Beni tatmin eden nokta galiba sorunu görmekten ziyade soruna çözüm üretmek. O çözüm sizi iyileştirmeye, dinginleştirmeye, pozitifleştirmeye götürüyor. Hiç umutsuz kalmadım. Hiç darda kaldığımı düşünmedim çünkü çözüm üretirim. Biz güçlüyüz, kadınlar güçlüdür.

Müftülüklere nikâh yetkisi veren tasarı, meclis kapanmadan önce son dakikada sunuldu. Kadın haklarının bu denli aceleye getirilen yasalarla gündeme gelmesi sizce de korkutucu değil mi?

Tabii ki çok korkutucu. Kazanımların her birinde geri adıma gidiyoruz. Nedir müfti nikah yetkisi? Kim müftülerden nikah yetkisi istedi? Son anda bazı maddelerde geri adım atıldı da sadece nikah kaldı. "Çocuk" ve "rıza" kelimeleri yan yana getirildi hata "Çocuğun rızası vardı" diyecek kadar ileri gidildi. Zemini olmayan, araştırmaları yapılmayan işler bunlar.

"Bir ülke, geleceği için kız çocuklarının eğitimine önem vermeli."

Kadınlar haklarını ve kendilerine ait yasaları sizce ne denli takip ediyor?

Öncelikle şunu düzeltmek isterim ki kadın hakları demiyoruz; insan hakları ve çocuk hakları diyoruz. Kadınlarımızın yasalardan haberi yok. Kadınların eğitime ulaşamama, erken evlenme sorunları hala çözülemedi. 2013-2014 yılları arasında 672 bin kız çocuğu eğitimden vazgeçti. Bir ülke, geleceği için kız çocuklarının eğitimine önem vermeli. 

Sizi bugüne kadar etkileyen kadın gerçeklerinden birkaç örneği bizimle paylaşır mısınız?

Şiddete dik durabilen her hikaye benim için etkileyicidir. Kör zihniyetlerin olduğu bir toplumda buna karşı çıkabilen her kadın benim için güçlüdür. Mücadele eden kazanır. Ben mücadele eden her kadın örneğinde kendimden geçiyorum. 

Şiddete maruz kaldınız mı? Kalsaydınız ne yapardınız?

Şiddet görmediğim için bilmiyorum ama eğer öyle bir durumla karşılaşsaydım kendi öz saygımı yitirmemek adına mücadele ederdim. 

Şiddet gören bir kadın nasıl tepki vermeli?

Devletin yapmakla yükümlü olduğu önlemler mevcut ve bu önlemler aktif olmalıdır. Kadın ve erkek eşittir. Kadınlar şiddet görmemeli. Bunun için gerekirse ömür boyu çalışacağım.

Ensest kavramı ile ilgili Büşra Sanay'ın TEDxAlsancak konuşması: