Berna Kumaş Sipahi - Gökten Üç Elma Düşmüyor!

 
Kaynak: Diva Magazin
 
İzmir bir başka, sanatçılarını hep kendisine saklıyor. Sanatçıları olgunlaştırıyor sonra sanatın her dalında biz İzmirlilere bahşediyor. Hayallerini tutkuya, tutkusunu ise romana dönüştüren Berna Kumaş Sipahi'nin ruhu İzmirli, kahramanı İzmirli...
Berna Kumaş Sipahi ricalarımızı kırmayıp otuzbeslik ile görüşmeyi kabul etti. İzmir gibi bir röportaj oldu. Keyifli okumalar...
 
 
Röportajdan önce şahsen imza gününe katılmıştım. Çalıştığı çok uluslu şirketten eski stajyerleri bile kendisini görmeye gelmişti. Karakterini az çok tahmin edersiniz.
 
Peki, Gökten Üç Elma Düşmüyor kitabında sizleri neler bekliyor? Kahramanımız Arya'nın vazgeçtikleri hayatını değiştirecek mi? Arya, her kadın gibi aşkına sahip çıkmaya çalışıyor lakin gerçek hayatta gökten üç elma düşer mi?
Bir romanı okuduğumda her zaman en merak ettiğim nokta, ana karakterde yahut kitabın içeriğinde yazarın nerede olduğu, kendisini hangi cümlelere sakladığı oluyor. İlk sorum ile röportaja başlıyorum. Tabii bir de kahvelerimiz bize eşlik ediyor.

Kaynak: Doğan Kitapevi
 
Arya karakterinde sizden izler görmek mümkün mü?
İzmirli ve kadın olmamız dışında ortak bir yanımız yok; ama duygular evrensel. Her kadın sevilmek ve sevmek istiyor. 


Neden ¨Gökten Üç elma Düşmüyor¨?
Burada düşmeyen elmalar aslında gerçekliğe bir gönderme. Masallar hep en mutlu olunan noktada biter ve 3 elma düşer. Elma düştükten sonra hayat devam ediyor, orada neler oluyor kimse bunu konuşmuyor. Hayatımızda mutlu anlarımız olduğu kadar mutsuz anlarımızda var ki böyle olması da çok normal. Arya’da mutlu sonu yakalamaya çalışıyor, bir sürü denemesi hep mutsuzlukla sonuçlanıyor; ama her defasında toparlanıp yoluna devam ediyor. Benim esas vermek istediğim de bu; yılmamak ve umudu kaybetmemek.


Gençlik yıllarınızda günlük tutar, mektup yazar mıydınız?
Her zaman günlüklerim oldu. Oğlum doğduğunda da ona bir gün hediye etmek için üç yıl boyunca "Aklımda Kalanlar" adıyla küçük küçük notlar aldım. Bu bir alışkanlık diyebilirim. Sürekli yazma ve not alma isteği.


Bu yeteneğinizi ne zaman keşfettiniz?
Hayal gücü kuvvetli bir çocuktum ve büyüdükçe bu yeteneğimi korumaya çalıştım. Bir süre sonra bu hayallerimden esinlenerek hikayeler yazdım. Diva dergisi ilk çıktığında üç sene kadar köşe yazarlığı yaptım ve en son 2001 yılında sırkadınlar.com adıyla bir kadın sitesi oluşturdum. Bu siteyi sırdaş bir site olarak planladım. Kız arkadaşların sırdaşlığı gibi… Sitedeki yazarların hepsi gerçek ama kendilerini tüm açıklığıyla ifade edebilmek için takma isimle yazıyorlar. Böylece kadınlar ortak yaşadıkları sorunları ya da olayları paylaşır duruma geldiler.
 
Kaynak: sirkadinlar
 
Kadının aşk ile ilişkisi hep romanlara konu olmuştur fakat sizin romanınızda aşktan ötesi var. Yazı diliniz size has, bu cümleleri nasıl yazabiliyorsunuz?
Kitabın elbette bir kurgusu var. Bir aşk romanı yazmaktan öte, günümüz kadını ve erkeğinden izler sunmak istedim. Bunun içinde toplumun belirli kesimini oluşturan bir profil tanımladım. Bu profil benim en iyi gözlemleyebildiğim grup olduğu için hikayeyi oluşturmamı kolaylaştırdı.
Yazı dilime gelince; bu konuda çok pozitif geri dönüşler alıyorum. İlk söylenen 'Çok akıcı bir dilin var, bizi alıp götürdü, sanki sohbet eder gibi...' oluyor. En başından böyle hedeflemiştim. Bu durumun algılanmasından dolayı çok mutluyum.
 
Sanırım asıl soru, bu romanı yazmaya nasıl karar verdiniz?
Bir roman yazma hedefim her zaman vardı. www.sirkadinlar.com’da Olgun kadın adında bir karakter yaratmıştım. Onu yazarken de hep günlük mantığında yazmıştım ve profil olarak ise Arya’yı tanımlamıştım. Bir süre sonra yazdıklarımdan bir hikaye çıkmaya başladı. O aşamada olgun kadından koparıp romanlaştırmaya başladım. 
 
Kaynak: Berna Kumaş Sipahi

Berna Kumaş Sipahi’yi toplumsal hayatta kadın sorunarına iten sebep nedir?
Aslında her sorumlu yurttaş gibi sadece kadına değil tüm toplumsal sorunlara karşı duyarlılığım var. Yüksek Lisans tez konum kadının siyasal davranışı ile ilgiliydi. İlk defa o kadar kesin şekilde farklı sosyo-ekonomik yapıda kadınla bir araya gelme fırsatım oldu. Farklı kesimdeki kadınlar arasındaki farkın kapanmasında nasıl bir etkim olacağına dair kafa yormaya o zaman başladım. Bir iletişimci olarak iş hayatımda ve kişisel olarak bu yönde karınca kararınca çalışmalarım hep devam etti.

Türk kadınının toplumda yer almasını istediğiniz yer ile şu anki olduğu yerin tezatlıklarını kitaplarınıza taşıyor musunuz?
Romanlar gerçek hayatın bir simülasyonu. Eğer fantastik bir şey yazmıyorsak esinleneceğim tek yer yaşadığımız toplum. 


Kaynak: Deniz Sipahi

Berna Kumaş Sipahi’nin gözünde kadın olmak mı, anne olmak mı, aşık olmak mı daha zor?
Hepsi çok zor ama aynı zamanda hepsi iç içe geçmiş kavramlar. Bir birlerinin olmazsa olmazları. Kadın oluyoruz, anne oluyoruz ve en büyük aşkı aslında çocuğumuza duyduğumuzu anlıyoruz.
 
Yeni kitap projeleriniz var mı?
Kesinlikle var, hatta başladım; ama çok başındayım. Şu dönem promosyon çalışmaları ve imza günleri nedeniyle “ Gökten üç elma düşmüyor” kitabıma çok konsantreyim.
Bir de oğluma anlattığım masallardan derlediğim “ Atlas’ın Masalları” isimli bir masal kitabı hazırlığım devam ediyor. Tamamladım sayılır.
 
Kitapta kadın erkek ilişkileri o kadar yoğun ki, eşinizin düşüncelerini merak ediyorum. Eşiniz romanınızı okuduğunda geri dönüşümü nasıl oldu?
Eşim kitabımı ilk okuyan kişi. Kendi uzmanlığı da olduğu için beni yönlendiren pozitif yorumları elbette oldu; ama hikayenin özüne karışmadı.

Kaynak: Berna Kumaş Sipahi