20 Eyl 2019
Kardelen Uysal

Fridays for Future gelecek için Küresel İklim Grevi’nde

Dünya’nın dört bir yanında gezegenin geleceğine dair ilham verici bir grev var bugün. Küresel iklim krizinin suçlusu olan politik ve ekonomik faaliyetlere karşı insanlar toplanıyor. 16 yaşındaki İsveçli eylemci Greta Thunberg ve Fridays for Future hareketinin öncülüğünde en büyük iklim grevi 20 – 27 Eylül’de yapılacak.

 

Fridays for Future hareketinin İzmir ayağından Deniz Çelikcan ile görüşüp iklim krizininin nedenlerini, bireysel ve küresel olarak neler yapılması gerektiğini, grevin önemini konuştuk. Greta Thunberg’i hayran hayran izlerken ülkede de hatta İzmir’de de Greta kadar güzel, duyarlı insanlar olduğunu Deniz Çelikcan ile görmüş olduk. 

 

 

Fotoğrafta Deniz Çelikcan, hafifçe gülümseyerek poz veriyor.

Fridays for Future hareketinden biraz bahseder misin?

İsveç’te Greta Thunberg tarafından başlatılan bir hareket bu. Greta 15 yaşında bir öğrenciydi, İsveç Parlamentosu’nun önünde cuma günleri okula gitmeyerek grev yapmaya başladı. İstediği şey İsveç Parlamentosu’nun acil iklim krizi ilan etmesiydi. Daha sonra zamanla bu hareket büyümeye başladı; önce Avrupa’da sonra da Türkiye’de yayılmaya başladı. Biz bu hareketin İzmir ayağını oluşturuyoruz. İstanbul’da, Mersin’de, Antalya’da, Bursa’da, Malatya’da, Lüleburgaz’da ve daha pek çok yerde de bu hareketin temsilcileri bulunuyor.

İklim değişikliği geleceği nasıl bir tehlike altına sokuyor? En büyük nedenleri neler?

Yeni iklim dili denilen bir kavram var şu anda, doğrusu iklim krizi demek. Biz bunun artık bir değişiklik değil de bir kriz olduğunu savunuyoruz. Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’nin çıkardığı rapora göre Endüstri Devrimi’nden beri sıcaklık yükselmesi bir buçuk dereceye yaklaştı. 2030’a kadar bunun 2 dereceye çıkması bekleniyor. Bu durum gerçekleşirse ilk olarak tüm mercan resifleri yok olacak; yani tüm deniz ekosistemi çökecek. Orta Doğu’nun büyük bir kısmının kuruması bekleniyor. Deniz kıyılarında bulunan bölgelerin sular altında kalması bekleniyor. İki dereceye çıktıktan sonra sıcaklık bunu geri döndürmenin yolu yok. Bizler bir nevi 6. kitlesel yok oluş sürecine gireceğiz dinozorlara olduğu gibi. Önümüzde 11 yıl gibi çok kısıtlı bir süre var. Bizler de bu süreç içerisinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

İzmir’de Fridays for Future olarak neler yapıyorsunuz?

Fridays For Future’ın asıl amacı kamuoyu üzerinde baskı kurarak hem halkı bilinçlendirmek hem de belediyeleri ve büyük şirketleri bir şeyler yapmaya zorlamak. Biz artık bunun bir kriz olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Büyük şirketlerin, adil geçiş ile beraber karbon kullanımını azaltmasını istiyoruz. Olağanüstü büyüklükte olan bu şirketlerin bir anda kapatılamayacağının farkındayız. Süreç içinde yavaş yavaş azalarak tamamen sürdürülebilir enerjiye geçmelerini istiyoruz.

Büyük şirketlerden beklentileriniz neler?

Şirketlerin artık karbon kullanımını bırakmalarını istiyoruz. Karbon salınımına neden olan her şeyin durdurulmasını istiyoruz. Küresel ısıtmaya en çok neden olan şey karbon emisyonu. Bunun içinde hayvansal gıdalar, hayvan tarımı, fabrikalar, çok fazla su kullanımı, motorlu taşıtlar var. Biz tüm şirketlerin, belediyelerin, insanların karbon kullanımını sıfıra indirmesini ve tamamen sürdürülebilir, yenilenebilir enerjiye geçmelerini istiyoruz.

Bireysel olarak karbon ayak izimizi azaltmanın yollarından bahseder misin?

En kolay şeylerden biri plastik kullanımını azaltmak. Bireysel olarak yaptıklarımız bir noktada işe yarıyor ancak bunlar krizi durdurmaya yetmez. Örneğin yurt içindeki seyahatlerinizde uçak yerine otobüsü kullanabilirsiniz. Uçaklar çok fazla karbon salınımına neden oluyor. Tren ve otobüs gibi araçların kullanılması çok önemli.

Hayvansal ürün kullanımının azaltılması bu konudaki önemli adımlardan biri. Herkesin tamamen vegan ya da vejetaryen olması mümkün değil ancak bir insan haftada üç ya da beş kere et yiyorsa bunu iki ya da bire düşürebilir. Bu bile karbon ayak izinde çok önemli bir etkiye sahip.

Tüketime karşı çıkmamız gerekiyor. Üretilen her şey dünya üzerindeki herkese yetecek sayıda üretilmeye çalışılıyor. Buna yetecek kadar kaynağımız yok. Kıyafet endüstrisi, fast fashion dedikleri bu endüstri çok fazla su kullanıyor. Genel olarak tüketimin azaltılması, ikinci el tüketimin arttırılması ve belki de biraz minimalizme geçiş yapılması gerekiyor.

İklim krizine karşı çıkmak, bir şeyler yapmak hem doğayı hem insanı hem hayvanları savunmak anlamına mı geliyor?

Kesinlikle! Bazen biz “İklim krizi önemli olabilir, kadın ve çocuk hakları ne olacak?” gibi tepkilerle karşılaşabiliyoruz. Bu ülkede biz neler neler yaşıyoruz. İklim krizi aslında tüm bu özneleri içinde barındırıyor. İklim krizi gerçek felaketin gerçekleşmesi demek. Bu felaketle karşılaştığımızda bir ayrım kalmayacak, hepimiz bundan zarar göreceğiz. Bu aslında bir insan hakları meselesi. Bu kriz gerçekleşince insanlar evlerinden olacaklar, ülkelerini terk etmek zorunda kalacaklar. Su kaynakları tükeniyor, kuraklık artıyor. Aynı zamanda besin yetersizliği ortaya çıkıyor. Bu her şeyin ötesinde bir insan hakları sorunu, Af Örgütü de bunu bu şekilde tanımlıyor.

Fridays for Future’ın yaş aralığı nedir? Kimler katılabilir?

İzmir’de genelde liseli öğrencilerden oluşuyor ancak İstanbul’da ortaokul ve üniversite öğrencileri de var. Katılmak için bizimle iletişime geçebilirler. Bize verebilecekleri en büyük destek küresel iklim grevlerine katılmaları.

On altı yaşındasın. Bu yaşta böyle bir duyarlılığa nasıl eriştin?

Ailemden gelen bir duyarlılık bu, bu konuda çok şanslıyım. İklim krizi hakkında spesifik bir bilgim yoktu. Lisede de Deniz adındaki arkadaşımla sürekli çevre, iklim konularında konuşuyorduk. Bu konuda iki tane belgesel izledim. An Inconvenient Truth (Uygunsuz Gerçek) ve Leonardo Di Caprio’nun Before the Flood (Tufandan Önce), bu belgeselleri izledikten sonra fark ettim ki bu iklim krizi bize anlattıkları kadar basit bir şey değil. Her zaman iklim değişikliğini duyuyordum ama ciddiyetinin farkında değildim. Son 11 yılı duyunca dehşete düştüm. 16 yaşındayım, çok çok fazla yapmak istediğim şey var. 11 yılım var ve hiçbir şey yapmaya zamanım yok. 2030 yılında yaklaşık 25 holokost sayısında insanın ölmesi bekleniyor. Bu çok büyük bir sayı. İki derecenin üzerine çıktıktan sonra maalesef geri dönüşü yok.

Görselde greve çağrı metni yer alıyor. Ayrıca çocukları ellerinde pankartlarla görüyoruz.

Grevden, öneminden bahseder misin?

Türkiye’de daha önce tüm dünyayla birlikte iki kez grev yapıldı. Bu grev Türkiye’deki en büyük iklim grevi olacak. Bu sefer yetişkinler de bizimle olacaklar. Biz bu grevle tüm Türkiye’ye mesaj vermek istiyoruz. Bir öğrencinin hayatındaki en önemli şey okuldur. Biz bunun için o gün eğitimimizden, okulumuzdan vazgeçiyoruz. Biz o gün bir ders almak istemiyoruz, bunun için hiçbir şey yapmayan yetişkinlere bir ders vermek istiyoruz. Biz burada sadece kendimiz için grev yapmıyoruz. Korktuğumuz sonuçlar sadece biz greve katılanların başına gelmeyecek. Bu bir insanlık sorunu, hepimizin sorunu. Okuldan çıkmaya korkuyor olabilirsiniz, ailenizden çekinebilirsiniz ama onlara şunu hatırlatın: Biz bugün bunu yapmazsak zaten bizim bir geleceğimiz olmayacak.

Program:
15.00-17.00 İklim için okul grevi (Fridays for Future) Gündoğdu Meydanı
17.00 Alsancak İskele önünde buluşma
18.00 İklim Yürüyüşü (Alsancak İskele'den başlayacak)
19.00 Kültürpark Sahne (Ahura Ritm Topluluğu, İzmir Müzisyenler Derneği, Sokak Orkestrası, Swing Dance Izmir)