Geri Dönüşümün Sanat Olabileceğini Biliyor Muydunuz?

Recyle Art (Geri Dönüşüm Sanatı) kavramını duymuş muydunuz? Sizin dikkat etmediğiniz bitmiş çakmaklar, atılmış eşyalar yeniden can bulabiliyor. Sanatçı Erhan Babur'a Geri Dnüşüm Sanatı ile nasıl tanıştığını sorduğumda: ¨Çocukluktan beri ilgim vardı benim için sonradan keşfettiğim bir şey olmadı.¨ diye yanıtlıyor ve ¨Ben tanıyabileceğin en asosyal insan olabilirim. Başkaları için bir oda olan atölye; benim hayal dünyam, tüm ürünler o dünyanın eseri.¨ diye ekliyor. Asosyalim diyen bir insanın nasıl bu denli sıcaklık yarattığını merak ediyorum ve kahvemizi yudumlarken sohbetimize devam ediyoruz, keyifli okumalar.

 

 

Kaynak: Erhan Babür

 

Çocukluğunda da bir şeyler tasarlar mıydın? 

Çocukken birçok oyuncağım olmasına rağmen oyuncaklarıma eklentiler yapardım. Mesela kırmızı bir volkswagen'im vardı onun arkasına römork yapmıştım. Hızımı alamadım kuzenlerime bebek evi yaptım. Kartondan kapısı açılıp kapanan kaleler... Maket gemiye başlamam ise ortaokul çağlarımı buluyor. Aslına bakarsan kendimi bildim bileli bir şeyler yontup biçiyorum. İnsanın içinde varsa er ya da geç çıkıyor. Benim biraz erken çıkmış.

 

Ailende sanatçı var mı? 

Amcam resimle ilgilenirdi. Babam makine mühendisiydi ve garip icatlar peşinde koştururdu. Makineler tasarlardı, çocukluk yıllarımda makine tasarlayan bir babamın olması ilginç geliyordu. Atölyesinde bana da ufak çaplı boya işleri yaptırmışlığı vardır. Belki de bende yeteneği gördü ve yeteneğimi geliştirmem için yönlendirmelerde bulundu. Oyuncaklarım hep çarklı trenler olurdu, bedavaya oyun yok. Önce çözmen gerekiyor. Normal oyuncaklarım pek oldu diyemem, ki pişman da değilim. 

 

 

Kaynak: Erhan Babür

 

Eğitim hayatından ve şimdiki iş yaşamından bahsedelim mi biraz? 

Lise mezunuyum. Açık öğretim turizm okuyordum bir ara, bitti mi o konuda pek emin değilim. (Gülüşmeler) Grafik işine de alaylı olarak bir reprodüksiyon atölyesinde başladım. Daha sonraları grafik tasarım ilgimi çekti ve kendimi geliştirdim. 15 senedir de bu işin içindeyim. Usta- çırak ilişkisine yönelik bir meslek bizimki. Okullu da olsan bence mutlaka bir ustanın yanında yetişmen gerekiyor.

 

Örnek aldığın sanatçılar var mı? 

Stephane Halleux, Aggie Zed, Marc Janssens, Olivier de Sagazan; bu sanatçılar ilgimi çekiyor.  

 

 

Kaynak: Erhan Babür

 

Ne tür malzemeler kullanıyorsun, kullanacağın malzemeleri nasıl belirliyorsun? 

Aslında aklına gelebilecek her malzemeden yararlanıyorum bu malzemeler yeri geliyor cd writer parçası oluyor, yeri geliyor tost makinesinden çıkan bir materyal oluyor. Elime geçen enteresan parçaları kullanıyorum ya da aklımda olan bir tasarıma uygun malzemeleri ayırıyorum. Mesela şemsiye telleri böceklerin ayakları oluyor, çakmaktan çıkan bir parçayı da bu ayaklarda detay olarak kullanıyorum. Ne görüyorsam o an, onu birleştiriyorum.

 

Minimalist ürünler üretmenin zorlukları neler? 

Özellikle heykelleri yaparken uygun parçaları bulmak daha zor oluyor. Bazı parçaları kafamda kurguladığım şekilde kullanamayıp modifiye etmek veya üretmek zorunda kalıyorum. Zihinde oluşturmak kolay oluyor ama uygulamaya geldiğinde sıkıntılar yaşamıyorum değil.

Yaptığım şeyler genelde detaylı oluyor, küçücük parçaları birleştirmek zor oluyor tabii. Normalde ellerim titriyor; ne zaman ki ayrıntılı işlerle uğraşsam ellerimin titremesi kesiliyor. Hatta birisi bir ara ¨Bu ellerle o işleri nasıl yapıyorsun¨ demişti çünkü gerçekten titriyor ellerim. Konsantrasyon ile alakalı sanırım ya da bir teknik keşfettim ama keşfettiğimin farkında değilim. (Gülüşmeler) 

 

  

Kaynak: Erhan Babür

 

Üretim anlamında ileriye dönük planların var mı? 

Aslında bu işe ticari olarak hiç kafa yormadım, şu an sadece üretiyorum. Yaptıklarımdan satılanlar oluyor arada ama genelde pahalı geliyor insanlara. Henüz tam bir çizgi oturmuş değilim, zamanla şekillenecektir. Ahşap oyuncak çeşitlerini fazlalaştırıp pazara onlarla girebilirim. Görünen o ki şimdilik bu iş benim için hobi olarak kalacak. Üretmeye devam.

 

İnsanlardan nasıl tepkiler alıyorsun? 

Genellikle güzel ve olumlu tepkiler alıyorum. Böceklerden korkanlar da var tabii.

 

 

Kaynak: Erhan Babür

 

Değer kavramının kelime karşılığı senin için nedir? Yaptığın işlerin değeri biliniyor mu sence? 

Biri yaptığım bir şeyi dikkatlice inceleyip "Delisin, biliyorsun değil mi?" gibi şeyler dediğinde, o iş benim için değerli oluyor. Orada bir frekans var yakalanan, o benim için önemli. Yani yaptığım işlerin değeri biliniyor bence, sadece insanlara ulaşma kısmında sıkıntı var. Bunun da zamanla rayına gireceğine inanıyorum.

  

Sence yaptığın eserlerin insanlığa bir katkısı var mı? 

Garip bir soru. (Gülüşmeler) İnsanlarda bir his uyandırabiliyorsa artıdır. Geri dönüşüm malzemeler kullandığımız için artı bir yazabiliriz ama bu kadar küçük çapta dönüşümle dünyayı kurtaramayız tabii ki.

 

Workshoplar veriyor musun? İlgilenenler sana nasıl ulaşabilirler? 

Workshop veremiyorum maalesef vaktim olmuyor. Bunlar emeklilik planları.

 

Erhan Babür hayallerinin peşinden gitti diyebilir miyiz? 

Öyle çok hayalleri olan bir insan değilim ama geldiğim yer beni mutlu ediyor. Bu işe ne kadar vakit ayırırsam o kadar ileri gideceğimin farkındayım ama zaman ne gösterir bilinmez.

   

Carl Sagan “Eğer tüm evrende yaşam sadece Dünya’da varsa, bu çok büyük bir yer israfı olurdu.” demiş. Bu konu hakkında ne düşünüyorsun? Başka bir gezegende yaşamak ister miydin? 

Koca Kozmos’ta sadece bizim dünyamızda yaşam olduğunu düşünmek saçma geliyor ama hali hazırda bulunmuş başka Dünya benzeri gezegen yok. Bulsak da gidemeyeceğiz gibi görünüyor. Bence artık insanlık olarak kendimize gelmemiz ve Dünya için bir şeyler yapmamız gerekiyor. Açıkçası bir fanusun içinde Mars'ta olmayı istemem.

 

Normal bir işte mesaili çalışıp kalan vaktini atölyeye ayırmak sosyal hayatını nasıl etkiliyor?

Sevdiğim insanlara vakit ayıramıyorum ama bir şeyler ortaya çıkarmak için birazcık kapanmak gerekiyor. Çevremdeki insanlar bu konuda anlayış gösteriyorlar sağ olsunlar ama dayanamayıp kaçıp gidenler de var.

Evet, konuşmanın başında söylediğim gibi ben tanıyabileceğin en asosyal insan olabilirim ama bu asosyallik iletişim kuramamaktan değil, insanlara vakit ayıramamaktan kaynaklı.

 

  

Kaynak: Erhan Babür

 

Önereceğin ilk üç kitap, üç film, üç şarkı, üç sanatçı? 

Kitap;

Frederic Beigbeder - 99 Francs

C. Bukowski - Sıradan Delilik Öyküleri

Hakan Günday - Piç

Film; 

12 Angry Men

The Mist

Interstate 60

Şarkı; 

Air - La Femme D'argent

Napkey - Pegasus

French 79 - Between the Buttons

Sanatçı; 

H.R Giger

Rafael Gomezbarros

Marc Janssens