22 Eki 2016
Gülay Güler

Hayalinin Peşinden Giden Tasarımcı - Gözde Onur

Türkiye'deki moda sektörünün zorluklarına direnen, hayallerinin peşinden gitmekten asla vazgeçmeyen tasarımcı Gözde Onur ile dününü, bugününü ve yarınını konuştuk.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Gözde Onur seni tanımak isteriz. Moda Tasarımı ile tanışma hikayeni anlatabilir misin?
Aslında biraz enteresan bir başlangıç oldu. Üniversite öğrenimi sonrası yaz tatilinde İstanbul’a bir arkadaş ziyaretine gitmiştim. İstanbul’u da çok sevdiğim için arkadaşımın da ısrarı ile İstanbul’da yaşamaya karar verdim ve tesadüfen başvurduğum Jack&Jones ve Vero Moda markalarının Türkiye ofisinde ihracat ve finans bölümünde çalışmaya başladım. Yani 2005 yılında tekstil sektörüne bu şekilde girmiş oldum. Çalıştığım markanın ruhunu ve ilkelerini çok sevdim. Bu bana kendi markamı yaratma yolunda ilham veren şeylerden biriydi. Aslında sayılarla aram iyidir fakat hedefim bu işin mutfağına inmekti. Kimi insanlarda yaratmak içgüdüseldir ben de onlardan biriyim sanırım… Bu iş sayesinde ben “moda tasarımcısı” olmalıyım diye düşünmeye başladım. Bunun için ilk adım olarak da Nişantaşı'nda La Salle Akademi'de bir sene stilistlik eğitimi aldım. İstanbul’da 3 sene yaşadıktan sonra İzmir’e geri dönme kararı aldım.
 
Peki, İzmir'e ne zaman ve neden taşındın?
İstanbul Türkiye’de modanın merkezi Nişantaşı ise onun kalbi, sokaklarında dolaşırken her an modanın ruhunu soluyorsunuz. Tabii ki burayı bırakmak kolay olmadı ama İzmir’de ailemin yanında bu alanda daha rahat eğitim alabileceğim için geri döndüm. Dönmekle de iyi ettim!  Sonrasında da kendimi geliştirmek adına grafik tasarım kursundan tut desen kursuna kadar birçok farklı disiplinde eğitim aldım. Tekstilde ihracat yapan bir firmada tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Şimdi bakıyorum da iş hayatında pişme aşaması baya mücadeleyle geçmiş ama çok şey öğrenmişim. 
Benim için eğitim bitmeyen bir süreç bu sebeple 2011'de Ekonomi Üniversitesi'nde Güzel Sanatlar fakültesinde Tasarım Yüksek Lisansı'na başladım. Yüksek lisans yaparken kendimi geliştirmek için bir yandan da moda tasarımı lisans derslerinin bir kısmına katıldım. Yüksek lisans tezim için Barbaros Şansal ve Tamer Yılmaz gibi moda sektörünün öncü isimleri ile röportajlar gerçekleştirdim. Kesinlikle çok eğlenceliydi.


Kendi markanızı yaratmaya nasıl karar verdiniz?
Daha önce de bahsettiğim gibi Zara, Vero Moda, Jack & Jones ve Defacto çalışmış olduğum markaların bir kısmı. Ve her bir markanın bir ruhu olduğunu gördüm. Neden kendi ruhumu yansıtacağım benim gibi yaşayan, düşünen insanlarla buluşabilecek bir markam olmasın ki dedim. Yani şehirli, çalışan, güçlü, eğlenmeyi seven renkli kadınlara ve aynı zamanda tasarım ve nadir bulunan ürünlere ulaşmak isteyen kitleye hitap etmek istedim. Ve bu sebeple radikal bir kararla işten ayrılarak, çok kısa bir süre içerisinde markam için çalışmalara başladım.

Markanın ismi nedir?

Kendi ismimi kullanıyorum. Ve Gözde Onur'un kısaltması olan Go on’dan yola çıkarak Go on, dream sloganını oluşturdum. 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
"Herkese hayallerinin peşinden gitmelerini tavsiye ediyorum. Ben hayal ettim oldu''
 
Gözde Onur markası nasıl oluştu, sen markanı nasıl tanımlıyorsun?
 
Bir arkadaşımla birlikte o sıralar etnik tasarımlar yapmak istiyorduk. Grafik tasarım eğitimim var, desen tasarımcısıyım. Bu desenleri nerelere yansıtabiliriz diye düşündük. Daha günlük, daha renkli, neşeli desenler ortaya çıkmaya başlamıştı. Kimonoların, plaj kıyafetlerinin, eşarpların, bandanaların üzerine desenlerimizi bastık. Ortaya bir yaz markası çıktı.



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Bir tasarımdan en fazla 20- 30 adet üretiyoruz. Son zamanlarda butik tasarımlar tercih edilmeye başladı. Artık insanlar giydiklerinin özel olmasını istiyorlar…  Artık “tasarım kıyafet” denilince de bu anlaşılıyor zaten.  Üretiyoruz satılıyor ve tekrar başka tasarıma başlıyorum. Biz az sayıda ürün üretmek istiyoruz… Yatırımcılar ise az ürün satmaktan hoşlanmıyorlar. Bir şekilde halletmeye çalışıyoruz.
Kışın neler yapıyorsun?

Kış deyince tüylerim diken diken oluyor. Ben yaz insanıyım. Eşarplar, renkli ispanyol paça pantolonlar yapıyorum. Renkli olmayı kışın da koruyorum.
 

 

 
Yaptığın tasarımları nerelerden takip edebilir ve satın alabiliriz? 

Beni sosyal medyadan takip edebilir ve ürünlerimi satın alabilirsiniz.

https://www.instagram.com/goondream/
https://www.facebook.com/goondream/?fref=ts
 gozdeonur.sopsy.com

Tasarımlarımı butik tasarım mağazalarında da bulabilirler. Çeşme, Bursa, Balıkesir'de şu an satılıyor. Yakın zamanda Adana, Bodrum, İstanbul'da da satılacak. 


 
Beğendiğin takip ettiğin tasarımcılar var mı? 
 
Çok fazla takip ettiğim insan var. Mesela aksesuar markası olarak Rumisu'ya bayılıyorum! Çok özgün desenleri var…

Sence tasarım ürünlerinin hak ettiği değeri görmesi için neler yapılmalı?

Moda sektöründe tanınmak için ya kişi ciddi yatırımlar yapmalı ya da ciddi yatırımcılarla çalışmalı. Bu da tasarımcıların en büyük handikabı. Bir şekilde tasarımcılar ve yatırımcıların bir araya gelmesi gerekiyor.
 
İzmir'e bakarsak durum nasıl sence?

İzmir'de bizim gibi birçok butik moda tasarımcısı var ama kendimizi gösterebileceğimiz platformlar (panayırlar, festivaller vb.) maalesef çok kısıtlı. Bunların bir şekilde arttırılması gerekiyor. Aslında İstanbulluların aksine İzmirlinin tasarım ürüne yaklaşımı biraz çekinceli. Buna en güzel örnek Alaçatı’daki butiklerden alışveriş yapanların büyük bir kısmının İstanbullu veya farklı şehirlerden oluşudur. 
 
Gelecekte tasarım adına neler yapmayı düşünüyorsun?

Başka bir isimle ve başka arkadaşlarla erkek ürünleri üretmeyi başladık. Koleksiyon anlamında danışmanlık veriyorum.  Yurt dışında tasarım alanında daha kolay ilerleyebileceğimi düşünüyorum. Bu yüzden yurt dışındaki fuarlara da katılmayı hedefliyorum.
 
Son olarak ne söylemek istersin?
 

Hayalinizin peşinden gidin!