03 Nis 2018
Kardelen Uysal

Looby Loo - Burada Herkes Çocuk Olabilir

İnovatif bir girişimci olan Aylin İnce; Bilkent Üniversitesi Turizm İşletmecilik mezunu, genç bir anne, başarılı bir iş insanı. Bir süre mezun olduğu bölüm ile ilgili sektörde çalışan İnce, anne olduktan sonra kişisel ihtiyaç haritasından yola çıkarak farklı bir kafe konsepti projesine imza atmış. Looby Loo; Bostanlı’da hem güzel yemekler yiyebileceğiniz hem oyuncaklar satın alabileceğiniz hem de oyun oynayabileceğiniz harika bir kafe. Kafede çeşit çeşit oyunlar var; arkadaş gruplarına da uygun çocuğu olan çiftlere de… Zaten sloganları da “Her yaşa oyun!”  Looby Loo çocukların ve içindeki çocukla el ele yürüyen yetişkinlerin kaliteli vakit geçirebilecekleri sıcacık bir yer.  Ayrıca Facebook sayfalarında paylaştıkları etkinliklere çocuklarınızı götürebilir, internet siteleri üzerinden oyunları da satın alabilirsiniz.  

 

 

Kaynak: Looby Loo

 

Looby Loo adı nereden geliyor? Anlamı nedir? 

Looby Loo aslında bir çocuk şarkısı. Biz bunu tamamen çağrışımı kulağa hoş gelsin diye kullandık. Keyifli de bir isim oldu. Aslında yurt dışında Looby Loo diye çizgi film karakteri var, şarkı da onun jenerik müziği. Bizim bununla marka olarak ilgimiz yok. Logoya kadar her şeyi biz kendimiz tasarladık. 

 

Ortak ve büyük bir oyun alanı yaratmak nereden geldi aklınıza? 

Biz aslında lokasyon olarak Yıllar Sokak’taydık, buraya taşınalı 3 ay oldu. Dördüncü yılımıza girdik bu arada. Ben aslında işletme mezunuyum ve yıllarca özel sektörde çalıştım sonra uzun bir süre Bodrum’da yaşadık. Bodrum’dan İzmir’e geldikten sonra da çocuk sahibi olduk. Büyük bir eksiklik olarak çocukla gidilip bir şeyler yapabileceğimiz bir yer olmadığını keşfettim. Akıl oyunlarına da ayrıca bir ilgim vardı. Ada doğmadan önce bile akıl oyunları, masa oyunları hep ilgimi çekerdi sonra hem akıl oyunlarının oynanabileceği hem satışının yapılabileceği bir yer açma fikri aklıma geldi. İzmir'de bizim konseptimize sahip bir kafe de yoktu. Francheise talepleri oluyor ancak onun ayrı bir prosedürü var ama zor bir işlem. Daha önceki konseptimizde bir de çocuk alanı vardı. Çok sorumluluk gerektiren bir durum. Herkese de vermek istemedik içinde çocuk olduğu için. Şimdilik o konuyu dondurduk ama ileride yapabiliriz 

 

Kaynak: Looby Loo

 

Yeni neslin oyun anlayışı değişiyor. Çocukların da yetişkinlerin de ellerinden tabletler, akıllı telefonlar düşmüyor. Oyun kavramı da aslında değişiyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?  

Teknoloji çağımızın bir gerekliliği aslında ama kısıtlı kullandırmak gerekiyor. Benim de 6 yaşında kızım var. Çok kısıtlı ve gözetim altında internet kullanmasına izin veriyoruz. Ancak ben bu oyunların çocuklara çok faydası olduğunu görüyorum. Burayı kızım 2.5 yaşındayken açtık. Kızım üzerinden baktığımda bu tip oyunlarla birçok özelliğinin geliştiğini gördüm. Masa başında oturabilme becerisi, dikkat ve konsantrasyon artışı, ders dinleme becerisi vs. Bazı oyunlar konsantrasyon geliştirirken bazısı da strateji geliştirme yeteneğini artırıyor bazısı ise matematik zekasına katkıda bulunuyor. Örneğin; Brain Box serisi de çok güzel hafıza geliştiriyor.  Bir de ben akıl eğitimi oyunlarının eğitmenliğinin sertifikalarını da aldım. Dünya çapında firmaların düzenlediği sertifika eğitimleri oluyor. Şu an aileler daha bilinçli. Anneanneler ve dedeler de dahil olmak üzere birçok insan çocuklara eğitici oyunlar almayı tercih ediyorlar.  

 

Buraya kimler gelmeli? 

Eskiden adımız "Looby Loo Kids Club" idi. Şimdi "Looby Loo Her Yaşa Oyun". Yani buraya gelen 30 yaşında müşterilerim de var. Burada FRP oyunları da oynanıyor. Artık istiyoruz ki burada her yaştan insan oyun oynasın. Çocuklar burada oyun oynarken anne, babaları da oyun oynasınlar istiyoruz. Arkadaş grupları da gelsin oyunlar oynasınlar istiyoruz. Zaten öyle de bir yer olduk.  

 

 

Kaynak: Looby Loo

 

Menüde neler var? 

Emirgan Sütiş’in tatlılarını satıyoruz. Mantı servisimiz de sürekli var.  

 

Sizce oyun oynamayı özel kılan nedir? 

Oyun oynarken çocukların yaşına inebiliyorsunuz. Biz büyükler olarak oyun oynarken biraz hayatın gerçeklerinden, stresinden kaçabiliyoruz, uzaklaşıyoruz. Çocuklarla oyun oynarken de onların yaşına inebiliyoruz, keyifli ve kaliteli zaman geçiriyoruz.  


 

Kaynak: Looby Loo

 

Peki, sizin çocukken en sevdiğiniz oyun neydi? 

Ben çocukken bu kadar çok akıl oyunu yoktu. Çocukken Almanya’da yaşıyordum. Türkiye’deki kişilere göre daha çok alternatif oyuncağım vardı ama kendi yaşıtım olmadığı için sokakta oyun oynayamadım. Türkiye’deki yaşıtlarım sokakta saklambaç, ip atlama gibi oyunlar oynarken ben de anaokulunda vakit geçiriyordum. O zamanlar oyun olarak evciliğin ayrı bir keyfi vardı ama hala da çok evcilik oynayabilen bir anne değilim. Daha çok kutu oyunları, ailecek oynanabilecek oyunlardan keyif alıyordum. Bir de Ayşegül’ü giydirme oyununu seviyordum.  

 

Sabah Gazetesi’ne verdiğiniz bir röportajda bu işi kurarken çocuğunuzdan ilham aldığınızı söylemişsiniz. Bu süreçten biraz bahseder misiniz? 

Çocuk olunca insanın hayata bakış açısı değişiyor. Bekarken hiçbir zaman çocuklu kafe aramıyorduk ama Ada doğduktan sonra çocukla gidilebilecek bir yer arayışına girdim. İzmir’de çok da alternatifin olmadığını fark ettim. Gitmek istediğim yer hiçbir zaman top havuzu olan kızımı uzaktan izleyebileceğim bir yer olmadı. Hem yaratıcı hem eğitici oyunlar oynanan, içinde atölyelerin olduğu aynı zamanda anne babaların da oyun oynayabildiği bir yer arıyor, böyle bir yer hayal ediyordum. Eşimin de süreçte çok katkısı var tabii. Onun da hayalinde böyle bir yer vardı. Beraber hayalimizi gerçekleştirmiş olduk.   

 

Kaynak: Looby Loo