Nesli Özalp'ın ¨Dönüş¨ü

1988, İzmir doğumlu Nesli Özalp, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü’nde lisansını, 2016 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi GSE Film Tasarımı Bölümü’nde yüksek lisansını tamamlamış. 2014 yılından beri Bornova Belediyesi Dijital Film Atölyesi’nde eğitmen olarak çalışmakta olan Özalp; sinema eğitimini Marijke Rawie, Mikael Opstrup, Miriam Norgaard ve Audrius Stonys’un gerçekleştirdiği atölyeler ile desteklemiş. 

Nesli Özalp ve ¨Dönüş¨ü daha çok duyacaksınız. Kısa filmleriyle adından fazlasıyla söz ettiren Özalp'ın kendisine ait koskocaman masal bahçeleri var. Onun içindeki dünya, yaşadığımız dünyadaki zorlukları katlanabilir kılan sanat dolu güzelliklerden oluşmakta. Öyle tatlı, öyle içten birisi ki eminim tanısanız siz de çok seversiniz. Buyurun sohbetimize, keyifli okumalar.

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

Yapmak istediğim tek iş sinemaydı.

 

Sinemayı seçmen nasıl gerçekleşti? Bu süreçte ailenin desteği ne yönde oldu?

Ailem üniversite eğitimimde hangi bölümü istiyorsam o bölümde o okumam konusunda beni fazlasıyla destekledi. Zaten lise eğitimim boyunca aklımda hep sinema bölümünde okumak vardı. Sadece hangi üniversitede bu bölümü okuyacağımı bilmiyordum. Eğer bilgilendirilmiş olsaydım başka bir okulu seçerdim ama bölümümden çok memnundum. Yapmak istediğim tek iş sinemaydı zaten. Hem çalışmaya hem üretmeye devam ediyorum çünkü sinema bana mutluluk veriyor. Mutlu olduğum bir işi yapmayı seviyorum. 

 

Neden başka bir okulu seçerdin?

Ana branşı sinema olan bölümü seçmek benim için daha doğru olurdu. Tercih edilecek okulun ders içeriklerine, eğitim kadrosuna bakmak, doğru bilgilenmek gerekiyor. Ders içeriği olarak okumak istediğim sinema bölümünden ziyade iletişim ve televizyon dersleri yoğunluktaydı.

Beklentim ile karşılaştığım içerikler uyuşmadı ne yazık ki. Sinema ile ilgili dersler seçmeli olarak seçebildiğiniz derslerdi çoğunlukla. Pazarlama, hukuk, sosyoloji gibi ana dersler aslında alana yönelik öğrencilerin işlevsel olarak işine yarayabilecek dersler olmasına karşın doğru ilişkilendirme yapılamadı. Sinemaya olan tutkumla arayı kendim kapatmaya çalıştım o süreçte.

 

Beklentin karşılanmamasına rağmen bu alandan soğumamışsın.

Sinema; insanın düşüncelerini, hislerini ifade edebilmesi, paylaşabilmesi için keyifli ve güçlü bir alan. Bu nedenle dış etkenler gelip geçici, içinden geldiği sürece farklı malzemeler kullanarak üretmeye devam ediyor insan. Lisans bittiği zaman kuramsal olarak da kendimi geliştirebilmek adına yüksek lisans yapmaya karar verdim.

  

Yüksek lisans eğitimin sana neler kattı?

9 Eylül Üniversitesi'nde kuramsal bir eğitim verdiklerini duydum ve kendimi bu konuda eksik hissettiğim için 9 Eylül Üniversitesi'nde yüksek lisansımı yapmaya karar verdim. İlk senemde kabul edildim. Başladığım andan beri yüksek lisans eğitimim bana bambaşka kapılar açtı. Bu kapılar benim kendi içimde bilgi edindikçe açılan kapılardı. Oradaki dersleri anlayabilmem için daha çok okuyup daha çok araştırma yapmam ve daha çok izlemem gerekiyordu. Şu anki kafa yapımı oluşturan şey yüksek lisans boyunca aldığım eğitimin bana kattıklarıdır.

 

Seni etkileyen kitap ve filmleri bizimle paylaşabilir misin?

Şu an okuduğum "MOMO" kitabından çok etkilendim açıkçası. Zaman algımız ve modern yaşamdaki zamansızlığımız üzerine Michael Ende'nin yazmış olduğu bir kitap.

Soruyu sorduğunuzda aklıma Wim Wenders'in kurmaca türündeki "Berlin Üzerindeki Gökyüzü" ve belgesel türündeki "Toprağın Tuzu" filmleri geldi. En son izlediğim "Mother!" filmi de son dönem sinemada beni etkileyen bir film oldu.

 

Bugüne kadar çektiğin filmlerde yaşadığın zorluklar nelerdi? İzmir'de bu mesleği yapma konusunda ne düşünüyorsun?

Bir alanda profesyonelleşmekden ziyade film yapımının her alanında görev alıyor olmak asıl ilerlemek istediğiniz spesifik alandan sizi uzaklaştırabiliyor. Doğal olarak bu durum sizi yorabiliyor ama bir yandan da genel işleyiş içinde neyin ne olduğunu kavramak konusunda yardımcı da oluyor. İstanbul'da insanlar belirli bir alanda ilerleyebiliyorlar. Maalesef İzmir'de bu durum pek geçerli değil.

 

İstanbul'a gitmeyi hiç düşündün mü?

Düşündüm hatta çok istedim. Yüksek lisansımın tez aşamasında İstanbul'da İKSV'de çalışmayı çok istiyordum. Gitme durumum oldu ama hayat bu ki son dakikada iptal oldu. Sonra biraz küskünlük oluştu bende.

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

Dijital Film Atölyesi'nde çalışmaya başlama hikayen nasıl başladı?

İstanbul'a gidemeyince ¨Ben ne yapmak istiyorum?¨ diye düşünmeye başladım. İzmir'de sinemayla ilgili hangi alanda çalışabilirdim bilmiyordum. Sonrasında film festivali kapsamında düzenlenen bir film gösterimine gittim ve orada Derya Efe Uluca ile karşılaştım. Derya, Dijital Film Atölyesi projesini 2011 yılından beri Bornova Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirdiğini ve bölüm mezunu bir iş arkadaşına ihtiyacı olduğunu söyledi. Böylece gittiğim sinemada, sinema alanında bir iş bulmuş oldum. Yarı zamanlı eğitmen olarak başladığım bu serüvende 6-7 ay sonra tam zamanlı eğitmen oldum ve 2014 yılından beri burada çalışıyorum.

 

Dijital Film Atölyesi'nde neler yapıyorsunuz?

Film yapımına ilgisi olan, daha önceden bu konuda eğitim almamış, fırsatı veya imkânı olmamış olan kişiler belirli bir seçmeden sonra geliyorlar ve onlara filmin fikir aşamasından izleyiciyle buluşma aşamasına teorik ve pratik olarak deneyimletip ekip olarak bir filmi tamamlamalarına destek olup filmi sene sonunda izleyicilere sunuyoruz. Aynı zamanda alanında profesyonel meslektaşlarımızın katılımı ile kısa dönem sinema atölyeleri ve film çözümleme etkinlikleri düzenliyoruz. Yaz aylarında da film yapımıyla ilgili çocuklarla birlikte film atölyeleri yapıyoruz.

  

Bu sene sistemde bir değişiklik olduğunu duyduk. Nedir bu değişiklikler?

Geçtiğimiz 6 sene boyunca uyguladığımız sistemi yenilemek, daha çok sinemasevere ulaşmak, film yapımı anlamında profesyonel gelişime katkı sağlamak amacıyla yeni bir çalışma programı hazırladık. Bu sene gelişmek ve daha çok kişiye erişmek istediğimizden sinemayla ilgili daha önceden deneyimli ama spesifik konularda işlevsel bilgi ihtiyacı olan kişilere yönelik atölyeler düzenledik. Aziz İmamoğlu, "Post Prodüksiyonda İş Akışı" diye bir atölye gerçekleştirdi.

Ses, filmlerde en büyük sorunlarımızdan birisi. Ozan Çetin Tahra bu konuda atölyemize konuk eğitmen olarak katıldı ve ¨Film Yapımında Ses Evreni¨ atölyesini gerçekleştirdi. Özgür Demirci "Video Sanatı", Ekin İdiman "Greenbox Teknikleri" atölyesini düzenledi. Bunun gibi birçok atölyemiz gerçekleşti. Her bir atölye çalışması ikişer gün sürdü. Herkes hangi atölyeye katılmak istiyorsa, kendisini hangi alanda eksik hissediyorsa o atölyeye katıldı. Bu çalışmalarda 200 kişiyi ağırladık. Aynı zamanda tüm katılımcılar kurulum aşamasında olan sinema kitaplığımıza birer adet kitap bağışı yaptılar ve şu anda da bu konu üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 

 

Kendi içimizde ne hikayeler var.

 

¨Dönüş¨ filminin hikayesini ve yapım aşamasını bizimle paylaşabilir misin?

Henüz çekilmemiş, kağıt üzerinde bir projenin desteklendiğini ilk defa görmüştüm ve bu beni heyecanlandırmıştı.

¨Ne yazabilirim¨ diye düşünürken o an şunu fark ettim: Hep bir hikayeyi sıfırdan yaratmaya çalışıyor ya da başkalarının hikayeleri üzerine yazmaya çalışıyordum. "Benim ailemin hikayesi ne" diye düşünmeye başladım. Bizim ailede her zaman bahsedilen bir göç hikayesi vardı. Bu konu üzerine çalışmaya karar verip bir belgesel film projesi yazdım. Yapım desteğini kazandım ve sonrasındaki seneye kadar filmin çekimini gerçekleştirdik, animasyonları yaptık. Filmdeki animasyon sahnelerini Yunus Tuncer hayata geçirdi. Film, yurt dışı film festivallerinde gösterim seçkilerine seçildi. Türkiye de dahil olmak üzere pek çok ülkede gösterimi yapıldı. Sonrasında animasyonların harika olduğunu fakat kendi çekimlerimim sözlü tarih çalışması gibi olduğu hissiyatına kapıldım, bu olmasını istemediğim bir durumdu. Bu bir aile filmiydi ve daha sıcak bir şey istiyordum. Bu nedenle filmi geri çektim daha sonrasında başka yerlere göndermedim.

Bir süre sonra başka bir platformdan destek kazandım ve ailemdeki zorunlu göç hikayesini bambaşka bir şekilde ele alarak yeniden çektim. Film yönetimi konusunda gelişimimi Pitchin'İstanbul 2015 Belgesel Film Pişirme Atölyesi'nde Marijke Rawie ve Mikael Opstrup'tan aldığım eğitimlere, Dijital Film Atölyesi'nde verdiğim derslere, izlediğim sayısız filmin bana kattıklarına bağlıyorum. Yeni projem ¨Dönüş¨, kendi yolunu kendisi çizdi diyebilirim yapım sürecinde. Anneannem beni kendi projesine dahil etmiş gibi oldu, kamera karşısında öyle doğaldı ki... Ana çekimler bittikten sonra Cem Çevikayak ile cut-out ve stop-motion teknikleri ile el işi animasyonlar hazırladık. Yunus Tuncer sanat yönetimini yaptı. Arda Aydın görüntü ve ses kurgusunda destek verdi.

Filmin sonu için anneannemle memlekete gitmeyi planlıyordum, öyle bir son düşünüyordum. Yunanistan'a gidebilmek için fon araştırması yaptım. Birçok yere başvuruda bulundum. Geri dönüş olmayınca ¨Filmi nasıl bitirebilirim¨ diye düşünürken alternatif yöntemler bulmam gerekti.

 

 

 

"Dönüş /The Return" şu anda dünyanın her kıtasında gösteriliyor. Filmin gösterim ve ödüllerini bizimle paylaşabilir misin?

 

ÖDÜLLER

KısaKes Kısa Film Festivali Pitching Platformu 2016, Yapım Desteği Ödülü

Festival Cinema Zero 2017, İtalya, Seyirci Ödülü

Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali 2018, Belgesel Dalı Birincisi

38.İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması 2018, Belgesel Dalı En İyi Film Ödülü

 

GÖSTERİMLER

KısaKes Kısa Film Festivali 2017, Gala Gösterimi

Alternatif Kısalar II, 2017, Gösterim Seçkisi

12.Crossroads Uluslar arası Kısa Film Festivali 2017, Gösterim Seçkisi

Hangi İnsan Hakları? Film Festival 2017, Gösterim Seçkisi

Balkan Can Kino, 2017-18, Gösterim Seçkisi

3rd Edition of the Cameroon international Film festival-Camiff 2018, Official Selection

Worldwide Women's Film Festival 2018, Official Selection

14th IAWRT Asian Women’s Film Festival 2018, General Screening Section

Barcelona Planet Film Festival, 2017 Kasım, Finalist

"Passages: Women In Transition" Women's History Month Film Festival, 2018, Official Selection

18th International Festival of Non-Professional Films "Kochać człowieka", 2018, Official Selection

Clermont Ferrand International Short Film Festival 2018, Shorts From Turkey Marketing

12 MONTHS FILM FESTIVAL, March 2018, Finalist

Darbhanga International Film Festival 2018, Finalist

Los Angeles CineFest , Semi-Finalist

Van İpekyolu Belediyesi Kısa Film Festivali 2018, Finalist

Hisar Kısa Film Seçkisi 2018, DVD

 

 

 

Alternatif Kısa bizleri ve filmlerimizi daha görünür kılıyor. 

 

Otuzbeşlik'in Birikim Atölyesi ile her ay düzenlediği Alternatif Kısa etkinliği hakkındaki düşüncelerin neler?

İzmir'de çok güzel şeyler yapılmaya başlandı. Alternatif Kısa'nın da bu konuda önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Kısa filmin değerinin yükselmesi, gündeme gelmesi, kısa filmcilerin ve filmlerinin görünür olması ve izleyiciyle düzenli period'larla buluşabiliyor olması çok önemli. Ve bunu sağladığı için emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Genellikle bizim mesleğimiz öğretmenlik, avukatlık gibi belirgin sınırları olan bir alan olmadığı için ailelerimiz ya da alan dışı kişiler tarafından bazen görünebilir olmayabiliyor ama Alternatif Kısa bizleri ve filmlerimimizi daha görünür kılıyor. Yaptığımız işler gün yüzüne çıkıyor.

 

Diğer projelerini de dinlemek isteriz.

Kendi kentsel dönüşüm hikayem üzerine bir projem var o da iki yıldır devam ediyor. Kurgu aşamasında. Belgesel yaptığım için her konunun kendine özgü bir süreci var. Kurmaca gibi çekim tarihleri yok, bu durum birkaç projeyi aynı anda yürütmemde yardımcı oluyor.

 

Karakter özelliklerin filmlerine yansıyor mu?

Çok. (Gülüşmeler) 

 

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

Kadınların İzmir'de sinema sektöründe olmasının zorlukları var mı?

İstanbul'daki sektörde yer almadığım için onlar adına bir şey söyleyemeyeceğim. İzmir'de gözlemlediğim ve bulunduğum ortamlar nedeniyle zor olduğunu söyleyebilirim ama zor demek yapılamayacak demek değildir. Genellikle erkeklerin baskın karaktere yönelik olma durumlarını gözlemleyebiliyorum. Bu çok hoşuma gitmeyen bir durum. Kadınların, kendilerine güvenmeleri, çalışmaları, cesur olmaları gerektiğine inanıyorum. Kadınların, sadece kadınların değil tabii ki gelişebilecek herkesin ama özellikle diğer kadınların elinden tutup bir adım daha yükseğe, öne çıkartmaya destek olması gerektiğini düşünüyorum.

 

Çocukluğunda, gençliğinde yazı yazar mıydın?

Çok yazardım ve resim yapardım. Günlük tutmuyordum ama kendime, arkadaşlarıma, özel hisler hissettiğim insanlara, anneme ve babama hep mektup yazardım. Konuşmak konusunda becerimin ve isteğimin gelişmiş olduğunu düşünmüyorum. Fazla konuşmaktan hoşlanmayan bir insanım o yüzden yazmak daha özel oldu benim için.

 

Romanya'da 6 şehir gezdiğin projede kendini nasıl hissettin?

Mesleki amaç doğrultusunda bir gezinin içinde olmak beni çok mutlu etti. 6 ülkeden 32 kişiydik. Hep birlikte gezdik ve kısa film, fotoğraf, öykü ürettik. Romanya gezmek için çok güzel bir ülke. Sonrasında herkes kendi ülkesinde film gösterimleri, fotoğraf sergileri düzenledi ve yazılan öyküler okuyucu ile paylaşıldı. Üniversite öğrencilerine yurt dışı projelere, öğrenci değişimlerine, gönüllülük projelerine katılmalarını öneririm. Önemli bir deneyim.

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

7. Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali süreci bizimle paylaşabilir misin?

Bilgisayarımda başvurulacak film festivalleri ile bir dosyam var. Yoğun olduğum bir dönem oldu ve 7. Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali için tarih girmeyi unutmuştum. Son dakikada başvuru formunu hazırlayıp yollayabildim. Yarı finalist olduğumuza dair haber geldikten sonra ödül töreni için Mersin'e davet edildim. 

 

Ödül töreninde senin için sürpriz olan bir olay olmuş diye duyduk.

Doğru duymuşsunuz. (Gülüşmeler) Ödüller açıklanırken belgesel dalında birinci olan filmin 'töre' konulu olduğunu duyunca “Olmadı!” dedim. Sonuçları açıklayan kişi tam sahneden inecekti ki ¨Aaa burada bir tane daha zarf varmış!¨ dedi. Ödülün iki film arasında paylaştırılmasına karar verilmiş ve diğer ödülü kazanan film “Dönüş” olmuş.

 

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

Ödülü Hülya Koçyiğit'ten alırken ne hissettin?

Heyecanlandım. (Gülüşmeler) Kendisinin filmleri ile büyüdüm o yüzden çok tatlı bir anı oldu benim için.

 

Dönüş'ü hazırlarken bu kadar ödül alabileceğini düşünüyor muydun?

Bu kadar gösterim ve ödül alacağını beklemiyordum. Bu kadar ciddi bir konunun, içerisinde animasyonla anlatılmış olmasının ilgi çekici olacağını düşünüyordum.

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

Kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun gibi sorular ile karılaşıyor musun?

Maalesef ve bu soruya cevap verebilmeyi ilginç buluyorum. Tabii yine sinemayla ilgili işler yapıyor olacağımı söyleyebilirim ama cevabım ise genellikle şu yönde oluyor: Kendimi 5 yıl sonra nerede görmediğimi biliyorum. Sonuçta yapmak istediklerini bilmek kadar yapmak istemediklerini de bilmek önemli değil mi? 

 

Kaynak: Nesli Özalp

 

Ödüllere doymuyorsun Nesli! (Gülüşmeler) Bir de 38. İFSAK Kısa Film Yarışması'nda belgesel dalı en iyi kısa film ödülünü almışsın.

“Dönüş” benim için çok değerli ve insanların da değerli bulması beni mutlu ediyor.

 

Birazda yeni projen olan ¨Mahallede Gaco Var¨ tohumlarından bahsedebilir misin?

Tabii. 5 yıldır Yunus Tuncer ile üzerinde çalıştığımız bir belgesel film projesi. Daha önce bahsetmiştim ¨Mahallede Gaco Var¨ filmimizin ismi. Romanlar tarafından roman kültürüne ait olmayanlara ¨gaco¨ deniyor. Yunus ve ben iki gaco olarak romanların hıdırellez kutlamaları ile başlayan serüvenimizi konu alınıyor. Hıdırellez de romanlar kız çocuklarını süslüyorlar ve kız çocuklarının süslenmesi durumu bizim kültürümüzde bir tabu aslında çünkü kız çocuklarının süslenmesi onları kadın gibi gösteriyor ve cinsel obje olarak algılanabiliyor lakin romanlarla geçirdiğimiz 5 yıl sonrasında bu durumun öyle olmadığını kadının gücünün güzellik olduğunu ve bayramlarda bizlerin hazırlık yapması gibi onların kendi bayramları için hazırlık yapmasının normal olduğunu anlayabildim. Şu an bu film için yurt içi ve yurt dışı fon başvurularında bulunduk, haber bekliyoruz. Olumlu haber gelmesi durumunda belgeselin animasyon kısımlarını tamamlayıp seyirci ile buluşturmayı planlıyoruz.

 

Ufuktaki projelerinden, filmlerinden bahsedebilir misin?

Yapımı devam eden iki belgesel projem var. Bunlardan biri Yunus Tuncer ile 5 yıldır üzerinde çalıştığımız “Mahallede Gaco Var” isimli belgesel projemiz devam etmekte ve yakın zamanda izleyici ile buluşacak. Filmin konusunu kısaca şöyle anlatabilirim.

Yılın 364 günü mahallede yaşayanlar hariç kimsenin girmek istemediği Tenekeli Mahalle’ye, yılın 365. günü baharın gelişinin kutlaması olan Hıdrellez gecesi her kesimden insan akın ediyor. Farklı yaşam ve konuşma tarzları, ten renkleri, yüksek suç oranı nedeni ile yılın 364 günü toplum tarafından dışlanan mahalle Romanları, senede sadece bir gün kendi masallarının kahramanı olmak için tüm imkânlarını hatta olmayan imkânlarını zorluyorlar.

Yunus ve Nesli karakterleri olarak 5 yıllık süreçte kendi ön yargılarımızın değişim yolculuğunu izleyici ile paylaşırken; Gaco olarak girdiğimiz, mahalleli ile geçirdiğimiz süre zarfında Roman kültürüne dair edindiğimiz bilgi ve deneyimlerle uğradığımız değişim üzerinden filmi inşa ediyoruz. İçinde bulunduğumuz toplumun ahlak normları ile büyüyüp farklı bir kültürün yaşam pratikleri ile karşılaştığımızda düştüğümüz boşluk ve anlama çabasının gelişimine animasyonlar eşlik edecek.”

Projemiz Belgesel Sinemacılar Birliği, Uluslararası 1001 İnsan Hakları Film Festivali, Fransa'dan Cine Alliance, Goethe-Institut, Hollanda Büyükelçiliği, İstanbul İsveç Başkonsolosluğu, Fransız Kültür Merkezi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), Anadolu Kültür, İzmir Film Ofisi, Dijital Film Atölyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Zeytin Sanat Organizasyon, Uzman Psikolog Nadire Günak ve Keşkesiz Yaşam tarafından destekleniyor.

 

Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?

Filmin yapımında emeği geçen ve destek olan herkese çok teşekkür ediyorum.