10 Ağu 2019
Gülay Güler

Sanatın Çocukları

Sanatın Çocukları, Yasemin Acar ve Veysel Alceylan tarafından kurulan müzik ve sanat atölyesi projesi. Gitar, bağlama, keman, org gibi enstrümanları; resim malzemelerini, kitapları ve hediyeleri bağışlarla toplayıp ihtiyaç sahibi okulları belirleyip müzik ve resim odaları kuruyorlar. Şu ana kadar Mardin ve ardından Ağrı'da açtıkları sanat atölyeleriyle çocukları sanatla buluşturdular. Eğitimdeki eşitsizliğin önüne geçmek isteyen, bireysel çabalarıyla harika işler başaran güzel insan Yasemin Acar ile tanıştık. Kendisinin çocuklardan bahsederken gözlerinin içi parlıyor. Çocukların bu dünyayı değiştireceğine inanan Yasemin Acar sonsuza kadar çocuklarla çalışıp onlara umut olmaya devam edeceğini söylüyor. Siz de projeye destek olmak isterseniz kendilerine Instagram hesabından ulaşabilirsiniz.  

Merhabalar Yasemin, önce seni tanıyabilir miyiz?  

Tekstil mühendisiyim. İzmir’de özel bir firmada çalışıyorum.  

Sanatın Çocukları projeni anlatabilir misin? 

Sanatın Çocukları’nın hikayesi yeni bir proje olsa da aslında temelleri geçmişe dayanıyor. Lisenin son zamanlarında ve üniversitede birçok sosyal sorumluluk projelerinde yer aldım. Hala da devam ediyorum, örneğin Habitat’ın sertifikalı eğitmeniyim. Vaktim oldukça kadınlara, çocuklara İnternet okur yazarlığı öğretmekteyim. Şu sıralar daha çok vaktimi Sanatın Çocukları'na ayırmaktayım. Yaklaşık iki yıldır bireysel bir çalışma içerisindeyim. Manisa’nın Turgutlu ilçesinde doğdum ve büyüdüm. Büyüdüğüm yer küçük bir yerdi. O zamanlar çocukluğumda nelere ihtiyaç duyduysam, nelerin eksikliklerini hissettiysem şu anki çalışmalarımın çıkış noktaları oldu. İhtiyaç sahibi okulları belirleyip müzik ve resim odaları kuruyoruz. Bu işleri yaparak faydalı olmaya çalışıyorum, çocuklara dokunmak istiyorum. Ben çocukların bu dünyayı değiştireceğine inanıyorum.  

"Bu dünyayı çocukların değiştireceğine inanıyorum."

Sanatın Çocukları projesi kapsamında neler yapıyorsun?  

Geçen sene altı okul seçtim ve bu okullarda okuyan tüm çocukların kişisel ihtiyaçlarına yönelik bir çalışma içerisine girdim. Bunlar ayakkabı, kıyafet, kırtasiye, okuma kitapları, spor malzemesi gibi temel ihtiyaçlardı. Amacım çocuklara ulaşmaktı. Ulaşırken de hediyeler götürmek istedim. Onlara umut olmak, yanlarında olduğumu göstermek istedim. İlk ulaştığım okul benim yedi senemi geçirdiğim okulum Mehmet Gürel İlköğretim Okuluydu. Okul kenarda kalmış, göçün çok olduğu bir bölgede. Çok çocuklu ailelerin olduğu, ister istemez eksiklerinin de çok olduğu, ailelerin çocuklarıyla ilgilenemediği yerlerden. Bu gibi yerlerde çocukları yönlendirecek kişiler çok az oluyor. Biz de öyleydik açıkçası. Biz yedi kardeşiz ve hepimiz okuduk, iyi yerlere geldik; bu ailemin eğitime önem vermesinden kaynaklı bir sonuçtu. O bölgede okuyan nadir ailelerdeniz. Sonrasında 19 Mayıs İlköğretim Okulu’na yardımlarımı götürdüm. Bunlar büyük çaplı okullar; birinde 450, birinde 600 öğrenci var. Bunların dışında üç köye daha ulaştık. Bu köyler yine kendi çevremden bildiğim yerlerdi. Ailemden de bu süreçte destek aldım. Ürünleri paketlemek olsun, ulaştırmak olsun çok yardımcı oldular. Babam bir dönem muhtarlık yapmıştı o yüzden nerede nelere ihtiyaç var biliyordu. Manisa’yı geçen sene o şekilde yedi ayda tamamlamış oldum. Bunu yaparken tatmin olamadığım noktalar oldu.  

"Fırsat sunulmamasından dolayı mutsuz bir nesil ortaya çıkıyor."

Projede sana destek olan kişiler var mı? 

Mardin’de üç okul belirledik. Bu projeyi liseden beri çok yakın arkadaşım olan Veysel Alceylan ile  yapıyoruz. Kendisi Mimar Sinan’da okuyor. Lisede onunla aynı zamanda müzikle tanıştık; o devam ettirdi ve çok başarılı oldu. Benim hobim olarak kaldı. Ben bu projeyi ilk onunla paylaşmıştım. “Ben de bir şeyler yapmak istiyorum, beraber yapalım” dedi. Böyle bir projeyi hayata geçirmek için ekip çalışması gerekiyor. Bu üç okul; Çataltepe köyünde bulunan Çataltepe İlköğretim Okulu, Nusaibin’nin Akıncı köyünde bulunan Akıncı Otaokulu, diğeri Midyat’ta bulunana Midyat Yunus Emre İlköğretim Okulu’ydu.  

Peki derslerin verildiğinden nasıl emin oluyorsunuz? 

Mardin’deyken ben her okula ait Instagram hesabı açtırdım. Bir de tüm öğretmenlerin katıldığı bir WhatsApp grubumuz var. Ayrıca sanatincocuklari adlı bir Instagram hesabımız var. Her hafta sonu yapılan çalışmaların videolarını bize gönderiyorlar. Biz de sanatincocuklari sayfamızda düzenli olarak paylaşıyoruz. Çocuklar şu an gitar ve bağlama eğitimi alıyorlar. Notalarla tanıştılar. Bu bir süreç olacak, hemen olacak bir şey değil. Bu süreç içerisinde çok güzel şeyler göreceğimize inanıyorum. Öğretmenlerimiz çok istekli. Bizim en önemli kriterimiz de buydu. 

Peki, projeye katılmak isteyen okulları değerlendiriyor musunuz? 

Tabii ki değerlendiririz. Projenin ikinci ayağında Ağrı’ya bağlı iki köy okuluna gittik. Mesela oradaki okullar yaptığımız işleri görmüşler ve onlardan bize talep geldi.

Ağrı’ya neler gitti? 

12 adet gitar, 14 adet bağlama, 8 adet keman, perküsyon aletleri ve bir org gitti. Ayrıca kütüphanelerini zenginleştirmek için kitaplar götürdük. Çocuklarla kucaklaşmak için küçük hediyeler de götürdük. 

Peki biz de projeye destek olmak istesek sana nasıl ulaştırabiliriz? 

Bana kişisel hesaplarımdan ulaşılabilir. Her çalışmamızın başında bir afiş hazırlıyoruz, bir duyurumuz oluyor. Instagram sayfamız çok aktif. İlk iletişime oradan geçebilirler. merhababenyase Instagram hesabım, yaceminacar facebook hesabım. [email protected]’dan da bize ulaşabilirler.  

Çocukların tepkisi nasıl oluyor? 

Bir sene önce ilk gittiğim okulda etrafımda çocuklar sevgi yumağı oluşturdular. Okulun benim okuduğum okul olması, çocukların sevgisi beni çok etkiledi. O dönemde bir akrabamızın düğünü olmuştu. Abiye kıyafet giymiştim pek rahat değildim açıkçası. Çocuklar beni tanıdı. Üzerime koştular. Biri bir ayağımdan diğeri bir kolumdan çekiştirdi. Kendimi ünlü gibi hissetmiştim. O günün fotoğrafları var hala bakıp gülümserim.  Okuldaki halimle o anki halim bambaşkaydı ama çocuklar unutmamış. 

Belki de hayatları boyunca unutmayacaklar...

Ben unutmadım. Biz yedi kardeştik. Okulu sürdürülebilir kılmak çok kolay değildi. Biz okumak çok istedik. Okul burs verdi, başka destekler de aldık. Buradan tüm öğretmenlerime, müdürlerime çok teşekkür etmek isterim. Hiç unutmadım. Unutmayacağım. Öğretmenlerin de hayatı değiştirdiğine inanırım. Birçok öğretmenim hayatımın her noktasına dokunmuştur. Dokunduğumuz öğrencilerin de unutmayacağını düşünüyorum. Benim en çok hissettirmek istediğim nokta ise şu: Size hiçbir şey engel değil; ne doğmuş olduğunuz yer ne içinde bulunduğunuz aile ne de çevreniz… Engel tamamen sizsiniz! İlk doğduğumuz andan itibaren hepimiz bir bireyiz. Çocuk ağlıyorsa bir şey vardır, onu susturmak çok doğru değildir. İnsan düşe kalka, ağlaya ağlaya kendini buluyor. “Yoktu o yüzden yapmadım”, “Bana sunulmadı o yüzden olmadı” gibi cümlelere asla inanmıyorum. Hayata hep tutunmak lazım ve faydalı olmak lazım.  

Röportajı sen yapsaydın kendine ne sorardın? 

Evet, bu işleri yapıyorsun peki ileride ne olacak? Ortaya nasıl bir ürün çıkacak? Bu ürün nerelerde görülecek ve fark edilecek? Aslında en çok bu soruları soruyorum kendime. Sizinle yaptığımız bu röportajın temelinde de bu yatıyor. Ben bu projenin sürdürülebilir olmasını istiyorum. Sanatın Çocukları’nı bir araya getirip küçük bir konser düzenlemek istiyorum. Projenin bireysel kalmasını istemiyorum, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenmesini, belediyelerin destek vermesini istiyorum. Hep beraber kolektif bir çalışmayla çalışma azmimizi ortaya koyarak başardığımız güzellikleri herkesle paylaşmak istiyoruz. En çok bunu hayal ediyorum. sanatincocuklari Instagram hesabından her zaman paylaşım yapıyorum ve yapmaya devam edeceğim. Orada anılar biriktiriyoruz. İlerleyen süreçlerde nereden nereye geldiğimizi göreceğiz. Mutlu çocuklar hayal ediyorum, bunun için uğraşıyorum. Batıda okuyan çocukların aldığı eğitimle diğer yerlerde okuyan çocukların aldığı eğitim arasında inanılmaz bir fark var. Ben bu eşitsizliği dengelemek istiyorum. Bu çocuklar eşit şartlarda yetişmiyorlar ama bir noktada, üniversitede ya da iş ortamında bir araya geliyorlar. O fark orada insanı etkiliyor. Küçükken o farkı kapatırsak daha sağlıklı bireyleri topluma kazandıracağımıza inanıyorum. O farkı azaltabilmek için çocuklarla sonsuza kadar çalışmak istiyorum.