06 Eyl 2017
Otuzbeşlik

Yank

Müziğinin sınırlarını genişletmek için yola çıkan, o yollardan birini de Urla dolaylarına çıkaran Yankı Bıçakçı ile projesi Yank'ı konuşuyoruz.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fotoğraf: Osman Nuri Iyem

Yank'ın müziğinde mutlaka olması gereken ve asla olamayacak şeyler var mı? Neler? 
Estetik olarak böyle sınırların olmadığını hissediyorum, fakat genel yaklaşımda asla olmayacak şey konfor, mutlaka olacak şey ise arayış derim. 
 
Müzik yaparken seni en çok ne besliyor?
Müziğin kendi doğası her zaman beni en çok heyecanlandıran ve besleyen şey sanırım. Tesadüflerden ve 'hata'lardan doğan yeni fikirler ve bu doğaçlama içinde müziğin bir şekilde kendi kendini yazması gibi uçuk bir his beni çok motive ediyor. 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 Kaynak: Yank
 
Utrecht'te yaşıyor olmanın müziğine ve müzik üretme alışkanlığına katkıları neler oldu? 
Açıkçası Utrecht'in beslenme ve ilham bulma konusunda çok yardım ettiğini söyleyemem. Ama 2 sene öncesine kadar İstanbul gibi kaotik, bir çok enerjinin bir araya gelip bazen çarpıştığı bazen de birlikte hareket ettiği bir yerde, zengin bir kültürün içinde yaşamış olmaktan dolayıdır ki; hala anlatacak çok fazla şeyim varmış gibi hissediyorum. 

Tam da bu düşünceden ötürü; dışavurumun daha özgür olduğu, günlük hayatın daha kolay ve huzurlu yaşanabildiği ve havanın kapalı olduğu (gerçekten kapanıp çalışmak için birebir, öteki türlü dışarılarda olma isteği ağır basıyor ve üretim parçalı ve yavaş oluyor) Utrecht'te olma kararı almıştım. Şu ana kadar beklediğim gibi ilerliyor. 

Özetle Türkiye'deyken eksikliğini hissettiğim üretim istikrarı bakımından çok daha tatmin edici bir konuma gelmemi sağladı Utrecht'te olmak. Beslenme için her boşlukta daha hayat dolu, güneşli ve hareketli yerlerde vakit geçirip, kalan zamanda sürekli bir üretim akışı içinde olmamı destekleyen Utrecht'te olmalı bir sistem sürüyor şu an. 
 
Profesyonel anlamda müziğe davul ile adım attığını biliyoruz. Sence vokal / söz yazarı noktasına varmak ya da daha yalın bir anlatım üslubu benimsemek bir müzisyenin doğal evrimi midir? 
Özel olarak daha yalın bir anlatım üslubuna geçtiğimi düşünmedim. Böyle bir evrimin olduğunu genelleyebileceğimizi de sanmıyorum. Daha ziyade kendimi daha direkt anlatabilmemi sağladı şarkı yazıp söylemek. Davulcu olmaktan öte, ortak şarkı yazımı alışkanlığında olan bir müzisyen kimliğinden çıkıp, kişisel müzikal tercihleri uygulamak daha fazla sorumluluk almak ve isteğim doğrultusunda müziğimi sevdiğim insanlarla paylaşıp daha da zenginleştirebilmek gibi şeylerin olduğu yeni bir alanın içine girdim diyebilirim. 

Şu sıralar yeni bir albüm üzerinde çalışıyorsun. Dinleyenleri neler bekliyor olacak? 
İlk albümü evde yalnız başıma kaydetmiştim. Bu albümün gitar bazlı bestelerini stüdyoda Ertuğrul Güney'le kaydediyoruz. Doğal olarak daha olgun gitar aranjmanları ve daha büyük bir 'sound' çıkıyor ortaya. Ben de davul başına geçiyorum, bir çok değerli müzisyen de albüme konuk olacak. Aklımda iki taraflı bir albüm konsepti var, akustik aranjmanların yanı sıra diğer tarafta tamamen farklı bir yaklaşımda oluşturduğum, tanımlamakta zorlandığım fakat elektronik elementlerin olduğu, bilgisayarın ana kompozisyon aracı olduğu ve çokça ses tasarımı örnekleri barındıran parçalar olacak. 
 
Geçtiğimiz günlerde Urla Surf House'da oldukça iyi bir performans izledik. Senin için nasıl bir deneyimdi?
Teşekkürler, çok keyifli bir konserdi. Seneye tekrarını diliyorum.
İzmir sende neleri çağrıştırıyor? 
Bu soruyu klasik cevaplamaktan kendimi alıkoyamayarak; muhabbet, özgürlük, deniz, boyoz, gevrek, söğüş... bundan sonrası böyle acıkmaya doğru gidecek gibi duruyor. 
Sence Türkiye'nin başına gelmiş en iyi müzik olayı nedir? 
Aleyna Ti.. yok MFÖ diyeyim. 
 
Asla dinleyemem dediğin bir müzik türü var mı? Var ise nedir / neler? 
Asla asla demeyelim ama metalimsi müzikleri pek dinleyemiyorum, kötü pop da çok kötü oluyor. Genel olarak 'papağan' olan ve olduğunu çok belli edenlerin müzikleri hızlıca kapattırıyor kendilerini. 
 
Yank'ın bir misyonu var mı? Gelecek planların neler? 
Var. Başından beri hayal ettiğim şey hiç bir müzik tarzı ve tanımlamanın içine hapsolmadan, hoşuma giden ve o anda/dönemde kendimi en iyi ifade edebildiğimi düşündüğüm enstrümanları, tınıları, tarzları kullanarak kendimi keşif ve ifade etmenin peşindeyim. Her albümde farklı bir arayışı yansıtmak, canlı performanslarda da mekana ve hisse göre birçok farklı kurulumda, farklı stillerde ve farklı müzisyenlerle sahnede olmaktan hoşlanıyorum. 

Elektronik müzik geleneklerini müziğimde kullanmak, grup formunda da performanslar yaparken senfonik aranjmanlar üzerinde çalışmak ve senfonik orkestralarla çalışmak, belki bir gün hip-hop hatta arabesk etkileriyle bir albüm yapmak, daha bilmediğim bir çok şey.
Gelecekte bu varyasyonları çoğaltıp geliştirerek tek bir isim altında alabildiğine değişik arayışı olabildiğince çok insanla paylaşmak istiyorum.