26 Şub 2018
Gülay Güler

Zor olsa da "Bir Arada"

Yeni nesil çalışma ortamı ve buluşma noktası olan Originn ve Tiyatro4 iş birliği çerçevesinde Originn Ahali’si bir araya gelerek “Ahali Kumpanyası”nı oluşturdular. Aynı zamanda iş saatlerinin ardından bir ifade yöntemi olarak tiyatroyu araç olarak kullanan, iş stresinden uzaklaşan, birbirleriyle olan ilişkilerini geliştirirken aynı zamanda bugüne dair söylemek istediklerini iletebilecekleri bir “ifade alanı” da oluşturdular. “Ahali Kumpanyası” güncel hayatın önemli bir parçası olan iş eko sistemini ele alıp ortak sıkıntı ve heyecanlardan beslenen ‘BİR ARADA’ isimli performans projesine hayat verdi. En büyük dertleri bir araya gelebilmek olan "Ahali Kumpanyası" zoru başardı ve karşınızda "BİR ARADA" ! Projenin detaylarını Tiyatro 4'ten Derya Efe Uluca, Kağan Uluca ve Originn'den  Nazey Erdilek, Gizem Yıldırım anlatıyor, keyifli okumalar. 

 

-Sohbetimize Originn nasıl bir oluşum onu sorarak başlamak istiyorum. 
Kağan Uluca: Originn ortak çalışma alanı. Farklı alanlarda çalışan insanların bir arada bulunduğu, kendi ofislerinin dışında ortak alanlarının da bulunduğu bir yapı. Tiyatro4 de bu yapının bir parçası.  

 

Aramıza Originn'in topluluk yönetmeni Gizem Yıldırım katılıyor. 

-Originn’i bir de senden anlatmanı istesek. 

Originn çok ifade edilebilecek bir kavram değil. Hepimizin içinde yaşadığı, yaşayan güzel bir topluluk. Aslında dışarıdan bakıldığında başka hikayelerin cücesi, kendi masallarımızın devleri gibi devam ediyoruz. Buradaki her şey birlikte tökezleyerek ve birlikte sorunları açarak ilerliyor. Originn: birlikte beraber yürüdüğümüz bir yol hikayesi. 

 
-Ahali oluşumundan bahsedebilir misiniz? 

Kağan Uluca: Ahali: Orginn çatısının altında yaşayan farklı meslek gruplarına mensup birbirine her fırsatta destek olan bir grup insan. Bu grupla zaman zaman dart oynarız zaman zaman bir sergiye katılırız zaman zaman yemekler düzenleriz. Hem sosyalleşebileceğimiz hem yeni iş ortaklıkları kurabileceğimiz bir platform.  

 

 

-Ne zamandan beri Ahali'nin bir parçasısınız? 

Derya Efe Uluca: Bir buçuk yılı geçti. Orginn'in eski binasında Dıştan İçe Tasarım Atölyesi yaparak başladık sonra Shakespeare Öldü, Aş Bunları oyununu bu binada oynadık. İş birlikleri ve yeni projeler üreterek devam ettik. 

 
-Ahali Kumpanyası nasıl oluştu peki? 

Kağan Uluca: Madem tiyatro temelli bir şey yapıyoruz aynı ahalinin bir de kumpanyası olsun istedik. Arkadaşlarla beraber bir çalışma planı oluşturduk. 

Derya Efe Uluca: Ahali Kumpanyası çalışmalara ağustos ayında başladı. Ahali'nin tiyatro yapanına Ahali Kumpanyası diyoruz. (Gülüşmeler) 

 
 

 

-Bir arada projesi nasıl doğdu? 

Kağan Uluca: Originn ile çalışmaya başladıktan sora geçtiğimiz yaz kendi alanımız üzerinden ortak bir şeyler üretelim mi diye çağrıda bulunduk, arkadaşlarımızla biraraya geldik. Tiyatroyu araç edinen bir performans ortaya koyalım dedik ve kendi dertlerimiz üzerinden yürüdük. Standart beyaz yakalı hikayeleri... İş eko sistemi üzerinden birleşiyorsak o konu ile ilgili bir şeyler anlatalım dedik. Originn'in hayatlarına kattıkları değişikliği ele alırken kendilerinde hissettikleri değişiklikleri anlatmaları için bir ifade alanı oluşturduk. Bizim içinse proje fiziksel performans tecrübelerimizi, bunu ilk defa tecrübe eden insanlarla deneyimleme şansı verdi. 

Bir çalışma programı oluşturduk ve fiziksel tiyatro üzerine çalışmalar yaptık. Aslında buna güncel sosyal faaliyet de diyebiliriz. Ekip profesyonel oyunculardan oluşmuyor. Ekipte fotoğrafçı, grafiker, AB projesi yazan var, çeşit çeşit meslekten insan var. Bu ekibi Özgür Hisset projesinde çalışan arkadaşlarla bir araya getirdik. Onlar da deneyimlerini paylaştılar. 

 Derya Efe Uluca: İlk "Ahali Kumpanyası" bir araya geldiğinde "Bir Arada" projesi daha yoktu. Bir garage band gibi haftada bir buluşalım dedik. "Bir Arada" projesinde çözülmesi gereken en büyük sorun bir araya gelmekti çünkü burada herkes kendi işinin sahibi ve mesai saati diye bir şey de yok. Mesela salı günü bir araya gelebiliyor muyuz bir bakıyoruz ama birinin çok acil bir toplantısı çıkabiliyor. Toplantıya gitmek mecburiyetinde olup aslında burada olmak isteyen birine de olumsuz bir şey diyemeyiz. O yüzden ana meselemiz hep bir araya gelebilmekti. Kağan çalıştırıcılığını yaptı. Daha önce Dıştan İçe Tasarım Atölyesi'nde anlattığımız fiziksel tiyatro öğeleri üzerinden gittik.  

 
 

 

-Fiziksel tiyatroyu kısaca tanımlayabilir misiniz? 

Kağan Uluca: Belirlenen temanın doğrultusunda anlatılmak istenenlerin beden hareketlerini temel alarak anlatan bir yaklaşım üzerinden yaptığımız bir çalışma. Diyalog ve monologlardan oluşmuş bir hikaye örgüsü değil de temaya uygun tasarım hareketler ortaya koyarak anlatıyı aktarmaya çalışıyoruz. 

 -Oyunda diyalog yok mu? 

Derya Uluca: Az söz, çok hareket... 

Kağan Uluca: Elbette var. Çalışma devam ettikçe iş eko sistemi kavramı üzerinden ilerledikçe anlatmak istediklerimiz geçmişte nasıl anlatılmış bunun üzerine bir çalışma yaptık. Bu çalışma sırasında Derya bir metinle karşılaştı. 

Derya Efe Uluca: Çalışmalar devam ederken aynı kavramla ilgilenen başka disiplinler neler var araştırmaya başladım. Franz Kafka'nın "Bir Arada" öyküsüne rastladım. Başta plan tasarım olmadığı için her şey yolda gerçekleşecekti. Bu da yeni virajlar yaratılabilir demekti. Son güne kadar değişebilir, gelişebilir demekti. Öykü ile karşılaşınca bu zamana kadar yaptığımız her şeyi toplayıp öyküyü üstüne alıp tasarımın gideceği yolu çizdik. "Bir Arada" öyküsünü fiziksel performansa yerleştirdik. 

 
 

 

Aramıza Orginn'in kurucu ortaklarından Nazey Erdilek de katılıyor.  

Derya Efe Uluca: İşte tam olarak bu oluyor. Yavaş yavaş bir araya geliyoruz. (Gülüşmeler) 

-Bir Arada Projesi nasıl başladı? 

 Nazey Erdilek: Herkesin içinde küçük de olsa bir tiyatro aşkı vardır ya... Orta okulda oynayamadık, lise de oynayamadık, büyüdük artık bunlarla uğraşamayız dediğimiz noktada acaba tiyatroya karşı olumlu bir hissiyat var mıdır diye kamu araştırması yaptık. Bizde kamu araştırmaları kahve molasında olur. (Gülüşmeler) Yapsak mı yapmasak mı derken ufak bir duyuru çıktık. Güzel de tepkiler aldık. Tabii herkesin işini bırakıp bir araya gelebilmesi ekstra mutluluk kaynağıydı. Her gün gördüğümüz iş arkadaşlarımızı bir anda sahne tozuna bürünmüş kostümleriyle görmek şaşırtıcıydı. Bam başka bir insanlara dönüştüler, içlerinden görmediğimiz yetenekleri çıktı. Sahneyi gördüğümüz gün hepimiz oturduk, göz yaşı döktük. Bir arada aslında bir mekanın bir çok şeye dönüşebilme hikayesi. Hiç hayal etmediğimiz aslında kahve içtiğimiz hatta çalıştığımız mekan biraz ışık biraz insan ve Kağan ve Derya'nın dokunuşuyla bambaşka bir yere dönüştü. Bu bizim için büyüleyiciydi. Originn çatısı altında bu kadar yetenekli insanlarla çalıştığımız için çok mutluyuz. Derya ve Kağan'a çok teşekkür ederiz. 

Derya Efe Uluca: Yine göz yaşı dökeceğiz. (Gülüşmeler) Biz de bu güzel çatı için teşekkür ederiz. 

 

 

Ekip kaç kişiden oluşuyor? 

Ahali Kumpanyası’ndan 13 kişi sahnede. Sahne arkasında ise 4 kişi var. Projeyi Modern Dance Lab Ekibi de destekliyor ve onlardan 5 kişi oyunun finalinde sahneye çıkarak dans performansları ile projeye eşlik ediyor.   
 

Mekan ile performansın uyumu hakkında neler söylemek istersiniz? 

Kağan Uluca: Neticede konu iş eko sistemi ve mekanda aslında bizim iş yerimiz olunca bir uyumun var olduğunu söyleyebiliriz. Biz alan kullanımını ve alanda bir şey üretmeyi sevdiğimiz için bu alanın dışında başka bir alanda performansı sergilemeyi planlamadık. Buraya özgü buraya ait bir tasarım kurguladık.  

Gizem Yıldırım: Performansın sergilendiği alan Ahalinin bir araya geldiği oturup sohbet ettiği bir alan aslında. Haftanın altı günü o alanı kullanıyoruz ve kafanızı her çevirdiğinizde başka bir aradalıklar görebilirsiniz. Oyunun burada sergilenmesi bizim açımızdan daha değerli.  

Kağan Uluca: Originn'in bir etkinlik alanı var ama biz orayı tercih etmedik.  

Derya Efe Uluca: Seyir alanını biz yaratıyoruz. Nereye sandalye koyalım, seyirci nereden izlesin karar verip hep beraber sandalye taşıyoruz, tüm ahali, kim boştaysa.  

Kağan Uluca: Temel fikirlerden biri de yapabilirliklerinizi sürekli ayni şeyi yaparak yönlendirmek zorunda değilsiniz idi. Ahali Kumpanyası'nın ortaya çıkma nedenlerinden bir de buydu. Ekip olarak herkesin yapabilirliklerini farklı değerlendirerek kişisel tatmine ulaştığını düşünüyorum. 

 

 
 

Bir arada başka sahnelere taşınmayacak mı? 

Derya Efe Uluca: Bugün bir davet aldık sanırım yavaştan sahnelere taşınacak. 

Nazey Erdilek: Bir arada gerçekten insanların doğal olarak bir araya gelme hikayesi olduğu için çok değerli ve farklı buluyoruz. Yıllarca kurumsal hayatta çalışan biri olarak oyun beni gerçekten çok etkiledi. Originn'de kendi inisiyatifimiz ile bir şeyler değiştirmeye çalışıyoruz ama her gün aynı iş her gün aynı stres. Yıllar geçtikçe iş hayatı kendi kişisel kimliğinizi kaybettiğiniz bir alana evriliyor. Originn de bunun tersine bir çalışma hayatı var. Bizimle çalışan insanlara "Gerçekten mutluysan beraber devam edelim" diyoruz çünkü gerçekten mutlu olmak için kurulan bir çatıyız.  

Originn bir başlangıç noktası. Bu tip sanat performansların artması adına başka kurumlar için referans olmak istiyoruz. 

Derya Efe Uluca: Performansta alanda çalışırken ana meselemiz kullandığımız masa sandalyeler buranın orjinal masa sandalyelerimizin olmasıydı. Performansta ‘kariyer yarışı’ bölümü var. Bu kariyer yarışı mekanın kendi sandalyeleriyle yapılıyor. İlk gösterimde oyunculardan birinin çocuğu babasıyla performansı izlemeye gelmiş ve oyunun gerçekliğine o kadar inanmış ki "Baba lütfen annem kazansın, annem kazansın" demiş. (Gülüşmeler) Bu tepkiyi almak bizim için çok değerli. 

Derya Efe Uluca: Her performansçının kendi profesyonel tecrübelerini bir araya getirip bambaşka bir ürün ortaya koyduk. Herkes Kağan'ın oluşturduğu çatı altında kendi dinamiğini ortaya koydu. 

 
 

 

Kostümleri kim tasarladı? 

Derya Efe Uluca: Tasarımları Mihrican Damba ile birlikte yaptık. Mihrican da ekibimizden ve moda tasarımcı. Tasarımda çok kavramsal bir yerden yaklaştık. Gerçekçi öğeler yok. Kişiler iş hayatında, o hız içerisinde, aynı yerde kalmalarından dolayı bir kirlenme yaşıyorlar. Toprak rengini o yüzden seçtik.  

Kaan Uluca: İş hayatı bir tek tipleşme yaratıyor bu yüzden her performansçının kıyafeti aynı renkte. Kostümlerde bir döküntülük var bu da aslında çalışma hayatının bizi zombileştirmesini vurgulamak adına düşünüldü. Tabii ki her performansçın kendine göre küçük renkleri var. 

 

Ses tasarımından da biraz bahsedelim. 

Derya Efe Uluca: Performans esnasında bazen atmosferi destekleyen bazen de atmosferi kendi haline bırakma çabasında olan müzikler kullanılıyor. Oyun esnasında canlı ses üretimi yapıyoruz. Gizem'in kâğıt yırttığı sahneleri var. Örneğin Gizem sahnede kağıtları yırtarken teknik masadaki arkadaşlar senkronize bir şekilde kâğıt yırtarak mikrfon aracılığıyla sesi seyirciye iletiyor, her şey canlı gerçekleşiyor. Teknik masada Murat Dereli ve  Güney Coşka bulunuyor. Her zaman basit iyidir. Bizim bu seslere ihtiyacımız var stüdyoya gidelim kayıtlar yapalım değil meselemiz, o an orada bir arada olmak mesele. 

 

 
 

Seyirci oyunun neresinde? 

Kağan Uluca: Seyirci oyunun içinde. Onların etrafında dönen hikayeyle karşı karşıya kalıyorlar. Onlara ait bir hikayenin çok süslenmeden sergilendiğinin farkındalar. En azından bize farkında olduklarını söylediler. (Gülüşmeler) Ama interaktif bir durum yok. Elbette ilk girişte seyircileri selamlıyoruz. (Gülüşmeler) 

 

İzleyicilerin tepkileri nasıldı? 

Kağan Uluca: Ağlayanlar oldu. (Kahkaha attım, kimse gülmedi, sessizlik) 

Derya Efe Uluca: Şaka değil gerçekten. O kişi daha sonra işi bıraktı, şu an işsiz.(Gülüşmeler)  

-Oyuna gelen işi bırakıyor! 

Kağan Uluca: Yok öyle demeyelim oyunun hipnotik bir özelliği var gibi anlaşılır.(Gülüşmeler) 

Derya Efe Uluca: Onun da zaten düşündüğü bir şeydi, denk geldi diyelim. 

 
 

 

Ahali Kumpanyası yeni proje üretecek mi? 

Derya Efe Uluca: Yeni proje üretmeyi biz de istiyoruz. Yaza doğru olur diye düşünüyoruz. Projede 17 kişi aktif bulunuyoruz ve bir araya gelmemiz çok zor olabiliyor. 

 

Son olarak neler söylemek istersiniz? 

Derya Efe Uluca: 28 Şubat Çarşamba 20:30'da Originn'de sergilenecek oyunumuz. Biletleri kapıdan alabiliyorsunuz. Bilet gelirlerini Türk Eğitim Vakfı’na bağışlıyoruz. Aslında aracı gibiyiz.  

 Nazey Erdilek: Originn'de paylaştıklarımız fark yaratmalı ve bunu da başardığımıza inanıyoruz. 

 

Bilet için rezervasyon : 0232 700 00 27 / [email protected]