Aykan Özener - Arda Kalan Fotoğraf Sergisi
Turuncu Dernek olarak, öncelikli kadın, çocuk ve mülteci olmak üzere tüm ayrımcılığa uğrayan topluluklar için gerçekleştirdiğimiz etkinliklerden biri olan "Arda Kalan" sergisinin hikayesi: M.Ö. 1200'lerde Deniz Kavimleri Göçü diye bilinen bir göç dalgası sırasında, bugünün tam tersine, batıdan Suriye-Filistin topraklarına yoğun bir göç vardı. Bir arkeolog olarak itiraf etmem gerekirse, bilimsel bir kaç yazıdan öteye kafamda canlandıramadığım bu tarihi olayı ancak bugün yaşadıklarımız üzerinden hayal edebiliyordum.
Assos yakınlarında, zorunlu göçün yoğun bir şekilde yaşandığı bir kampa defalarca gittim. Kıyılarda, bu göçten arda kalan eşyaların ve hatıraların arasında dolanırken, çektiğim fotoğraflara ve bu fotoğrafların anlattığı hikayelere bir kaç farklı açıdan baktım. O kadar yoğun bir geçiş yaşanıyordu ki geride kalan eşyalar birbirinin üzerine yığılmıştı. Yağmur ve rüzgar şimdiden görevini yapıp bu hikayeleri tarihin sayfalarına işlemişti, her bir sayfasında birbirinden farklı hikayeler anlatan bir mitler kitabı duruyordu karşımda. Üst üste binmiş bu giysilerden arda kalan hikayeler, tarihin erken çağlarından bugüne yaşanan sayısız göçün, acının, terk edişin, ve umutlarla kurulan yeni dünyaların anlatıldığı, binbir gecenin ve binbir sabahın hikayeleriydi.
Bir arkeolog olarak, geçmişin hikayelerıni dinlemek için, toprağın altına bakmama gerek olmadığını hissettim. Gözümün önünde duran bu eşya yığınları arasına sıkışmış hikayeler, bu sefer kazmadan bakabilme, anlayabilme imkanı sundu bana. Enerji içecekleri, çocuk bezleri, bebek arabaları , kadın çantaları, topuklu ayakkabılar, can yelekleri, iç çamaşırları, pompalar, ucuz uzakdoğu yapımı çoğu patlak şişme botlar, onca zorluğa inat güzel görünmek için makyaj malzemeleri, çalıların arasında aşkın devam ettiğinin işaretleri kondomlar, sayamayacağım, unutamayacağım kadar çok eşya. Bir parçası hep biraz ötede kalmış bu eşyalar, dönmemek üzere evini, vatanını, ve sevdiklerini terk edenlerin taşıyacağı türden eşyalar değildi. Yarısı anlatılmamış bir hikayenin huzursuzluğu, aslında hep anlatılıp da unutulmuş bir hikayenin tanıdıklığı sinmişti her birine. Ursula K. Le Guin, asıl yolculuk geri dönüştür diyor, arda kalanların hikayeleri yalnızca geri dönüp bakıldığında tamamlanıyordu.
Sergi Açılışımız 02 Aralık 2019 saat 16:00'da sizlerle..