Elis Şimşon ile Varoluşçuluk 101

Pazar, 29 Kasım 2020 17:30

Dünyaya ve bu hayata fırlatıldığımızda en önemli soruların cevapları bizden esirgenmiş gibi görünüyor: Ne için ve nasıl var olacağız? 

Hayatı anlamak ve bu hayatta tutunmaya çalışan kendimizle samimi bir biçimde ilişkilenmek için bir kullanma kılavuzuna ihtiyaç duymayanımız var mı? Hayatın belirsizliği ve acı-tatlı tüm gelişmeleri karşısında nasıl bir tutum alacağımızı henüz kestirememişken bir de çelişkilerden, hezeyanlardan, duygusal gelgitlerden müteşekkil bir kendiliği nasıl dengede tutacağımıza ilişkin ikinci bir bilmece bizi bekler bu hayatta. Seyir halindeki bir trende yüzümüz arkaya dönük seyahat ediyoruz aslında; yaşam akarken içinden geçtiğimiz sürecin sürekli değişen görüntüsünü her an yeniden, biz de sürekli değişerek anlamlandırmaya çalışıyoruz. Bitimsiz bir arayış...

Romancının dediği gibi, “yaşamayı öğrenmek bir ömür sürer.” Tek bir ömrümüz var tüm gizemi çözmek için ya da gizemli hiçbir şey olmadığını nihayet idrak edebilmek için… ya da tüm bunlara rağmen kendi büyülü anlarımızı, kendi anlam evrenlerimizi yaratmak için.

Varoluşçuluk 101’de varoluşu anlamak için öznel deneyime başvurmanın, yani hayatı bizzat yaşamanın önemine vurgu yapan yeni bir felsefi tavrın nasıl ortaya çıktığına, neye tepki olarak doğduğuna, hangi sorularla uğraştığına ve yıllar içinde nasıl geliştiğine odaklanacağız.

Kierkegaard, Nietzsche, Heidegger, Sartre ve Camus’ye değinerek, varoluş sorusunun felsefe sahnesinde nasıl belirdiğini tartışacak ve bize kendi varoluşumuzla nasıl bir ilişki kurabileceğimize dair ne gibi önerilerde bulunabileceğine değineceğiz.

 

Detaylı bilgi için: The School of Life