28 Eyl 2019
Kardelen Uysal

Adam Walker: Ne kadar farklı olsak da suyun içinde hepimiz aynıyız

Adam Walker, tost makinesi ve su ısıtıcısı satarak hayatını kazanırken bir gün uçak yolculuğu sırasında On A Clear Day adlı filmi izliyor ve tıpkı filmdeki karakter gibi yüzmeye karar veriyor. Walker yüzmekle kalmıyor, Oceans 7* olarak bilinen rotaların hepsini tamamlıyor. Adam Walker sıcak suda, soğuk suda, rüzgarlarla, dalgalarla hatta yunuslarla yüzüyor. Hatta sakatlanıyor ve Ocean Walker tekniğini geliştiriyor. Bu teknik insanların daha hızlı, daha verimli yüzmelerine yardımcı oluyor.  

 

Walker yaşadığı olumsuz durumları her zaman bir hediye olarak görmeyi başarıyor. Korkularının üzerine gidiyor, korkunun yaşamak istediklerinin önünde bir bariyer olmasına izin vermiyor. Bu röportajda Adam Walker’ın geç yaşta spora başlayan kişilere önerilerini, yunusların köpekbalıklarından korumak için kendisine nasıl eşlik ettiğini, hayatını değiştiren filmi, korkuya rağmen nasıl başarmak istediklerini başardığını okuyacaksınız. Umarız size de ilham verir. Keyifli okumalar.

27 yaşında yüzmeye başladınız. İnsanın her yaşta spora başlayabileceğini söylüyorsunuz. Geç yaşta spora başlayanlar için önerileriniz nelerdir? 

Bu işe başlamak için herhangi bir engel yok, bu yüzme sporunun en güzel tarafı. Yaş bir problem teşkil etmiyor. Dünya iyi bir yer ve %70’i denizle kaplı. Yüzmeye 27 yaşında başladım, uçakta izlediğim filmde bir adam İngiliz Kanalı’nda yüzüyordu. Bu beni aynı şeyi yapmak için motive etti. Ellili, altmışlı, yetmişli yaşlarında insanlarla tanışıyorum. Bu yaşlarda her gün yüzen insanlar var. Bu çalışmaların hepsi insanların fiziksel ve zihinsel sorunlarını aşmalarında yardımcı oluyor. Açık denizde yüzmenin kan dolaşımına, mental sağlığa iyi gelen bir yanı var. Yüzmek için önünde hiçbir engel yok. Hayatın boyunca yüzebilirsin ve bunun için para ödemene de gerek yok.  

Yüzmeye bir filmden etkilenerek başladınız. İzlerken neler hissettiniz? 

 

Uçakla Avustralya’ya gidiyordum. On A Clear Day adlı filmin açıklamasında adamın birinin 35 senenin ardından işini kaybettiği ve ardından İngiliz Kanalı’nı yüzmek için karar aldığı yazıyordu. Filmi izlerken karakterle aramda benzerlikler olduğunu fark ettim. Ben de işimde mutsuzdum. Filmi izlerken hayatta daha fazla amacımın olduğunu fark ettim. Karakterin yaptığı şeyin çok anlamlı, ilgi çekici olduğunu düşündüm. Bunun zihinsel ve bedensel olarak karşıma çıkan en büyük meydan okuma olduğunu hissettim. Bir ülkeden bir ülkeye yüzme fikri bana böyle hissettirdi. Önce havuzda ardından açık denizde antrenman yapmaya başladım. Çalışmaya başladıktan 18 ay sonra da İngiliz Kanalı’nı yüzdüm. İngiliz Kanalı’nı geçmem 11 saat 35 dakika sürdü.  

 

Hayattaki negatif durumları pozitife çeviren birisiniz. Bu nasıl mümkün olabilir? Kendi hayatınızdan örnek verir misiniz? 

 

Hayatta insanı test eden pek çok şey var. Her sabah uyandığımda pozitif olmaya çalışıyorum, kendimi pozitif bir insan yapmaya çalışıyorum belki diğer insanlar da bundan feyz alırlar diye. İnsanın canının sıkılması çok kolay. Trafik, cüzdanın kaybolması, anahtarın kaybolması… Hayatta negatif olmak çok kolay. Negatif bir şey olduğu zaman bunu değiştirebileceğimi düşünüyorum.  

Yüzerken büyük bir dalga gördüğüm zaman ya da su çok soğuksa onu kafamda pozitif bir şeye dönüştürüyorum. Şu an yorgunum ama bu aynı zamanda pozitif bir şey çünkü ben buna enerji harcıyorum ve bu zorluklar beni olgunlaştırıyor. Hayatta sana bir şey olduğu zaman ve onu aştığında, durumları negatiften pozitife dönüştürdüğünde olgunlaşıyorsun. Negatif bir şey gördüğünde onu pozitife çevirebilirsin. Zorluklardan bir şeyler öğreniyorum. Suda ne yaşarsam yaşayım bunlar benim için birer test olacak ve her zaman pozitif taraflarını göreceğim. Bakış açına göre her şeyi pozitife çevirebilirsin.  

Yeni Zelanda’da sizi köpek balığı saldırısından yunuslar korudu. Bu tehlikeye rağmen yüzmeye nasıl devam ettiniz? Korkular sanırım sizin önünüzde bir engel değil. Neler hissettiniz?  

 

Buna şükrediyorum. Yüzdüğüm zamanlarda zorluklarla karşılaşıyorum. Onları aşıyorum. Portekiz’de denizanası gibi bir hayvan tarafından sokuldum. Soktuğu zaman tek kolumla yüzmek zorunda kaldım. O anda bu düşünceyi, zorluğu yendiğimi düşünüp bunu bir test olarak düşündüm ve yüzmeye odaklandım.  

Oceans 7 Yüzme Maratonu yüzüşlerinden bir tanesinde altımda köpek balıkları vardı. Öncesinde çok hastaydım. “Aman Tanrım bunu hak edecek ne yaptım?” diye düşündüm. Tek kolla yüzüyordum, hastaydım, su dalgalıydı ve yunuslar geldi. Yunusları gördüm ve aşağıda köpek balıklarının olduğunu fark ettim. Yunusların köpek balıkları yüzünden geldiğini anladım. Suyun altında, daha derinde, daha büyük, iri yapılı bir yunus gördüğümü sandım önce, ardından bunun bir köpek balığı olduğunu fark ettim. Enerji içeceği içmek için durduğumda yunuslar da benimle duruyordu, yüzmeye devam ettikçe benimle yüzüyorlardı. O anda onların bana eşlik edişleri hediye gibiydi. Yunuslarla bir buçuk saat boyunca yüzdük. Hasta oluşum, kollarımdan birini kullanamayışım… Tüm bunların ardından yunusların benimle yüzmesi bir armağandı. Daha güçlü bir insan olmak için bunları yaşamam gerekiyordu. Beni korumak için mi geldiler bilmiyorum ama insanlar böyle yorumladılar. Köpek balıklarının sandığımız kadar korkutucu olmadıklarını düşünüyorum. Okyanus zaten onların evi. Biz onların evlerinde birer misafiriz. Sadece sana saldırmak gibi bir niyetleri yok bu hayvanların. Suyun içindeki canlılarla bir arada olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Onların evinde olmak, onların arasında olmak bir onur. Bence benim orada olmam da kaderdi.  

 

Yunusların orada olması büyüleyiciydi, oldukça ruhani bir andı. Yunuslardan bir tanesi yan taraftan bana bakıyordu. Elmas şeklinde bir form oluşturup o şekilde benimle yüzmeye devam ettiler. Yunuslardan bir tanesi etrafımda dönüp duruyordu; bu olgun yunusların genç yunusları korumak için yaptığı bir hareket aslında. Köpek balığı bu hareketlerin ardından bir süre sonra gitti. İçimden yunuslara yardımları için teşekkür ettim. Ve bunu yaptığım anda yunuslar yanımdan ayrıldı. Böyle dediğim için üzüldüm ardından, geri dönmelerini istedim. Hayatım boyunca unutamayacağım bir an, onlara her zaman minnettar olacağım. Onlara teşekkür edeceğim çok şey var. Her denize girdiğimde yunuslar beliriyor etrafımda. Aramızda bir bağ olduğuna inanıyorum. O anları tekrardan yaşamak isterdim; onlarla birlikte yüzebilmek için. 

Fotoğraf: Andrew Whitton Fotoğrafta Adam Walker yüzüyor.Kafasında kırmızı bone, gözünde deniz gözlüğü var. Arkasında bir balığın yüzgeci görünüyor.

Korkudan nasıl kurtulabiliriz? Dalgalar, köpek balıkları… Bu korkuyu nasıl yendiniz, yeniyorsunuz? 

 

Kendini bu tarz bir spor için eğittiğin zaman sıcak havaya, dalgaya karşı çalıştığın zaman insanın içgüdüsel tepkisi korkmak. Güvenli alanın dışındasın o anda. Benim için orada olmak hediye. O filmi izleyip sonra orada olmak benim için ödüldü. Yüzmenin kaderim olduğuna inanıyorum, o yüzden korkuya yenilmiyorum. Korkmak enerji kaybı. Etrafımda bir koruma olduğunu düşünüyorum yüzerken. Daha önceden spiritüelliğe inanmazdım ancak deneyimlerimden sonra böyle bir insana dönüştüm. Okyanusun içinde olmalıymışım gibi hissediyorum. Yüzmeyi her zaman severdim ancak hiçbir zaman uzun mesafe yüzücüsü olacağıma inanmazdım. Hedefin olmalı. Denizin keyfini mi çıkaracaksın, forma mı gireceksin, bir noktadan bir noktaya mı yüzeceksin? Hedeflerine odaklanırsan korkuya zaman da yer de kalmaz. Korku ile ilgili ihtimallerin her biri ortadan kalkar. İnsanlar ihtimallerden, başlarına bir şey gelmesinden korkuyorlar. İnsanların korkuları olmayan ihtimaller üzerine aslında. Ev ya da para kaybetmek gibi korkularımız var ancak bunlar sadece ihtimal. İnsanların hayatlarında çoğu şeyi yapmama nedenleri başkalarının ne düşüneceği ve olasılıklar üzerine. Çok kısa bir süreliğine gezegendeyiz. Her şeyi kabullenirsen, korkuyu bir kutunun içine koyabilirsin. Böylece arkanda gezinen şeytanı dinlemezsin.  

Portekiz’de beni balık soktuğunda ölebilirdim, öldürücü bir sokmaydı.  Bu sorunu nasıl aşacağımı, bu durumun bir test olduğunu düşünüyorum, buna odaklanıyorum ve korkuyu yeniyorum. Bunu yendiğim zaman neler olacağını hayal ediyorum. Acıyı, korkuyu, rahatsızlığı yenilmesi gereken şeyler olarak görüyorum. Korku dünyanın her yerinde var. Korkabiliriz ya da korkunun içinden geçip kapasitemizi görebiliriz. Korkunun üzerine gidince ortaya çıkacak ödül en büyük ödül. Hangi alanda olduğun fark etmez. Korkuyu yendiğim zaman başka ne yapabileceğimi düşünmeye başlıyorum. Engelli yüzücülere, engelleri olsa da insanlara korkunun olmadığını gösterme sorumluluklarının olduğunu söyledim. İnsanların yalnızca zihinleri onları geriye çekebilir. Kafan doğru yerdeyse vücudun da ona doğru tepkiyi verir.  

Yedi okyanusta da yüzdünüz. Tecrübenizden bahseder misiniz? Doğanın size fısıldadığı şeyler nelerdi? 

 

O filmi izlemek hayat değiştiren bir tecrübeydi. İngiliz Kanalı’nı geçmekle ilgiliydi başlangıçta. Omzumda bir sıkıntı yaşadığımda doktorlar yüzmeyi bırakmamı önerdi. Uzun mesafe yüzebilmek için yeni bir teknik keşfettim; Ocean Walker. Yaralanma, sakatlık gibi durumlarda insanların daha rahat yüzebilmeleri için işe yarayan bir yöntem. Bu bir süre sonra benim işime dönüştü. Bu kaza aslında benim minnet duyacağım bir duruma dönüştü. Önümde iki seçenek vardı: Biri yaralanmayı kabullenmek, diğeri de korkunun üzerine gitmek ve aşmanın yolunu bulmaktı. İngiliz Kanalı’nı geçmek benim için yeterli olabilirdi, bunu mezar taşıma yazdırabilirdim. Ancak Ocean Walker tekniğiyle İspanya’dan Moroko’ya, Fas’tan tekrar İspanya’ya yüzmeye karar verdim. Daha önce hiçbir İngiliz bunu yapmamıştı. Madem böyle bir zorluk yaşadım, daha da zorlanmaya karar verdim. Avrupa’dan Afrika’ya yüzmem gerektiğini düşündüm. Oceans 7’yi duyduktan sonra geriye 2 tane kaldığını düşündüm. Her yüzüşümde deniz Tanrılarına dua ettim yüzmeyi tamamlayabilmek için. Ardından Hawai’ye yüzdüm. İrlanda’dan İskoçya’ya yüzdüm. Bunlar dünyanın en zor 7 rotası. Negatif kelimeleri kendime yasakladım. Bu 7 rotadan sonra hissettiğim şey; sadece bu yüzüşleri tamamlamam değil, teknikle birlikte daha büyük bir amacımın olduğuydu. Belki de görevim bu tekniği geliştirmek ve ihtiyacı olan insanlara bu tekniği öğretmek. Göğüs kanseri olan kişilere, engellilere, omuzlarını kullanamayan insanlara bunu öğretmek için belki de bu rotaları tamamladım.   

7 denizi aşmam benim için bir katalizördü belki de. İnsanlar genelde bana yaşadığım en iyi ve en kötü deneyimleri soruyorlar. Yaşadığım en iyi deneyimler arasında denizanasının beni sokması ve yunuslarla yüzmem var. Yaşadığım en kötü şeylerden biri de yine denizanasının beni sokmasıydı, hiç öyle bir acı yaşamamıştım. Yaşadığım en iyi ve en kötü şey aynıydı baktığınızda. Yüzerken omurgamda bir acı hissediyordum. Yüzerken sokulmanın etkisini hissediyordum, bu durumda 60 kilometre yüzerken bunu yine de tamamlayacağımı biliyordum. Yaşadığım tüm tecrübelere teşekkür borçluyum. Yaşadığım şeyleri yaşadığım için şanslı hissediyorum, bu bana güven verdi. Ben de şu an insanlara güven vereye çalışıyorum, insanlara konuşmalar yapıyorum. Üniversitedeyken sahne önünde konuşmak benim için büyük bir korkuydu, uykularımı kaçırırdı. Şu an ise bu tecrübelerden sonra bu en güçlü yanlarımdan biri haline geldi.  

Güçsüz olduğunuzu düşündüğünüz bir yanınız varsa bu sizin için ileride çok büyük bir güç olabilir. O sonuca ulaşmak için tecrübeler yaşamanız gerekiyor, bunlar sizi olgunlaştıracaktır.  

Fotoğraf: Andrew Whitton Dalgalı denizde Adam Walker'ı kulaç atarken görüyoruz.

Hem gündüz hem gece yüzdünüz. Gece ile gündüz yüzmek arasındaki farklar nelerdir? Yarışlarda gece ve gündüz yüzmekle normalde gece ve gündüz yüzmek arasında nasıl farklar var? 

Catalina Adası’ndan Los Angeles’a 35 kilometre boyunca yüzdüm. Gece başlamak ve karanlıkta 6 saat yüzmek gerekiyor Pasifik Okyanusu’nda. Köpek balıkları ve başka tehlikeli unsurlar mevcut. Buna alışman gerekiyor. Bir süre sonra rüzgarlı oluyor hava. Bunların hepsine alışmak gerekiyor. Ancak zaten Oceans 7’ın olayı bu. Soğukta, sıcakta, karanlıkta yüzmeniz gerekiyor. Bazı insanlar gece yüzmekten korkar ancak gece yüzerken etrafa baktığımda ruhani bir sakinlik hissediyorum; yıldızlara, etrafa bakarken sakinliği hissediyorum. Doğaya geri dönüyor gibi hissediyorum gece yüzerken. Işık yok, yapay hiçbir şey yok, teknoloji yok. Tamamen sakinlik ve huzur var. Bu bana iç huzur veriyor. Benim için gece yüzmek daha kolay, buna alıştım. İnsanlar bunun korkunç bir şey olduğunu söylüyorlar ve bunun üzerine gitmek beni motive ediyor.  

İnsanlar için de denizde yüzmek doğaya bağlanmak demek. Denizden korkuyoruz çünkü derindekileri göremiyoruz. Gece yüzmekten de korkuyoruz çünkü etrafı göremiyoruz. Hiçbir şekilde karayı göremiyorsunuz, sadece karadaki ışıkları görüyorsunuz, karadaki barların müzik seslerini duyuyorsunuz. Ancak o zaman karanın nerede olduğunu anlayabiliyorum. Orada bulunmak bana özel hissettiriyor. Yaşadığınız deneyim Oceans 7 olmak zorunda değil. Herhangi bir şekilde yüzmek, o tecrübeyi yaşamak değerli.  

 

Röportajın bu kısmında Adam Walker konuşurken yunuslar geliyor. Adam Walker heyecanla yine yunuslardan bahsediyor: 
 

Yunuslar benim geri döndüğümü hissettiler. “Adam geri geldi, röportajda heyecanlıdır belki” deyip buraya geldi yunuslar. Bu inanılmaz bir tecrübe. Çoğu insanın yunuslarla yüzme gibi düşüncesi yok ancak benim için yaşadığım en büyük tecrübelerden biri. Bu inanılmaz memelilerle denizin içinde olmaktan daha güzel bir deneyim yok.  

İnsanlar bana tüm zorluklara rağmen Oceans 7’ı tekrarlayıp tekrarlamayacağımı soruyorlar. Evet gece yüzüyorum, köpek balıklarını görüyorum, su soğuk oluyor. Ama yunuslarla sadece 5 dakika yüzebilmek için tekrar sıfırdan başlardım. Bunu kelimelerle anlatmak çok zor. Bu hissi ömrüm boyunca içimde taşıyacağım.  

Yunusları korumak için yüzüyorum. Altıncı yüzüşümde onların da bana yardıma gelmesi inanılmaz bir şey. Benim onları koruduğumu anladılar ve bana yardıma geldiler.  

Ege hakkında neler düşünüyorsunuz? Bir tarafta Ege diğer tarafta Yunanistan. Burası barış denizi gibi. Barış hakkında bize birkaç şey söyler misiniz? 

 

Bu benim ikinci kez Çanakkale’ye gelişim. 2015 yılında da davet etmişlerdi. Çanakkale Savaşı onuruna gelip buraya yüzdüm. Bu benim için çok büyük bir onurdu. Türkiye’den Yunanistan’a yüzmek, orada bir çay içmek güzel olabilir diye düşündüm. Deniz, insanları bir araya getiren bir şey. Tüm ırklardan, milletten insanla tanışma fırsatı buldum. Yüzme olmasaydı böyle bir şansım olmazdı. Türkiye’ye belki 15 kez geldim. Olimpiyat Komitesi tarafından sunucu olmak için davet edildim. Man Vs Ocean – One Man’s Journey To Swim (Okyanuslara Karşı)- adında bir kitap yazdım. Orada yaşadıklarım okunabilir. Yüzme, her yaştan insanla tanışmama yardımcı oluyor. Engelli, engelsiz her türlü insanla tanışıyorum. Ne kadar farklı olsak da suyun içinde hepimiz aynıyız. Suyun içinde dilin, rengin önemi kalmıyor. Yüzmenin dili ortaya çıkıyor. Otizmli bir Türk genciyle suda yüzerken iletişim kurabiliyoruz, konuşmamıza gerek bile kalmıyor. O an sadece birbirimize gülüyoruz, eşitiz. Bu da yaptığım işin en sevdiğim tarafı; çok farklı insanlarla farklı dilde konuşan insanlarla iletişime geçebiliyorum. Ben engelleri görmüyorum, orada insanlara yapabilecekleri şeylerin sınırlarını gösteren inanılmaz insanlarla tanışıyorum.  

Yüzme tüm dünyada farklı dilden, ırktan, yaştan insanları bir araya getiriyor. Uçakta o filmi izlemeseydim bunları yaşayamazdım.  

Mesajım şu: Yüzmek mi istiyorsun, kanal mı geçmek istiyorsun. Ne yapmak istersen yap, korkularınız varsa Ocean Walker’a gelin. (Gülüyor) Şaka yapıyorum. Ders almaya başlayın ve öğrenin. Beş-on dakika bile yapsanız zihinsel ve fiziksel olarak sizi ayakta tutacaktır.  

Yüzde yetmişi su olan bir dünyada yaşıyoruz. Yaşadığımız evin değerini bilmeli, şükretmeliyiz. Suyu da keşfetmeliyiz. Bu da benim mesajım.  

 

Adam Walker'ı Instagram, YouTube, Facebook ve web sitesi üzerinden takip edebilirsiniz.

 

* Oceans 7 şu rotaları kapsıyor: İngiliz Kanalı (İngiltere-Fransa), Cook Strait (Yeni Zelanda), Catalina Kanalı (ABD), Cebelitarık Boğazı (İspanya-Fas), Molokai Kanalı (Hawaii), Kuzey Kanalı (İrlanda-İskoçya), Tsagaru Kanalı (Japonya)