Bi' Pati Empati: Sokak hayvanları için AVM'leri eyleme geçiren hareket
Pandemi olsa da olmasa da sokak hayvanları her zaman zor durumda. Onlara bakmak, karınlarını doyurmak ve onları sevmek bizim görevimiz. Covid-19 tüm canlılar gibi sokak hayvanlarını da etkiledi. Onlar bu dönemde her zamankinden daha aç ve susuz. Yıllardır gazetecilik yapan Pınar Aksu, Bi’ Pati Empati isimli hareketini kitlesel bir harekete dönüştürdü. Hareket, alışveriş merkezlerinin sokak hayvanlarını beslemesini teşvik ediyor. Yapmamız gereken ise sosyal medya hesaplarımızdan alışveriş merkezlerine çağrıda bulunmanız. Bi' Pati Empati ile bazı alışveriş merkezleri mama istasyonları bile kurdu. Peki bu fikir nasıl doğdu, HAYTAP'la nasıl iş birliği yapıldı, gelecekte bu hareket nereye evrilecek? Atalet duygusunu üzerinden atıp hayvanlar için canla başla çalışan Pınar Aksu ile hepsini konuştuk. Keyifli okumalar.
Bireysel bir hareket başlattın ve kitlesel harekete dönüştü. Nereden aklına geldi sokak hayvanlarını beslemeleri için alışveriş merkezlerini teşvik etmek? Projeyi biraz anlatır mısın?
Karantinada olduğumuz günlerde kendi sokağımdaki sokak hayvanlarını olabildiğince besliyordum. Fakat benim tek başıma besleme yapmam yetersiz… Aynı zamanda birçok hayvansever grubu ve federasyonu takip ediyorum. Son zamanlarda bağış toplama ve dağıtım konusunda ciddi bir sıkıntı yaşıyorlar. Aynı şey belediyeler için de geçerli. Hal böyle olunca bu konuda en hızlı desteği alışveriş merkezlerinin yapabileceğini düşündüm. Çünkü Türkiye çapında 436 adet alışveriş merkezi bulunuyor. Bu sadece İstanbul için düşünüldüğünde her semte neredeyse iki alışveriş merkezinin düşmesi demek. Finansal güçlerini de düşününce sokak hayvanları için mama istasyonu kurmalarının çok daha kolay olduğunu söyleyebiliriz. Özetle 100 kilo mama almak bir hayvansever grup için bir haftayı buluyorsa bu mamayı temin etmek bir alışveriş merkezi için bir dakika! Kendi içlerinde hızlıca organize oluyorlar ve itibar yönetimini de önemsiyorlar. Haliyle sosyal medyadan gelen soru ve tepkilere karşı duyarsız kalmıyor ve harekete geçiyorlar.
Süreç nasıl ilerledi, nasıl gelişti? Bu tarz şeyler yapmak isteyen insanlar nasıl bir yol izleyebilir?
Kişisel Facebook ve Instagram hesabımda konuyla ilgili açıklayıcı bir metin paylaştım ve öncelikle kendi çevremdeki alışveriş merkezlerinin sosyal medya hesaplarına “Bu süreçte sokak hayvanları için bir çalışma yapıyor musunuz?” sorusunu yönelttim. Sorunun agresif olmayan tavrı ve teşvik edici olması sebebiyle öncelikle yakın çevrem kendi çevrelerindeki alışveriş merkezlerine aynı soruyu yöneltti. Kısa süre içinde birer birer yanıt almaya başladık ve harekete dahil olan alışveriş merkezleri sokak hayvanlarını beslemeye başladı.
İnsanlar “Ben yazsam ne olur ki?” diye sormasınlar. Kitlesel hareket bireysel hareketle başlar. Sosyal medya birlik olmak için harika bir güç! İstekler mantıklı ve faydalı olduğu sürece markaların sessiz kalması neredeyse imkansız.
İnsanlar bu harekete nasıl destek olabilirler? Bir kez de buradan anlatır mısın?
#avmlersokakhayvanlarinibeslesin hashtag’iyle kendi çevrelerindeki alışveriş merkezlerinin sosyal medya hesaplarına “Bu süreçte sokak hayvanlarını beslemek için bir çalışma yapıyor musunuz” sorusunu yazsınlar ve mutlaka gelen cevabı kontrol etsinler. Soruya cevap gelmiyorsa ısrarla yeniden sorsunlar. Günün sonunda alışveriş merkezlerini ayakta tutan müşterileridir. Yaşadığımız bu zor günlerde her bireyin ve özellikle her markanın topluma karşı sorumlulukları olduğunu hatırlatmak gerekir. Harekete dahil olmuyorlarsa bu müşteri tarafından unutulmaz ve her şey normale döndüğünde marka imajı zedelenmiş olur… Bu gibi bir durum yaşanmaması için alışveriş merkezlerinin yapacağı şey çok kolay bir adımdır. Kendi alanlarındaki sokak hayvanlarını beslemek, mama istasyonları kurmak ve bu alanda daimi çalışan olmak.
Bu hareketin varmasını istediğin nokta nedir?
Öncelikle alışveriş merkezleri ve ardından ihtiyaç haritası üzerinden marka teşviki… Kısa bir süre içinde Türkiye’deki tüm barınak, federasyon ve hayvansever grubun ihtiyaçlarını yayınlayacağı bir web sitesini hayata geçireceğiz. Böylece markalar Türkiye’nin herhangi bir bölgesindeki sokak hayvanları için mama, klinik malzeme ya da bağış yapabilecekler. Amaç sokak hayvanları ile ilgili marka hareketi başlatmaktır.
HAYTAP ile bir işbirliği yaptınız. Anlatabilir misin?
HAYTAP #avmlersokakhayvanlarinibeslesin hareketinden en hızlı haberdar olan federasyon. Bu hareketin faydalı ve gerekli olduğunun farkındalar. Ve hepimizin bildiği gibi HAYTAP bu konudaki çalışmalarıyla öncü. Alışveriş merkezlerinin ya da markaların sokak hayvanlarına yardım ederken mama alabileceği bir sistemleri var: Haytap Shop. Bireyler ve kurumlar Haytap Shop üzerinden mama siparişi (ya da gerekli ürün) verdiğinde geliri Türkiye’nin hemen her noktasındaki HAYTAP klinik ve barınaklarına gider. Mama kapınıza kadar teslim edilir ve evcil hayvanınızın ihtiyacını karşılarken aynı zamanda sokak hayvanlarına da yardım etmiş olursunuz.
Çoğu insan güzel şeyler olsun istiyor, yardım etmek istiyor ama insanların üzerinde bir atalet, bir umutsuzluk var. Sen bunu nasıl kırdın?
Kendimi bildiğim bileli toplumsal konularla ilgili çalışıyorum. Üzerimdeki atalet sokak hayvanlarının açlıktan, hastalıktan kırıldığı hayali gözümün önüne gelince uçup gidiyor. Atılacak adımların kolay ve hızlı dönüşü olacağını bilmek de işe yarıyor tabii.
Hayvanların yaşamasını hayal ettiğin dünyayı anlatır mısın?
Değerler söz konusu olduğunda insan “önce ben” diyor. Fakat değerler bir bütündür. Bir noktayı düzeltip diğerini bırakırsanız düzelttiğiniz alan yıkılmaya mahkumdur. Yani temeli sağlam olmayan bir ev yapmak gibi. İnsanları önemsediğimiz kadar aynı dünyayı, aynı havayı, aynı suyu paylaştığımız hayvanları da önemsemeliyiz çünkü onlar bizim aynamız. Tüketimin yıkıcı, yok edici döngüsünden kurtulup dengeyi bulmak, kendiliğinden bir adaleti de beraberinde getirecektir. En basitinden hayvanlar üzerinde deney yapılmasına nasıl son verebiliriz? Hayvan üstünde deney yapmayan ürünleri tüketerek. Hayvana şiddet ve işkenceye nasıl son verebiliriz? İnsanlar için uygulanan adalet, hukuk sisteminin aynısının hayvanlara işkence ve şiddette de devreye girmesini sağlayarak. Okyanusları, denizleri nasıl koruruz? Pikniğe giderken plastik çatal almayarak, yanımızda termos taşıyarak. Siz hiçbir hayvanın tükettiği bir besinden ötürü doğaya zarar verdiğini gördünüz mü? Yemek yedikten sonra çıkardığı çöpün yüzyıllar boyunca kaybolmama ihtimalini düşündünüz mü? Böyle bir ihtimal yok. Doğadaki bir canlının tükettiği her şey başka bir canlının hayat döngüsünde yer bulur. İnsan, tüketim zincirindeki faydaya dönüşmeyen kör alışkanlıklarından sıyrıldığında bir şeyler değişebilir. Ve bu değişim bireysel değişimle mümkün. Zihinlerimiz değişiyor ve artık farkına varıyoruz. Günlük tercihlerimizi değiştirdiğimizde, tek başımıza farklılık yarattığımızda toplum olarak da değişeceğimize inanıyorum.
Bi' Pati Empati'yi Instagram hesabından takip edebilirsiniz.
Pınar Aksu kimdir?
Kadir Has Üniversitesi Sinema-TV Bölümü'nden mezun olan Pınar Aksu, hayatının son 13 yılını kadın hakları mücadelesi, hayvan hakları ve sivil toplum kuruluşlarının sesini duyurmaya adamış bir gazeteci. Son yıllarda iletişim ve medya alanlarında çalışmakta.