28 Eki 2020
Kardelen Uysal

BIFED: Her hayat değerli, her hak çok kıymetli ve her mağduriyet önemli

Bu sene yedincisi düzenlenecek Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali'nde filmler, 2-8 Kasım tarihleri arasında çevrimiçi olarak izlenebilecek. BIFED, dünyadaki aktivistlerin, yaşam alanları işgal edilmiş, doğaları talan edilmiş halkların destansı direnişlerini konu edinen belgesellere yer veriyor. 75 ülkeden katılımcının 500’ü aşkın film ve belgesel ile başvurduğu festival, gezegene dair ilham hikayeleriyle dolu. Bu seneki programda da yine kaçırılmayacak belgeseller var. Hasankeyf’in son günleri, aktivistlerin mücadeleleri, Afrika’da büyük gümüş madenine karşı verilen savaşın hikayesi… Bunlar izleyebileceğiniz belgesellerden sadece birkaçı. Festival yönetmeni Petra Holzer  ve festival koordinatörü Ethem Özgüven ile festivalin mücadele alanındaki katkılarını, bağımsız film festivali yapmanın zorluklarını, festivalde izleyiciyi neler beklediğini konuştuk.

Türkiye'nin ilk ve tek ekolojik film festivalini düzenliyorsunuz yedi senedir. Doğanın talan edildiği, türlerin yok edildiği bir kainatta dünyanın dört bir yanındaki aktivistlerin, gazetecilerin, ailelerin mücadelelerinin hikayesini bir çatı altında topluyor festivaliniz. Bu festivalin mücadele ve öğrenme alanlarındaki katkıları neler?

Bizim bir zamanlar yaptığımız kot kumlama işçilerinin ölümcül hastalığı olan Silikozis’le ilgili belgesel için böyle bir soru sorulmuştu. Ona şöyle cevap vermiştim: Tek bir insanın bu filmi gördükten sonra kot kumlama işine girmekten vazgeçmesi ve dolayısıyla tek bir insanın ölüm ya da ölümden beter bir hastalıktan kurtulmasında bir payı olursa bu belgeselin bence yapmaya değer. İnsanın, bir serçenin ya da çınarın hayatları değerli. Her hayat değerli, her hak çok kıymetli ve her mağduriyet önemli. Bu festival tek bir insanın bakış açısında delik açıyorsa yapmaya değer diye düşünüyoruz.

Dünyadaki aktivistlerin çabaları ile ülkemizdeki aktvistlerin çabaları ve mücadelelerinde ortak noktalar neler?

Her şey ortak: Kahramanlar, yaşamları tehdit altında ve aslında bizler için tüm bu risklere giriyorlar.

Bu yıl da dünyada pek çok ekolojik kriz yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Aktivistlerin beyaz adamlara karşı mücadelelerini kazanmasında toplumun nasıl katkısı olabilir?

Daha dayanışmacı, daha cesur, daha aktif olmalıyız. Ahmet Şık, Şafak Pavey gibi isimlerin çoğalması gerekir. O vakit hem onlar çoktan sıkıldıkları kahraman payesinden sıyrılabilir ve hem de toplumların kahramanlara ihtiyacı kalmaz.

Festivale kimler izleyici olarak katılmalı? Kimlere göre bu festival? Sizler en çok kimlere ulaşmasını istersiniz bu filmlerin?

Bu filmleri herkesin ama öncelikle çocukların ve gençlerin izlemesini istiyoruz.

Bağımsız bir festival düzenlemenin zorluklarından ve avantajlarından bahsedebilir misiniz?

Maddi zorlukları çok yorucu oluyor. Tek zorluğu bu. Bağımsızlık konusunda da şunu söyleyebiliriz: Ondan kıymetli hiçbir şey yok.

Festivalin amacına baktığımızda  daha doğru, daha hakiki olanı, bilgiyi birlikte aramak için bu festivali yaptığınızı, umut veren kalıcı bir platform oluşturmak için yaptığınız bilgisine ulaşıyoruz. Ayrıca festival aracılığıyla dayanışma ve kardeşliğin de artmasında rol almak istiyorsunuz. Amacına ulaşıyor mu festivaliniz?

Bunu bizim söylememiz doğru olmaz, umuyorum. Umuyoruz.

Katılımcıları neler bekliyor bu sene?

Bu yıl BIFED’de gösterilecek yarışma 15 filmden biri Türkiye yapımı: Aether. Aether, Hasankeyf’in son günleri üzerine yapılmış sinematografik muhteşem bir gözlem.

ABD yapımı Artifishal filmi, Washington ve Oregon bölgelerindeki nehirlerde vahşi somon balıklarının karşı karşıya olduğu yok oluş sürecini ve nehirlere atılan ama hiçbir fayda getirmemesi bir yana hastalık getiren suni somonlarla ilgili.

Amussu filmi, Afrika’nın en büyük gümüş madenine karşı yerel halkın direnişinin destanı.

Green Blood/Yeşil Kan, çevre gazetecilerinin dünyanın her yerinde açık ve savunmasız birer hedef haline geldiğini anlatan acı bir öykü.

Sağlık konusu ile ilgili iki film var Bifed 2020’de; Almanya ve Avusturya yapımları olan bu filmler Trust Who/DSÖ’ye Güven ve Fever/Ateş filmleri. Şu sıralar tüm dünyanın gündeminde olan DSÖ ile ilgili film buradaki bozulma ve işlevsizlikle ilgili. Aslında her iki film de farma/ilaç endüstrisine getirilmiş çok ciddi eleştirileri olarak da görülebilir.

Beş aktivist filmi de bu yılki yarışmalı bölümde yer alacak. Zaten bu yıl BIFED’in sloganı da “Savunucuları Savunun."

Festivali www.bifed.org'dan, Instagram, Facebook, Twitter ve YouTube hesaplarından takip edebilirsiniz.