08 Ağu 2017
Gülay Güler

Çınaraltı - Ümmü Abla'nın Meşhur Gözlemeleri

 
 
Kocaman çınar ağaçları olan, altından şırıl şırıl deresi akan, kazların, köpeklerin, civcivlerin rahatça dolaştığı, bu doğal mekanın işletmecileri de bir o kadar doğal insanlar. Çınaraltı restoran Ümmü annenin mutfağı sanki. Her şeyi kendi elleriyle yapıyor, gelinler yardım ediyor, çocuklar dağıtıyor. Kim burada gözleme yese "Ümmü annenin gözlemesi yediğim en iyi gözleme" diyor. (Ben dahil) Reklama gerek duymayan Çınaraltı; o kadar seviliyor ki, internet reklamlarını müşterileri gönüllü yapıyor.
Kendi yetiştirdikleri ürünleri, kendi elleriyle yaptıkları yemekleri sunan bu işletmenin başarı öyküsünü, Levent Direk anlatıyor.
Çınaraltı'nın kuruluş hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz?
Çınaraltı 1993 yılında açıldı. O zamanlar dokuz metrekare alanımız vardı. Piknik tüpü ile çayı yapıyorduk. Elektrik olmadığı için meşrubatları derede soğutuyorduk. O zamanlar altı ahşap masamız, tek tip gözleme çeşidimiz vardı, o da otlu peynirliydi. Günde on çay satsak şükür ediyorduk. Tabii o zamanki müşteri kapasitemiz o kadardı. Yıldan yıla büyüdük. Şimdi pazar günleri bine yakın çay, yüzden fazla gözleme satıyoruz.
Burada 92’de Doğa Sitesi, 93’de Altınköy Sitesi kuruldu. Burayı seçmenizde yerleşim yerlerin kurulmasının etkisi var mı? Neden burayı seçtiniz?
Biz burada yaşıyorduk zaten. Siteler kurulduktan sonra cumartesileri 3-5 araba, pazarları 15-20 araba geçmeye başladı. Eskiden burası askeri tatbikat alanı idi. Önümüzden marş söyleyerek askerler geçerdi. O zaman “Baba biz bu dükkanı askerlere mi açıyoruz, kime satacağız dağ başında bu gözemeleri?” derdik. “Oğlum siz işinizi iyi yapın gerisini boş verin.” derdi. Babam gerçekten vizyon sahibiymiş.


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Çalışma saatleriniz nasıl?
Yazın her gün, 9 ile 24 arası açığız. Kışın cumartesi-pazar açık oluyoruz. Mayıs ayında tekrar her gün moduna dönüyoruz.

Çınaraltı’nın menüsünden bahsedebilir misiniz?
Menüde çok çeşit olmasını pek tasvip etmiyoruz. Bizim mottomuz “Az olsun, öz olsun.” Müşteriye en iyi yapabildiklerimizi sunuyoruz. Kahvaltı menüsünde tabii ki en başta gözleme çeşitlerimiz, yumurta çeşitlerimiz ve serpme kahvaltımız var. Yemek menümüzde de iddialıyız. Yemek menümüz, 6 çeşit meze, köfte, çöp şiş, pirzola, sucuktan oluşuyor. Etlerimizi Urla’nın en iyi kasabı Numune'den alıyoruz.
 
Peki, sizin favori gözlemeniz hangisi?
Yoğunluktan yemek yapılmayınca gözleme yiyoruz; ama annem yaptığı için yiyorum. Dışarıda asla yemem. Benim favorim otlu kıymalı.
Sizin butik bir havanız var bunun bozulmasından korkuyor musunuz?
Yok, hayır. Biz, kendi yapabileceğimiz kadarını sunuyoruz. Bazı mekanlar dışarıdan ürünü alıyor kendi yapmış gibi satıyor. Annem buranın direği, buradaki her şeyi gözlemesinden, bazlamasına kendi elleriyle yapıyor. İki çeşit tatlımız var onu da yengem yapıyor. Dışarıdan hazır ürün almıyoruz. Dolayısıyla bu butik havamızın kaybolması mümkün gözükmüyor.
 
 
Urla çok çabuk gelişiyor. Sence bu değişim iyiye mi, kötüye mi doğru gidiyor?
Urla, en çok göç alan ilçelerden bir tanesi. Büyük çoğunluğunu İstanbul’dan ve Ankara’dan gelenler oluşturuyor. İleride bizim burası bile yerleşim yeri olacak gibi görünüyor; ama biz bu doğallığının bozulmasını hiç istemiyoruz.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İzmirli ve İstanbullu müşterilerini kıyaslayabilir misin?
İstanbullu müşterilerimize burası ucuz geliyor. (Gülüşmeler) “Hesabı kontrol eder misin? Bana bu az geldi.” diyen bile oluyor.
 
Sizce bir mekanın popüler olması için neler gerekli?
Bence mekan çok lüks olmamalı, biraz salaş olmalı, temiz olmalı, yemekler lezzetli olmalı bir de deniz kenarında ya da orman içinde olmalı.

 
Çınaraltı'nın tanıtımını nasıl yapıyorsunuz?
Yapmıyoruz. Müşterilerimiz bize internette sayfa açtı. Gerek yok dedik gene de yaptılar. Kendi ailemizden kimse internete reklam koymadı ne varsa müşterilerimiz yaptılar sağ olsunlar. Bence en iyi reklam ağızdan ağıza yayılan reklam. Gelen eşine dostuna söylüyor, öyle öyle yayılıyor. Buraya çok fazla ünlü gelir ama biz fotoğraflarını çekip mekanın duvarına asmayız. Nurgül Yeşilçay, Demet Sağıroğlu, Ozan Güven, Uğurkan Erez, Candan Erçetin... buraya gelen ünlülerden birkaçı. Bir de 5 Haziran 2016’da Haluk Bilginer’in yaş günü burada yapıldı. O ara ünlendik sanırım. (Gülüşmeler)