09 Mar 2020
Gülay Güler

Da's Cantina: Didem ve Alp'in Taco Aşkı

Gastronomi mezunu Didem ve Alp Türkmenoğlu okulda tanışıp, aşık olurlar. On sene boyunca İstanbul'da yaşayan, çeşitli restoranlarda şeflik yapan Didem ve Alp, Amerika'ya gitme kararı alır. Çift bir yıl boyunca Amerika’da Meksika mutfağı ile haşır neşir olur. Yapmaktan ve yemekten büyük keyif aldıkları Meksika lezzetlerini neden İzmirlilerle paylaşmayalım düşüncesiyle geri dönüş kararı alırlar. Şu an Meksika mutfağını Türk mutfağına uyarladıkları, kendi yorumlarını da kattıkları menüleriyle Urla'da hizmet vermekteler. Çok yeni açılmış olmalarına rağmen yoğun bir ilgiyle karşılaşan Da's Cantina'ta çok yakında keyifli atölyeler ve etkinlikler de düzenlenecek. Başarılarının sırrı birbirine ve işlerine duydukları aşk olan bu mutlu çiftin lezzetli hikayelerini dinliyoruz.  

 

Da's Cantina'nın yaratıcılarını biraz tanıyabilir miyiz?

Didem: Urlalıyım, çocukluktan beri mutfağa bir merakım vardı. Lise bitince matematik öğretmenliği okumak isterken kendimi Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü yetenek sınavlarına girerken buldum. Bölüme ikincilikle, buslu olarak girdim ve çok severek okudum. Okurken garsonluk, hosteslik yaptım, mufaklarda çalıştım. Profesyonel mutfağa Do&Co’da (Flying Chef) part-time çalışarak giriş yaptım. Okul biter bitmez İstanbul’da Jaime’s İtalian’da işe başladım. Bir buçuk yıl Jaimes İtalian’da çalıştıktan sonra Raffles Hotel’de çalışmaya başladım. Burada da bir buçuk sene çalıştıktan sonra Alp ile Amerika’ya gitmeye karar verdik.

 

Alp: Babam Fuar Ada Gazinosu'nun sahibiydi, hatta orayı kuran dedemdi. Haliyle sektöre aileden gelen bir yatkınlığım vardı. Ben de Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü mezunuyum. Bölümü birincillikle bitirdim. Yüksek lisansımı işletme üzerine yaptım. Tezimi restorancılık ve şikayet yönetimi üzerine yazdım. O sırada gastronomi bölümü mutfak asistanı olarak iki sene çalıştım. Yüksek lisans bittikten sonra iki sene boyunca Tom’s Kitchen İstanbul’da çalıştım. Sonra Didem ile Amerika’ya gidip David Burke Primehouse Chicago’da çalıştık. İstanbul’a döndüğümüzde Socrates Bistro’nun iki sene mutfak şefliğini yaptım. Artık İstanbul'da daha fazla yaşamak istemediğimize karar verip İzmir’e döndük. Önce Güzelbahçe’de Da’s Cantina’yı açtık, ufak bir yerle başlayalım istemiştik. İşler olumlu yönde gidince daha büyük bir risk alarak Urla’ya geçme kararı aldık.

Nasıl tanışmıştınız? 

Alp: Daha önceden annelerimiz tanışıyormuş, onların vasıtasıyla üniversitede tanıştık ve aşık olduk. 

Urla'da Meksika restoranı açma fikri nasıl doğdu? 

Didem: Alp ile Amerika’da çalışırken en çok beğendiğimiz mutfaklardan biri Meksika mutfağıydı. Mutfakta da Meksikalılarla çalışıyorduk. Bir yıl boyunca Amerika’da Meksika mutfağı ile haşır neşir olduk. Alp ile iş çıkışları, gece yarıları salaş Meksika restoranlarında yemek yemeyi tercih ediyorduk. Meksika mutfağı damak zevkimize çok uyuyordu. Türkiye’de Meksika mutfağının yaygın olmadığını gördük, alternatif yaratmak adına bu mutfak üzerine bir yer açmaya karar verdik.

Neden Urla’da olmasını istediğimize gelecek olursak İzmir’de bir yer açmaya karar verdiğimizde birbirimize sorduğumuz ilk şey “Şehir merkezinde mi bir yer açacağız” oldu. Şehir merkezinde bir yer açsaydık aynı yoğunluğu yaşayacaktık. Daha sakin bir yer olmasını istediğimize karar verip önce Güzelbahçe’yi daha sonra Urla’yı tercih ettik. Güzelbahçe’de yemeklerimiz beğenildi ve daha büyük bir yere geçmeye karar verdik ve Urla’daki bu yere geçtik.

 

Alp: Didem’in anlatıklarına ek olarak Urla’nın gastronomik olarak gelişeceğini düşünüyorum. Urla’da birçok konsept restoran açılıyor. Urla gastronomiye meraklı kesimin buluşma noktası olmuş durumda. O yüzden de Urla’yı tercih ettik. İnsanlar Urla’ya sadece rakı-balık yapmak için gelmiyor, burada alternatif mutfaklar da arıyorlar. Urla’da alternatif olmak için Meksika mutfağı üzerine bir restoran açmaya karar verdik.

 

Urla’da bir ilksiniz değil mi?

Didem: Urla’da tekiz. İzmir’de de alternatiflerimiz çok az.

Da’s Cantina’ya gelenler hangi yemeklerle karşılaşıyor? 

Alp: Taco ve nachos ağırlıklı bir menümüz var. Ama menüyü taco ile sınırlandırmak istemedik. Ekmeğini kendimiz yaptığımız burgerimiz, şinitzel, Mac & Cheese gibi seçeneklerimiz de var. 

 

Didem: Alp ile başta menüye sadece taco, nachos, margarita kokteyli koyalım istemiştik. Yerimiz şehir dışında olduğu için buraya gelen herkesin yemek isteyeceği ürünleri de menüye eklemeye karar verdik. Menüdeki diğer yemekler de salaş ve rahat yemekler ama salatanın sosuna kadar her şeyi kendi ellerimizle yapıyoruz.

Sizin önerdiğiniz ve çok tercih edilen yemekleriniz neler?

Didem: Biz menümüzün bir tık daha değişik olmasını istedik. Menüdeki karidesli taco’muz, kivi suyunda marine edilmiş kontrfile etinden yaptığımız tacomuz çok beğeniliyor. Nachos'lardan chilli con carne'miz, içkilerden margaritalarımız öne çıkıyor. Mac & Cheese ve burgerimiz de çok beğeniliyor. 

Mutfakta da siz çalışıyor musunuz?

Didem: İkimiz de aşçıyız ama aynı anda ikimiz mutfakta olamazdık. Alp mutfağı aldı, biraz daha konuşmayı sevdiğim için işletmecilik kısmıyla ben ilgileniyorum. İkimiz de iki tarafı yürütebilecek kapasitedeyiz. Birimiz olmadığında iki tarafa bakabiliyoruz.

Biraz Meksika mutfağından bahsedelim… Türk mutfağından farklı olarak hangi ürünleri sıklıkla kullanıyorsunuz?

Alp: Da’s Cantina’da tam anlamıyla Meksika usulü tabaklama yapmıyoruz. Ama taze kişniş yerine maydonoz kullanalım, lime yerine limon kullanalım demedik. Güzel bir avokado, kişniş, lime, mısır unundan taco ekmeği kullanarak, doğru bazdan vazgeçmeden Meksika lezzetlerini Türk damak tadına uygun hale getirdik.

Da’s Cantina’yı açarken en çok titizlik gösterdiğiniz konular nelerdi? 

Alp: Biz burada ferah, rahat bir ortam yaratmak istedik, açık tonlar tercih ettik. Tasarımın bizim ruhumuzu da yansıttığını düşünüyoruz. Buraya gelen misafirlerimizin kasılmadan rahat rahat yemeklerini yiyebilmeleri önceliğimizdi. 

 

Didem: Menüde de bizim yemekten keyif aldığımız ve kendimizden de bir şeyler kattığımız yemekler olsun istedik. 

Da’s Cantina’da misafirleri nasıl bir deneyim bekliyor?

Alp: Yurt dışında taco yemiş, "Burada da olsa da yesem" diyen bir kitle var. Onlar burada güzel taco yiyebiliyorlar. Farklı yemekleri merak eden insanlar da burada aradıklarını bulabiliyorlar. Kısacası burada misafirlerimizi lezzetli yemekler, samimi servis, rahat bir ortam bekliyor. Masalarla birebir ilgilenmeye çalışıyoruz ve genellikle olumlu geri dönüşler alıyoruz.

Gelecekte neler yapmayı planlıyorsunuz? Yeni yemekler, etkinlikler… Bizi neler bekliyor?

Didem: Eski dükkanda bira taco eşleşmesi yapmıştık. Yemek içki eşleşmelerine burada da devam edeceğiz. Küçük değişik etkinlikler bizim ruhumuzu doyuruyor. Burayı tasarlarken gelecekte yapmak istediklerimizi de düşündük. Terasta canlı müzik ve etkinlikler yapmak istiyoruz. Yukarıda açık mutfağın olduğu workshop alanı yarattık. Salsa sos, taco, margarita yapımı gibi ufak atölyeler düzenlemek istiyoruz. Önümüzdeki aylarda bu çalışmalara başlayacağız. Bu yemek atölyelerinin eğitimlerini biz vermeyi düşünüyoruz. Ama buraya dışarıdan gelip farklı atölyeler düzenlemek isteyenlere de açığız.

 

Alp: Gelecekte başka bir dükkan açmak yerine sadece taco servis edeceğimiz yemek kamyonu tasarlayıp festivallerde yer almak istiyoruz.