14 Ağu 2020
Kardelen Uysal

Dikili Gezi Rehberi

Antik kentleri, mitolojik efsanelerden adını alan doğal güzellikleri, binlerce yıllık geçmişi içinde barındıran tarihiyle Ege Denizi’nin mavi sularının sarmaladığı Dikili gezilecek köyler, yüzülecek koylar ve tarihi yerlerle dolu. 

Pitane Antik Kent

Yunan mitolojisinde Pitane, Nehir Tanrısı Euratos'un kızlarından birinin adı olarak geçmektedir. Kentin kurucularının Amazonlar olarak bilinen kadın savaşçılar olduğu ve kuruluş tarihinin Helenistik öncesi dönem olduğu düşünülüyor. Bir başka kaynakta ise kentin kurucularının, Anadolu’ya yapılan Yunan göçünden çok daha önce bu topraklarda Anadolu’nun yerlileri sayılabilecek Luviler olduğundan bahsedilmektedir. Bu bölgedeki en eski antik kentlerden biri olan Pitane Antik Kenti’nden, arkeolojik kazılar sonucu çıkarılan kalıntılar içerisinde Çandarlı Müzesi’nde yer alan Arkaik dönem erkek heykeli en ilgi çekici parça olarak sergilenmekte.

Atarneus Antik Kenti

MÖ 4000 yıllarında Akhalılar tarafından Dikili yakınlarındaki Ağılkale’de kurulan ilk kent devleti olma özelliği taşıyan Atarneus Antik Kenti, çevresindeki pınarlar ve sıcak su kaynakları nedeniyle kutsal kaynak anlamına gelen Atarneus ismini almıştır. Kente ait en ilginç bilgilerden biri de şimdi Bergama olarak bilinen Pergamon Krallığı’ndan daha büyük olduğudur. Atarneus Antik Kenti’nde yapılan arkeolojik kazılar sonucu yüzeye yakın yerlerde seramikten yapılma çanak, çömlek ve çeşitli kaplar bulunmuştur. Ayrıca antik mezarlar, büyük taşlar gibi pek çok arkeolojik kalıntıya da rastlanmıştır. Heredot’un da adından bahsettiği kent, Yunanlar ve Persler arasında sekiz yıl süren savaşın yapıldığı topraklar olarak anılmakta.

Pergamon Antik Kenti

Pergamon Akropolü olarak da bilinen antik kent, bölgenin en bilindik ve en eski yerleşim yerlerinden biri unvanına sahip. 2014 yılında Dünya Kültür Mirası listesine alınan kent, filozof Plinius Secundus tarafından Küçük Asya’nın en ünlü ve muhteşem şehri olarak tanımlanmış. Antik dönemde önemli bir yerleşim yeri olan kent tarihin izini sürmeyi sevenler için gezilmesi gereken yerlerin başında yer alıyor.

Çandarlı Kalesi

İç içe geçmiş iki ayrı kaleden oluşan Çandarlı Kalesi’nden toplanan taşlar üzerinden yapılan araştırmalar kalenin birkaç kez yıkılıp yeniden yapıldığını gösteriyor. MÖ 2. yüzyıldan kalma taşlara da rastlanan yapının 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından yeniden inşa edildiği biliniyor. Kareye yakın bir yapısı olan kalede mazgallar ve beş adet kule bulunmaktadır. Kale, Halil Paşa tarafından tam korunaklı hale getirilmiştir. Kale günümüzde restorasyondan geçirilirken antika döneminden kalan taşlar kullanılmış, ziyaretçilerin erişimini kolaylaştıracak merdivenler eklenmiş, iki kule sağlamlaştırılmış ve kişilerin güvenliği için korkuluklar eklenmiştir. UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici listesine eklediği yapıda günümüzde konserler, kültür sanat etkinlikleri düzenleniyor. Kale aynı zamanda en güzel manzara izlenebilecek noktalardan biri. Kale önünde yer alan mavi bayraklı Çandarlı Halk Plajı’nda denize de girebilirsiniz.

Nebiler Köyü

Dikili’nin biraz dışında kalan, doğal zenginlikleri bakımından yerli turistlerin uğrak noktası olan köydeki en bilindik yer Aşıklar Şelalesi olarak da bilinen Nebiler Şelalesi. Buraya ulaşmak için izleyeceğiniz rota üzerinde yaşlı çınar ağaçları ve irili ufaklı birçok mağara bulunuyor. Nebiler Köyü, içinde bulunan ılıca ve kaplıcalar açısından önemli bir doğal kaynak noktası. Ayrıca bu bölgede yürüyüş severler için oldukça keyifli yürüyüş rotaları bulunmakta.

Ece Çağlayanı

Ece Çağlayanı Nebiler Köyü’nde bulunan bir diğer şelale. Aşıklar Şelalesi’ne göre döküldüğü yerde oluşan göletin suyu daha berrak. Ece Çağlayanı’na ulaşmak için katedilen yol doğal güzellikler açısından Aşıklar Şelalesi’ne ulaşırken izlenen rotayla benzer. Buraya ulaşmak mesafe açısından daha zor, dolayısıyla bölge daha sakin oluyor.

Bademli Köyü

Merkeze 7 kilometre uzaklıktaki bu antik köyde masmavi koylar ziyaretçilerini bekliyor. Eski adı Angelos olan Bademli Köyü 1923 yılına kadar Rum köyüymüş. Bölgede bir zamanlar üç tane zeytinyağı fabrikası da bulunuyordu. Mübadelenin ardından Türk köyü olan Bademli Köyü’nde Rumlardan kalan evleri görmek mümkün. Zeytin ağaçlarıyla çevrili köyde kamp yapmak ya da minik bungalovlarda kalmak da mümkün. Gelmişken meşhur Koruk şurubunu da deneyebilirsiniz. Buranın en bilinen en geniş sahili Bademli Sahili’nde denize girmek mümkün. Killik Koyu’nda ise cam göbeği rengi denize girebilirsiniz, burada özel tesisler de yer alıyor.

Garip Adası

Dikili’den 23 kilometre uzaklıktaki adaya doğru yol alırken aynı zamanda Ege Denizi’ni seyrediyor olacaksınız. Bademli Köyü’ne uğradıysanız, Garip Adası’nı da rotanıza eklemenizi öneririz. Ünlü tarihçi Strabon, Garip Adası’nın da içinde bulunduğu üç adadan Işık Saçan Adalar diye bahsediyor kitabında. Bu üç adadan bir diğeri de Garip Adası’nın hemen karşısında bulunan Kalem Adası. Üçüncü adanın zamanla karayla birleştiği düşünülmektedir. Milattan önce 400’lü yıllarda Atina ve Sparta arasındaki büyük deniz savaşlarına şahitlik etmiş ada, antik dönemden izler de taşımaktadır. Adaya ulaşım, Bademli Limanı’ndan düzenlenen tekne turlarıyla sağlanmaktadır.

Ağlayan Mağara

Ağlayan Mağara Dikili'ye 19 kilometre uzaklıktaki Nebiler Köyü'nde bulunuyor. Bir rivayete göre peri padişahının kızı olan Sümeyra, Ali isminde bir insana aşık olur. Ali de Sümeyra’ya gönlünü kaptırır. Peri padişahı, kızının bir ölümlüye aşık olmasına öfkelenir ve bu aşka karşı çıkar. Bunun üzerine iki aşık, her gün Nebiler Vadisi’ndeki çınarın altında buluşmaya başlar. Peri padişahı, bir gün aşıkların gizlice buluştuğunu öğrenir ve Ali’yi öldürmek için askerleriyle peşlerine düşer. Tam onları yakalamak üzereyken, koca çınar yarılır ve aşıkları içine alır. Mucizeye şahit olan peri padişahı insafa gelir ancak aşıklar, aşklarının sonsuza kadar sürmesi için tanrıya dua ederler. Tanrı da onları kayalıklardan akan bir şelaleye çevirir. Peri padişahı, bu olayın üzerine rivayete göre şelalenin yukarısında bulunan mağaraya çekilir. Yıllarca gözyaşlarını döken peri padişahının ağlama sesini duyanlar da bu mağarayı Ağlayan Mağara olarak adlandırırlar.

Atatürk Botanik Bahçesi

Atatürk’ten Latin alfabesi dersleri alan Macit Ersoy’un oluşturduğu, 30 hektarlık bir alan üzerine kurulu olan bahçe, birçok iklime ait bitkiyi bir arada görebileceğiniz yerlerden biri. Yaklaşık 3 bin bitki çeşidine ev sahipliği yapan bahçe aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası yetkinlikteki tek botanik bahçesi. Burada kurutulmuş bitki örneklerinin bulunduğu, bilimsel araştırmaların yapıldığı Herbaryum merkezi de yer almakta.

Çamurlu Ilıcası

Topraktan çıkan termal suyun üzeri kapatılarak havuz haline getirilen ve havuza girildiği zaman toprakla su karışınca çamurlu su görüntüsü verdiğinden halk tarafından Çamurlu Ilıcası diye adlandırılan jeotermal tesis 720 dereceye kadar çıkan bir sıcak su kaynağına ev sahipliği yapmaktadır. Şifalı olduğu düşünülen sudan yararlanmak isteyenlerin gidebileceği bir kaplıca olarak hizmet veren tesisi rotanıza ekleyebilirsiniz.

Kalem Adası

Kısa zaman öncesine kadar adını bölge halkı dışında kimselerin bilmediği adaya Bademli Köy Limanı’ndan tekneyle ulaşım mümkün. Kalem Adası denizaltı güzellikleriyle de ünlü bir ada ve adada dalış yapmayı sevenler için su sporları merkezi de bulunuyor.

Dikili Halk Plajı

2002 yılında mavi bayrak alan plaj, ziyaretçileri için tüm olanakları sağlıyor. Beş kilometrelik bir sahil şeridi ve 50 metrelik genişliğiyle büyük bir plaj olan halk plajı ekolojik açıdan da oldukça korunaklı bir yer.

İkizler Kampı - Killik Koyu

Koy hem denize girmek için muhteşem bir güzelliğe sahip hem de etrafını saran kil sayesinde gelen misafirler için bir şifalanma yeri olarak görülüyor. Burada kamp yapmak da mümkün. 

Zindancık Koyu

Merkeze 10 kilometre uzaklıkta bulunan Zindancık Koyu, bembeyaz kumlara sahip, sessiz sakin bir yer. Çevresinde az sayıda özel mülk olan bu yer keşfedilmeyi bekleyen yerler arasında. Giderken hazırlıklı gitmekte fayda var. 

Bademli Deniz Ilıcası

Deniz Ilıcası, bölgenin en ilginç noktalarından biri. 42 dereceye kadar çıkan sıcak su kaynağına sahip, özel bir yer. Bu suyun romatizmal rahatsızlıklar ve cilt hastalıkları için şifalı olduğu söyleniyor.

Çandarlı Plajı

Yarımada şeklindeki yapısı ve beldeye paralel olarak uzanmasıyla Çandarlı’nın mavi bayraklı plajı denize girmek isteyenler için iyi bir seçenek. Henüz bu alanda adını duyurmuş olmasa da güçlü rüzgarıyla, rüzgar sörfü için de tercih edebileceğiniz bir yer.