24 Eyl 2016
Çiğdem Tura

Eşyaların Cennete Düştükleri Yer - Junker Kafe

Alaçatı’daki İyi Pizza’nın eski işletmecisi Sinan Kaygısız’ın mayıs ayında Alsancak’ta açtığı Junker, kısa sürede İzmir’in en sevilen mekanları arasında yerini almış bile. Junker, ne yalnızca bir kafe, ne de bir 3. nesil kahveci ya da etkinlik alanı.
 
 
Kafe, daktilolar, eski televizyonlar, haritalar gibi birbirinden özel eşyalarla dekore edilmiş ve tüm eşyalar Sinan Kaygısız ve birlikte çalıştığı kız arkadaşı Bahar Sönmez’in özel eşyaları. Çift, Ayvalık, İstanbul ve İzmir’deki bitpazarlarından alıp, evleri için yeniden hayata döndürdükleri eşyaları Junker’a taşımış. Böylece kafelerine de “evlerinin oturma odası” havasını vermişler, haliyle bu samimiyet de müşterilere yansımış.
 
Kaynak.İnsharee
 
Sinan ve Bahar, cennet ve cehennemin dünyada var olduğuna inanan insanlar. İkiliye göre, her eşyanın bir enerjisi ve eşyaların da cennet ve cehennemi var. Bazı eşyalar, kullanıldıklarında çok iyi hizmet etmiş olmaları sebebiyle, görevlerini tamamladıklarında bir köşeye atılmak yerine, yeniden hayata döndürülüp, cennete düşmeyi hak ediyorlar. Junker Kafe’nin çıkış noktası da bu inanç; eşyaları geri dönüştürmek ve yeniden değerlendirmek üzere Sinan ve Bahar’ın cenneti Junker’la buluşturmak. Dekoratif amaçla yeniden hayat verdikleri, devamlı olarak yeniledikleri eşyalarla derin bağları var; bu yüzden bu eşyaların satışı ''teklif dahi edilemez''.
 
 
Akışa Göre Şekillenen ''Olay Yeri''
 
Junker Kafe’yi özel kılan hem Kafe yerine arkadaş evine ziyarete gitmiş ya da “yaşam alanı” hissi veren samimiyeti, hem de bir “olay yeri” olması. Junker, mekan elverdiği sürece tüm fikirlere açık. Tek kural, önerilen fikirlerin keyifli olması! İnsanlar fikirlerle gelsinler, birlikte değerlendirilsin ve hayata geçilsin istiyorlar. Junker’da yapılacak etkinliklerle ilgili hiçbir maddi beklenti yok. Lokal olan her şey destekleniyor, insanların yaratıcılıklarını katarak ortaya çıkardıklarını başka insanlarla buluşturmak, Junker’ın en önemli hedeflerinden biri. Her şey spontane bir şekilde, “arkadaş” olarak adlandırdıkları müşterilerle birlikte gelişiyor.
 
Junker açıldıktan birkaç hafta sonra, ilk etkinlik olarak farklı tasarımcıların katıldığı bir tasarım pazarı düzenlenmiş ve çok ilgi gördüğü için önümüzdeki dönemlerde de tekrarlanması planlanıyor. Junker’da yakın zaman içerisinde planlanan etkinlikler çok eğlenceli olacağa benziyor! Girişimcilerin nasıl battıklarını ve başarısızlık hikayelerini anlattıkları “fuck up night” sunumları, sergiler, yetişkinler için sokak oyunları, farklı kavramlardan farklı sanatçıların neler anladığını görebilmek için düzenlenecek olan “4 yazar 1 çizer” konseptli etkinlikler planlanan organizasyonlar arasında yer alıyor.
 
Menü’de Her Gün: Anne Eli
 
Sinan’ın müşterilerle, Bahar’ın organizasyon ve etkinliklerle ilgilendiği Junker’ın ‘aile ortamını’ tamamlayan üçüncü el de, tüm menüyü tek başına yaratan Sinan’ın annesi. Salatalardan, makarnalara, Junker’ın meşhur tatlısı “kavanoz tatlısına” her şey anne yapımı ve “kendi çocuğuna yedirmek için hazırlar gibi” özenle hazırlanıyor.
 
 
10-15 farklı çeşit dünya kahveleri, eğlenceli isimli organik Tikina Tea çayları ve özellikle geleneksel tariflere göre yapılan limonata mutlaka denenmeli.
 
 
 
Tatlı tatlı muhabbet etmek, düzenlenen etkinliklerde sanatçılarla, tasarımcılarla tanışmak, Sinan ve Bahar’ın iki ay boyunca masasından, sandalyesine, aydınlatmasından boyasına kadar kendi elleriyle yaptıkları tasarımları görmek için Junker’a mutlaka uğramalısınız.