Fatih Şimşek - Yüzümdeki Gülümseme

Görselde çıplak, maskeli kadın heykeli yer almakta. 

 

1986 doğumlu Fatih Şimşek; bugüne kadar toplam 4 kişisel sergi gerçekleştirdi ve 7 sanat ödülü kazandı. Şimşek, sanat hayatının 4 yılını da Londra'da geçirdi. Türkiye'ye dönmesi ise Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü yüksek eğitimi kazanmasıyla oldu. 

Bugün sizlere Fatih Şimşek'in 31 Aralık'a kadar devam eden "Yüzümdeki Gülümseme" adlı sergisinden bahsetmek istiyorum.

Bu sergide hikaye; kadın, gaz maskesi, kilit, kilitlenmişlik, baskı, başkaldırı...  Aslında sergide sen de varsın ben de...

Sergide Fatih Şimşek'in ilk dönem çalışmalarında görebileceğiniz gibi daha realistik işler bulunmakta. Her çalışmanın üzerinde farklı bir dokular dikkatimi çekiyor. Bu farklılıkların sebebini Fatih Bey'e sorduğumda şöyle bir yanıt alıyorum:

"Çünkü hepimiz birbirimizden farklıyız. Bu dokular yaşanılan fiziksel ve ruhani şiddetin simgesi, hayatımızda kalanların izi."

 

Görselde yarım kadın vücuduna işlenmiş dokular ve kadının yüzünde bir maske yer almakta. 

 

İkinci dönem çalışması "Özgürlüğün Peşinde"de ise işler soyutlaşıyor. Kadın figürü bir anda çoğalıyor ve binlerce kadın bir anda bir araya geliyor. Dokuları farklı olan her bir kadının kendisi doku oluveriyor ve örgütlenen kadınlar bulundukları kaptan özgürlüğe doğru, umuda doğru çıkıyorlar.

 

Görselde birçok minik yüz ve yüzlerde yer alan maskeler bulunmakta.  

 

Hiçbir gaz maskesi bir diğerinin aynısı değil, hepimizin parmak izinin farklı olması gibi ve maddesel olarak farklılıklarından ziyade ruhsal olarak da farklılıklarını hissedebiliyorsunuz. Finalde de özgürleşen kadınlar bu yolculuklarına devam ediyorlar, yükseliyorlar, yükseliyorlar...

 

Görselde kabından çıkmış birçok kadın figürü yüzü ve kadınların yüzlerinde maskeler var. 

 

Duvarlardaki eserlerde ise bir direniş var ama bu direnişi kazanan ya da kaybeden yok. Fatih Bey'le sohbetimiz sırasında şöyle bir cümle kuruyor:

¨Direnişi, duvarlara asılması gereken bir madalya gibi düşünmek lazım. Tabii bunların hangi duvara asılması gerektiği size bağlı. Bu duvar Berlin Duvarı olabilir, İsrail'deki Utanç Duvarı olabilir ya da içimizde özgürlüğe engel olan kendi duvarlarımız olabilir.¨

Son olarak ise 'Gökyüzüne Dokunanlar' serisine geçiyorum. Bu serideki eserlerde kendinizi görebilir, bulabilirsiniz. Birilerinin gözü hep üzerimizde gibi yaşıyoruz ya bazen, işte bu eserlerin gözü üzerimizde gibi oluyor ancak cesaret edip biraz yaklaşarak baktığımızda o gözler biz oluveriyoruz. Aslında kendimizi gören, duyan, izleyen bizleriz. Birlikte daha güçlüyüz ama bireysel olarak da dokularımız bir o kadar özel. 

 

 Görselde bir adet yüz ve maske bulunmakta. 

 

Serginin en eşsiz parçası ise en sonda. Orada idealize edilmiş bir kadın göreceksiniz ama ilk dikkatinizi çeken maskesi olacak, çıplaklığı değil. Tüm acılara, hayattaki tüm olumsuzluklara rağmen inatla güzelliği simgeleyen bir kadın. Bu kadın binlerce gaz maskeli simgenin üzerinde oturuyor. Kadın, hepimizin birleşimi oluveriyor ve aklımda şu soru beliriyor: "Neden kadın?"

Sergi sahibi Fatih Şimşek bu merakımı şu cevabıyla gideriyor:

¨Tarih boyunca bütün savaşlarda bütün acılarda erkek ya ölür ya da öldürür fakat kadın öyle mi? Kadın ölemez! Kadın tecavüze uğrar ölemez, kadın şiddete maruz kalır ölemez çünkü kadın umudun ve özgürlüğün temsilidir. Bence kadın umudu doğurandır, geleceği doğurandır. Kadın ki her şeyi var edendir!¨

 

 

Görselde birçok minik yüz ve yüzlerde yer alan maskeler bulunmakta.  

 

Son olarak ise "Bu sergide her eserde Fatih Şimşek'i görmek mümkün." dediğimde şöyle bir cevapla karşılaşıyorum:

¨Fazlasıyla biz varız demek daha doğru, bir kişiye mal edilemez.¨

Ayrıca bir müjdeyi de vermek istiyorum. Yeni sergi çalışmaları da başlamış ve yakında ayrıntılı bir Fatih Şimşek röportajı geliyor.

Haberlerim şimdilik bu kadar, sevgiyle kalın.