Genç İşi Kooperatif
Genç İşi Kooperatif, 2015 yılında İzmir'de kurulmuş, Kooperatifçilik Genel Müdürlüğünce tescilli bir Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Eğitim Kooperatifi. Eşitsizliğe, yoksulluğa karşı sosyal dayanışma ekonomisini öneriyorlar. Kooperatifleşme danışmanlığı ve savunuculuğu, proje geliştirme ve uygulama gibi konularda aktifler. Eda Kayadibinlioğlu ve Arda Özdöl ile sürdürülebilir istihdam, sosyal kooperatif ve sosyal dayanışma ekonomi modelini konuştuk. Kendilerini web sitelerinden ve Facebook'tan takip edebilirsiniz.
Fotoğrafta solda Arda Özdöl, sağda Eda Kayadibinlioğlu yer almaktadır.
Sürdürülebilir istihdam nedir?
Eda: İş piyasasında sistem nasıl işliyor? Siz bir işe giriyorsunuz ve sonrasında ne olduğu hakkında, üretime ne kadar dahil olduğunuz hakkında bir fikriniz yok. O üretim sürecinde tam olarak nereye konumlandırıldığınızı bilmediğiniz için de sistemin sizi içinde barındırıp barındırmayacağını bilemiyorsunuz. Üretim ilişkilerindeki tek yönlülük buna sebep oluyor. Fakat sürdürülebilir istihdamı güçlü kılan sosyal ve dayanışma ekonomi modelleri buna bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor.
Örnek vermek gerekirse; Kooperatifçilik, üretim kaynağı sadece bir malın somut üretim biçimiyle ortaya konmasından ileri gelmiyor. Kooperatifçilik; bilgi ve becerinin de üretime dahil edildiği ve değerinin olduğu sistemlerdir. Biz, belli bir bilgi ve eğitim seviyesine erişmiş zamanla hörgücüne belli şeyler doldurmuş, farklı alanlarda çalışan bir gruo insanız. Biz neye güveniyoruz? Kendi deneyimimize, bilgimize, araştırma yeteneklerimize güveniyoruz.
Kooperatifler sermayesi insan olan örgütlenme biçimleridir. Bu noktada var olan kişinin öz sermayesi de yine kendisi olduğu için sürdürülebilirliğin en rahat sağlandığı yer kooperatif oluyor. Dış faktörlerden bazılarını kooperatifleşmeyi seçerek elemiş oluyoruz patronsuzluk ve eşit emek-eşit ücret ilkeleriyle sistemimizi sürdürülebilir kılıyoruz. Kooperatif bunun için uygun bir temeli sunuyor. Yatay ilişki, kolektif üretim, eşit emek, eşit ücret...
Arda: Mesela bir kurs açıldı, kursa katılan kursiyerler birtakım şeyler öğreniyorlar, yeteneklerini geliştiriyorlar fakat devamını getiremiyorlar. Bizim sürdürülebilir istihdamdan kastımız: Bu insanların kurslarda öğrendikleri becerileri, kendilerini istihdam edebilecekleri şekilde kullanabilmeleri. Kısaca kooperatifleşmeyi savunuyoruz. Herkes bir şey yapabiliyor ancak birleşildiğinde çözüm ortaya çıkıyor. Kooperatifleşmede ortak bir iş modeli var. Günümüzdeki sistemde insanlar bunun farkına varamıyor. Biz de daha çok farkındalık yaratmaya ve sürdürülebilir istihdam sisteminin yaygınlaştırılmasına çabalıyoruz.
Dikey ilişkiden ziyade yatay bir ilişki biçimini savunuyoruz; birlikte üretelim, birlikte kazanalım, birlikte geliştirelim, birlikte harcayalım.
Sosyal kooperatifi biraz daha açar mısınız?
Arda: Türkiye’de daha yeni yeni başlayan bir kavram. Aslında yıllardır Avrupa’da özellikle İtalya, Belçika, İspanya, İtalya’da çok yaygın bir kooperatif türü. Hatta sosyal kooperatif mevzuatı yaklaşık 30 yıldır İtalya'da geçerli. İki sene önce İtalya’ya bir çalışma ziyareti yapmıştık sosyal kooperatifçiliği ülkemizde de yaygınlaştırmak adına. Sosyal Kooperatif Treni’ni duymuşsunuzdur. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü bununla ilgili bir proje başlattı.
Sosyal kooperatif kar amacı gütmeyen, kar odaklı çalışmayan, herkesin eşit haklara sahip olduğu, emek ücretinin alındığı bir kooperatif türü. Kar amacı gütmemek demek, kazanılan paranın tekrar kooperatifin iç işleri adına kullanılması anlamına geliyor. Mesela kooperatif o parayla içeride veya dışarıda başka bir eğitim düzenliyor ya da bu parayı dezavantajlı gruplar için kullanıyor. Yani ortaklarına kar payı dağıtmıyor. Kooperatif kendi amaçları adına bir fon oluşturuyor aslında. Bu noktada sosyal kooperatiflerin en önemli özelliklerinden biri de odağında dezavantajlı grupları içermesi. Dernek ve vakıfların aksine sosyal kooperatiflerin nihai amacı; yardım veya hayır değil, tahakküm altına alınmış toplumsal kesimlerin haklarına erişmesini sağlamaktır.
Eda: 2016 yılında yurt dışındaki kooperatiflerle görüşme yapıp modülü buraya taşıdık. Biz sosyal kooperatif niteliğinde olan bilimsel araştırma ve eğitim kooperatifiyiz baktığımızda. Sosyal kooperatifler toplum ihtiyacından doğan kooperatif biçimleridir.
Sosyal kooperatifler yerel yönetimlerle halk arasındaki toplumsal hassasiyeti tutmaya yarıyor. Örneğin yurt dışındaki sosyal kooperatif ve yerel yönetim örneklerine baktığımızda toplumun ihtiyaçlarını daha yakından deneyimleyebilen kooperatifler istihdam ve toplum ihtiyaçlarının karşılanması noktasında hem yerel yönetimlerle yakın temasta çalışıyor hem de bu ihtiyaçların karşılanması için dayanışmacı bir model sergiliyor. Örneğin ev eksenli çalışan kadın işçilerin kooperatif kurması veya işgücüne dahil olamayan engelli bireylerin kurduğu kooperatif modelleri gibi... İşçilerin sosyal hakları korunuyor, işe ihtiyacı olan kişiler bulunuyor... Böyle bir istihdamı taşeronlar yapıyor ancak bu durumda bir hak, hukuksuzluk durumları ilgili yerlere ulaşmıyor ancak sosyal kooperatif ile hem toplumsal hassasiyete yer veriliyor hem de içeride kontrol mekanizması işliyor. Doğru kişilerle doğru işleri yaparak beceri uyumsuzluğu gideriliyor.
Kendi içinizde iş gücü de mi yaratıyorsunuz?
Eda: Evet. İlk amacımız aslında kooperatif savunuculuğu. İnsanların akıllarında yer etmiş olumsuz kooperatif geçmişini değiştirmeye çalışıyoruz ve yeni nesil kooperatifçiliği anlatıyoruz. Toplumsal araştırmalar yaparak , toplumsal grupların ve sorunların demografik, ekonomik, siyasal ve kültürel analizlerini ortaya çıkarıyoruz. Ulaşmayı hedeflediğimiz dezavantajlı gruplara yönelik proje geliştirme ve uygulama, işletmelere yönelik stratejik danışmanlık ve iç kapasite geliştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Bunların hepsini sosyal dayanışma ekonomisini güçlendirici ve tanıtıcı bir eksen çevresinde yaparak kendi iş gücümüzü yaratıyoruz.
Arda: Kooperatifleşmek isteyenlere eğitim de veriyoruz ayrıca. Hem danışmanlık hizmeti veriyoruz hem de kuruluş aşamasında eğitim veriyoruz. Kooperatif ortaklarımız ve gönüllülerimizle birlikte verdiğimiz hizmetleri geliştirmeye ve en iyi şekilde icra etmeye çalışıyoruz.
Herkes gelebiliyor mu size?
Arda: Herkes hizmet alabilir tabii ki ancak bizim önceliklerimizde dezavantajlı gruplar yer alıyor.
Görselde kooperatifçilik ilkeleri yer almaktadır.
Dezavantajlı gruplar içinde hangi gruplar yer alıyor?
Arda: Mülteciler, engelliler, genç işsizler, kadınlar, ev işçileri…
Eda: Bizim proje geliştirme, uygulama ve veri analizi oluşturma alanlarında odaklandığımız gruplar genel olarak dezavantajlı gruplar. Fakat her türlü kooperatife kuruluşunda, danışmanlık sürecinde veya iç eğitimlerinde destek oluyoruz. Sadece dezavantajlı grupları temsil eden kooperatiflerle değil her tip kooperatifle çalışıyoruz.
Kooperatifleşebilmenin avantajları neler?
Eda: Sürdürülebilir, şeffaf, demokratik, insana yaraşır bir yaşam ve iş olanağı kooperatiflerin temel prensipleridir. Krizlerden sonra ayakta kalan en iyi işletmeler kooperatifler. Hatta %20’lik büyümeler göstermiş bu kooperatifler. Kooperatifler genelde kriz döneminde akla gelir.
Arda: Kooperatif bir işletme modelidir ve biz bu modeli savunuyoruz. Bireysel olmanın dışında birlikte üretmenin yararlarından biri de kriz gibi durumlarda patron çalışanları işten çıkarabilir ancak kooperatifler bu durumların üstesinden hep birlikte gelebilir.
Eda: Kooperatifler birlik ve beraberlik duygusunu temsil ederek toplumsal davranış haline getirebilen yapılardır. Kooperatif ortağı bir kişi kendisi gibi düşünen, ortak hedefe hizmet eden yaratıcı ve yapıcı mekanizmalar inşa eder. Bu dayanışmacı yapı özellikle ekonominin çalkantılı olduğu, kaynaklara erişimi sınırlı olan, sermaye sıkıntısı çeken toplumların kurtarıcısı konumundadır. Kooperatifler; toplumsal kalkınmayı, gelir adaleti içinde sağlayan en sağlam işletme modelleridir.
Sosyal dayanışma ekonomi modelinden bahseder misiniz?
Arda: Bireysellikten çıkan, bencilliğin önüne geçen her türlü kolektif üretim sosyal dayanışma ekonomisine giriyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tanımına göre; “Sosyal dayanışma ekonomisi, dayanışmayı kamçılayan, sosyal ve ekonomik amaçlar güden, mal, hizmet ve bilgi üreten kooperatif, dernek, vakıf, ortak çıkar toplulukları ve sosyal işletmelerden oluşur.” Kısaca Sosyal Dayanışma Ekonomisi bireysel zenginleşmeden ziyade hep birlikte daha yaşanılabilir bir hayat oluşturma gayesi taşımak demek. Sosyal dayanışma ekonomisi buna en uygun model. Tüm amacımız bunu yaygınlaştırabilmek. Kapitalizm hayatımıza o kadar yerleşmiş durumda ki insanların çoğu böyle bir yolun olduğunun farkında değil.
Dirençli bir toplum yaratma gayenizden bahsediyorsunuz. Bunu anlatır mısınız biraz?
Eda: Dirençli toplum için kendi kendini yaratan ve sürdüren, var olan, sorunu gören ve çözüm üreten toplum modelidir diyebiliriz. Çoğulcu yapıya sahip olan bu sistem sadece sosyal alanlarda değil iktisadi alanlarda da kendini gösteren bir yapı oluşturmaktadır. Özerkliği olan fakat devlet ve bileşenleriyle de bağlantılı, besleyici manevralara sahip bir sistem. Kooperatiflerin varlığı ve sürdürülmesi dirençli toplum oluşturma yolunda önemli bir yere sahiptir çünkü kooperatifler özellikle sosyal kooperatifler, var olan soruna çözüm olarak kurulur ve aynı zamanda var olabilecek kriz dönemleri gibi sorun teşkil eden noktalarda da dirençli ve sağlam yapıları kurar.
Kimler gönüllü olabilir?
Eda: Herkes gönüllü olabilir. Sosyal kooperatifçiliğin 7 temel prensibi var. Herkese açık olmak da bunlardan biri örneğin.
Arda: Gönüllü olarak kooperatifte bulunmak için illaki kooperatifler hakkında uzman olmanıza gerek yok. Herkes kendi uzmanlığı ile ilgili olarak kooperatife ne sunabiliyorsa onu sunuyor. Ayrıca kişiler kooperatif içinde birbirinden destek de alabiliyor. Kooperatif içinde, bilgi ve beceri düzeylerimizi iç eğitimler vasıtasıyla eşitliyoruz. Örneğin; ben Office programlarını kullanmayı iyi biliyorum. Kooperatif içerisinde Office programları kullanılarak yapılacak bir işi halledebilirim veya kooperatif ortaklarına veya gönüllülerine bu konuda iç eğitim vererek destek olabilirim.