Aşk Tadında Bir Mekan: Giritli Kamuran

Hani bir söz vardır muhtemelen aşinasınızdır; "Tekrarı yoktur bazı şeylerin hayat gibi, aşk gibi, ömür gibi…"

 

Zaman zaman tatlı bir rüzgar esse de bizi o dönemlere götürse diyoruz. Bizim gibi duygulara sahip işletmeciler de vintage kafelere yöneliyor. Bu vintage kafelerin en güzel örneklerinden biri olan Giritli Kamuran, Alsancak Kordon’da sizleri karşılıyor. Giritli Kamuran sıradanlıktan çok uzakta, aşk tadında bir mekan.

Mekanda çalan Rum ezgileri sizi hemen atmosferin içine çekecek. Girişte sol duvarda sizleri karşılayan “Hayalle hatıralarım arası bir hakikatin hikayesi” cümlesi mekanı tanımlarken, yanı başında yer alan Kamuran Bey’in fotoğrafı ve “Derdimi ummana döktüm, asumana inledim” şarkı sözü ise Kamuran Bey’in en çok dinlediği şarkı olarak adeta zaman duvarında yerini alıyor. Masalar dantel örtülerle, dönem vazolarıyla bezeli. Etrafta ise sizi geçmişe götürecek her obje düşünülmüş. Banyo gereçlerinden (tıraş fırçasından) tutun da dönemin sigara paketlerine, mutfak gereçlerine kadar her şey döneme uygun. Adeta size geçmişten selam veriyor. Kamuran Bey’in Asuman Hanım’a yazdığı mektuplar ise bizi o dönemin masumane ve özlediğimiz aşklarına götürüyor.

Aşk ama nasıl bir aşk? Kamuran Bey’in vasiyeti üzerine hayata geçirilen Giritli Kamuran hayalle gerçeğin buluştuğu romanlardan farksız aslında. Kamuran Bey ile Asuman Hanım’ın hepimizi imrendiren hikayesi de burada başlıyor. İlk bakışta görücü usulü bir evlilik gibi görünse de Girit göçmeni bir aileden gelen Kamuran Bey ile Arnavut göçmeni bir ailenin kızı olan Asuman Hanım’ın evliliğe giden aşk hikayesi Kuşadası-Selçuk arasında başlar. İlk görüşmeleri trende gerçekleşir, Kamuran Bey elinde çiçeklerle Söke trenine biner, Asuman Hanım pencereye çıkar ve birbirlerine el sallarlar. İlk görüşmeleri böyledir. Sonrasında ise evlenirler, Kamuran Bey Kore Savaşı’na gider ve Asuman Hanım 1,5 yıl kayınvalidesi ile kalır. Ayrılık zamanı, özlemi ifade ederken kelimeler yazıya dökülür ve büyük bir hayranlıkla okuduğumuz mektuplarını oluşturur. Fotoğrafları ve mektupları bize çoktan unuttuğumuz aşkın, değerin, vefanın, sevginin ve saygının varlığını gösterirken mekandaki aynanın hemen yanı başında duran Asuman Hanım’ın çeyizi ise yaşanmışlığı gözlerimizin önüne seriyor.

Menüde çok da alışık olduğumuz şeyler yok aslında. Dünya kahvelerinden uzak ama bizden. Menüde de yaşanmışlık var; Kamuran Bey ile Asuman Hanım’ın kahvaltı sofrasından oluşuyor. Yiyecek olarak sadece salçalı ve fesleğenli tost yiyebilir; içecek olarak da çay, kahve, şerbet, salep ve Giritli Kamuran marka özel üretim gazozu içebilirsiniz. Daha çok bizden lezzetler yani samimi ve ev sıcaklığında.

 

Ne dersiniz? Samimiyeti ve o eski aşkları özlemedik mi?