Hayvan Hakları ve Hipder (Hayvanlar İçin Projeler Derneği)

Sokak hayvanlarıyla ilgili son dönemlerde yaşadığımız acı örnekler maalesef Türkiye'nin gerçeği. Hayvanlar yasalarda 'mal' olarak görüldükçe de pek değişiklik olacak gibi durmuyor. Hayvanı taşınır eşya sayan anlayış ise Roma Hukuku'na dayanıyormuş. Roma Hukukunda hayvanların yerini ayrıntılı incelemek isterseniz şuraya bir link bırakıyorum. Bir hayvana karşı kötü davranmak, gerçekte insanın içsel alemine karşı da işlenmiş bir kusurdur. Hayvanlar, yaşam haklarına sahiptirler ve bunu hiçbir canlı ellerinden almamalı. Bizlere muhtaçlar, dilleri yok ki dertlerini anlatsınlar. Vicdanlı her birey kendisinden güçsüze zarar vermemesi gerektiğini bilir ve güçsüzü korur kollar. Sizlere ne gibi bir zararları olabilir ki? Evlerinde hayvan besleyenler bilirler, onların bakışları saf sevgiden başka hiçbir şey içermemektedir. Tek istedikleri sevgi ve temel ihtiyaçlarının giderilmesidir. 

 

'Hayvana Kişilik Tanıyan' görüş için şöyle bir bilgi vardır: 

Hayvanın hukuk öznesi olarak kabul edilmesi gerektiğini savunan görüş, “ıstırap çekme”den hareket etmektedir. Buna göre, bir sinir sistemine ve bir beyne sahip olan tüm hayvanlar ıstırap çekebilir. Hayvanlar bize göre akıl yürütemeseler, konuşamasalar dahi, acı, ıstırap çekebilirler. Istırap çekmek, her canlı için ağır bir durumdur ve ıstırap çekmeme yönündeki çıkar, söz konusu canlı ne türden olursa olsun aynıdır. Istırap çekmemeye yönelik çıkardaki eşitlikten hareket eden bu görüş savunucuları, ıstırap çekmeme bağlamında insanlarla hayvanların eşit hakka sahip olduklarını belirtmektedirler. Buna göre; insan olsun, hayvan olsun, zevk alabilen ve acı duyabilen her canlı bir hukuk öznesi olarak kabul edilmelidir. Filozof Bentham da, 1780 yılında, bu konu ile ilgili şu saptamayı yapmıştır: “Hayvanlar akıl yürütebilirler mi ya da konuşabilirler mi sorusu değil de ıstırap çekebilirler mi sorusu sorulmalıdır.”  'Prof. Dr. Cengiz KOÇHİSARLIOĞLU, Doç. Dr. Özlem SÖĞÜTLÜ ERİŞGİN'

 

Hayvan haklarının hukuktaki yeri ise şöyledir; TCK 151/2 ye olan maddesi:

“Haklı bir neden olmaksızın sahipli hayvanı öldüren, işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına neden olan kişi mağdurun şikayeti üzerine dört aydan üç yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır” demektedir.

Dikkat edilirse madde başlığı hayvan aleyhine işlenen suçlar değil MALA ZARAR VERME olarak düzenlenmiştir. Bir başka değişle bir hayvanın can olmasından dolayı çekmiş olduğu işkence ya da eziyetten dolayı TCY kapsamında ceza verilmemekte AKSİNE ait olduğu sahibinin uğramış olduğu maddi zarar dolayısıyla yargılama söz konusu olmaktadır. (Alıntıdır, Bakınız)

  

Yapılan sosyal sorumluluk projeleri ilgili çok güzel bir örneğe değinmek istiyorum.

Robotdegilim.com sitesine girdiğinizde ¨ben robot değilim ve hayvan haklarını savunuyorum¨ sloganı ile karşılaşıyorsunuz. Robot değilseniz hayvana olan şiddete tepki gösterebilirsiniz. Bir göz atın derim.

 

Patili meleklere kanatsız melekler sahip çıkıyor.

 

O zaman gelelim asıl konumuza. Hipder, 2015 Kasım'da kurulmuştur. Eski kitapları, ikinci el kıyafetleri, bir heves alınıp kullanılmamış aklınıza gelebilecek her türlü eşyayı alıcılarıyla buluşturarak elde edilen bağışlarla barınak ve besleme gruplarına tonlarca mama verdiler ve yüzlerce hayvanın tedavisini üstlendiler. Hali hazırda sosyal medya hesapları üzerinden açık artırmalara, hayvan sahiplendirmelere, sokak hayvanlarının masraflarına vb. yardımcı olmaktalar. Sizce de şahane bir dernek değil mi? Patili meleklere kanatsız melekler sahip çıkıyor. Şuraya hemen Instagram hesabını iliştiriyorum. Unutmayın, her bağış önem arz etmektedir, iyiliğin küçüğü büyüğü olmaz! Ayrıca es geçemeyeceğimiz Alfa Veteriner Kliniği de var. 

 

Maalesef veterinler klinikleri de günümüzde para odaklı hizmet eder oldular. Hayvan canı maddi karşlığı olmadıkça önemsiz ve değersiz onlar için ve biz bu tarz veterinerlere kendi evcil hayvanlarımızı emanet ediyoruz. İşte Alfa Veteriner Kliniği hiç öyle değil. Sokak hayvanını sahiplendiğinizde tedavilerinde indirim uyguluyorlar, sevgiyle yaklaşıyorlar ve birçok hayvanın tedavisini çok uygun fiyatlarla yapıyorlar. Hipder çoğu zaman borçlu oluyor bu kliniğe ve gelen bağışlardan ara ara bu borç kapanıyor ama sokağa bunca terk edilmiş hayvan oldukça bu süreç devam ediyor.

 

Bir de bazı kurumlar var ki düzenli olarak Hipder'e bağışta bulunuyorlar. Örneğin Derim Dermotoloji her ay bir cilt bakımı ücretini Hipder'e bağışlıyor. Böyle bilinçli kurumlar iyi ki var!

 

 

Kaynak: Hipder

 

Ayrıca sizler için hayvanlar ile ilgili en çok merak edilen bir konu hakkında Doç. Dr. Yasemin Sargırlı'nın anlatmış olduğu 'kısırlaştırma neden önemlidir' sorusunun cevabını paylaşmak istiyoruz. Evcil hayvanınızı neden kısırlaştırmalısınız?

-Kısırlaştırma aşırı hayvan nüfusu artışını engellemek için çok önemlidir.

-Kısırlaştırma sayesinde evsiz hayvanların sayısı azaltılabilir ve hayvanlar arası bulaşıcı hastalıkların yayılması önlenebilir.

-Kısırlaştırılmamış olan hayvanların sahipleri tarafından bir süreliğine serbest dolaşmasına izin verilmesi barınak popülasyonlarının artmasına sebep olmaktadır.

-Hem insan hem de hayvan popülasyonunun refah ve sağlığının iyileştirilmesi ve zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan) risklerin azaltılması için kontrolsüz üremenin önüne geçilmelidir.

 

ÖRNEK: Kısırlaştırılmamış bir dişi kedi ve bu kedinin yavrularının sayısı bir senenin sonunda ortalama 16’ya, 2 senenin sonunda 67’ye, 3 senenin sonunda 376’ya, 4 senenin sonunda 2107’ye, 5 yılın sonunda ise 11.8801’ya ulaşır ve bu şekilde katlanarak devam eder.
ÖRNEK: Kısırlaştırılmamış bir köpek ve yavrularının sayısı bir senenin sonunda ortalama 16’ya, 2 senenin sonunda 128’e, üç senenin sonunda 512’ye, dört senenin sonunda 2048’e, beş senenin sonunda 12.288’e ulaşır ve bu şekilde katlanarak devam eder.

(Alıntıdır, Bakınız)

 

 

Hayvan Hakları ile şahane birkaç örnek olabilecek fikir iliştiriyorum:

 

(1) 10/03/1988 tarihinde Avusturya Medeni Yasasına 285a maddesi ile ve 20/08/1990 tarihinde de Almanya medeni yasasının 90a maddesi ile “ HAYVANLAR EŞYA ( NESNE) DEĞİLDİR” şeklinde madde eklenmiştir.

(2) Prof Dr İsmet Sungurbey -Hayvan Hakları, Bir İnsanlık Kitabı, s198 , Anayasa değişikliğine şu mealde bir ilke konulabilir “ İnsanın diğer canlılar üzerindeki tabii üstünlüğü ve onlardan yararlanma imkanları; diğer canlılara işkence etme, yaşama gereklerine uymayan kötü şartlar içinde yaşatma, acı verme hakkını insana vermez.”

(3) Prof Dr Hüseyin Hatemi-, HUKUK DEVLETİ ÖĞRETİSİ , s318-319 “ İsviçre Anayasas'ında olduğu gibi hayvanları korumaya ilişkin bir maddenin Anayasa’da yer alması, yalnızca insana değil, bütün canlılara karşı gereken saygı ve özeni gösterme bilincinin yerleşmesi bakımından son derece yararlı olduğu gibi esasen her türlü yarar sorununun dışında “ adalet” niteliğinin de gereğidir.”

(Alıntıdır, Bakınız)