03 Ara 2016
Seçil Şeker
Işıltan Irmak - Atölyemiz Canımız
Takılara ilgiyle başlayan tasarım hayalini, okulunu okuyup bir de üstüne ustaların bilgilerini ekleyerek pekiştiren bir adam Işıltan Irmak... Tasarımın ve sanatın insanı beslediğini düşündüğünden bir de eğitim almak isteyenlere imkan sunuyor. Sevdiklerinize vermek için el yapımı bir şeyler yapmak istemez misiniz? Kafanızdaki hayali somutlaştırmak için doğru adres... Kendisini, tasarımcı olma serüvenini ve en önemlisi 'Decor35' dergisini tüm samimiyetiyle bizlere anlattı.
Tasarım dünyasına nasıl adım attınız?
Dokuz Eylül Üniversitesi Mücevher Tasarımı ve Gemoloji Bölümü mezunuyum. Oradan sonra tasarım kısmında ilerledim. Tasarım çok geniş bir dünya ben burada en çok üretim aşamasını sevdim yani işin mutfağı beni çekti. Bölümü seçmem de zaten daha öncesinde takıya olan ilgim ve bir şeyler üretme çabam sayesinde oldu. Okurken bir yandan farklı atölyelerde çalıp farklı tarzlar, farklı teknikler öğrendim. Kendimi bulmama da yardımcı oldu. Modern tasarıma da bu şekilde yöneldim.
Usta - çırak ilişkisinde devam eden bir süreç mi oldu?
Farklı atölyelerden farklı şeyler öğrendim dediğimde o kapıya çıkıyor. Sonuçta bu tarzları ve teknikleri de ustalarımdan öğrendim. Kitabi bilgi hiç bir zaman yetmiyor bu konuda mutlaka işin ehli birinden görüp öğrenmek gerekiyor. Askerlikten sonra da direk kendi atölyemi açtım ve özel sipariş üzerine çalışmalarıma başladım. Ben genellikle talebe karşılık vermeye çalışıyorum.
Bu konuda bir istatistik var mı? Tasarımcı olmak zorlu bir süreç olmalı.
Kesinlikle var. Bu bize hep söyleniyordu yaşayınca doğruluğunu öğrendim. İlk beş yıl ufak, büyük krizler atlatıyorsun, on yıl sonunda ismini markalaştırıyorsun. Benim şu an onuncu senem ve gerçekten ilk beş yılımda ciddi krizler attım ve şu an kendi alanımda isim yaptığımı düşünüyorum.
Bir de atölyede insanlara eğitimler veriyorsunuz. Bu ne zaman başladı?
2008 yılında atölyemizde derslere başladık. Mühendislerin, mimarların, psikologların, endüstriyel tasarımlarla uğraşan çok farklı sektörlerden insanların ilgisiyle karşılaştık. Sanatçılar da gelmeye başlayınca fikir alışverişlerimiz olmaya başladı. Bu fikirler somutlaştı. Ben bu fikri Selin Kandemir'e açtım, ortak olduk ve fikir dergiye dönüştü. 'Decor 35' dergisi de böylece ortaya çıkmış oldu.
Decor 35 dergisi nasıl bir dergi?
Decor 35, bir sanat, tasarım, etkinlik projesiydi. Sosyal sorumluluk projesi oldu sanatı topluma kazandırma açısından. Bizi çok güzel insanlarla tanıştırdı. 3 yıldır da dijital olarak her ay dergimizi çıkarıyoruz. İnsanların sanata ulaşmasını kolaylaştırmak için.
Atölyenize ders almak için gelenleri ne bekliyor? Buradan neler öğrenebilirler?
Perşembe, cuma, cumartesi günleri atölyemizi derslere açıyoruz. Burada sadece takı tasarlamayı ve üretmeyi öğretmiyoruz. Gelenler düşündükleri, tasarlamak istedikleri herhangi bir şeyi somutlaştırabiliyorlar. Benim atölyeme gelenler 2. ve ya 3. dersin sonunda evine eline somut bir şeyle dönebilecek seviyeye geliyor.
Süre açısından ne kadar zaman ders görüyorlar?
İlk bir ay deneme süreci oluyor. Derslerimiz bir yıl devam ediyor.
Bundan sonra Işıltan Irmak yoluna nasıl devam edecek?
Başlık tasarım olunca, yaptığım işlerin sınırı yok. Bu mantık doğrultusunda her projeye enerjim yettiği sürece varım. Özellikle İzmir için varım. Benim tek mottom "Tasarım ve sanatla yaşayalım."