İzmir'de Minyatür Sanatı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Otuzbeşlik ailesi olarak Kemeraltı'nı anlata anlata bitiremedik...

Emeğine hayran kalacağınız ve belki de bugüne kadar adını duyup pek bilgi sahibi olmadığınız minyatür sanatçısı Arya Kamalı'yı tanıtmak istiyorum.

8. ve 9. yy’a ait olan ve Uygur kültürüden günümüze gelmiş olan Türk sanatı örneklerinden bir tanesi minyatür. Kızlarağası Hanı'nın üst katında bulunan Minyatür Atölyesi ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Osmanlisanati


Uygurlar ile başlanan minyatür sanatı, Kanuni Sultan Süleyman döneminde hak ettiği değeri görmeye başlıyor. Minyatür elyazması olduğu için çoğaltılmazdı ve sadece padişah, çocukları ve saraydaki birkaç kişi için yapılıyordu. Dönemin en büyük ustası Nakkaş Osman’dır. Minyatür bir dildir, bir anlatım şeklidir.

Peki günümüzde minyatür ne durumda? Arya Kamalı'nın yeteneğini keşfetmesi nasıl oldu? Kızlarağası Hanı'nda olan bu şahane Minyatür Atölyesi'nde sizleri neler bekliyor? Bu ve benzeri soruların cevaplarını gelin 30 yıldır bu işi yapan Arya Bey'den dinleyelim, keyifli okumalar.

 

 

İran kökenli olan Arya Bey'in minyatüre ilgisi küçük yaşlarda başlamış. 1986 yılında Türkiye'ye gelen Kamalı, üniversite okuduğu yıllarda bölümüyle alakası olmamasına rağmen minyatüre olan ilgisini hiçbir zaman yitirmemiş. ¨Bu işi babamdan ve abimden öğrendim.¨ diyen Kamalı, 30 yıldan beridir ise bu işi profesyonel olarak yapıyor.

 

 

Ağırlıklı olarak son dönemlerde sanatsal minyatürler üzerine çalışan Arya Kamalı'ya sorduk;

 

Babadan oğula geçen bu meslek gibi Kızlarağası Hanı'nda olan dükkanda mı babanızdan yadigar?

1986'da Türkiye'ye geldim. 1986 yılı öncesi İran'da ailemle yaşıyordum ve babam İran'da bu işle intikal ediyordu. Aslında hikaye şu ki; Ben Türkiye'den Amerika'ya vize almak için sadece geçiyordum. Vize almak için uğradığım Türkiye'de kaldım. (Gülüyor.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Turistlerin miyatüre ilgisi nasıl?

1990'lı yıllarda Türkiye'de turizm alanında bir patlama yaşanmıştı diyebiliriz. O dönemlerde ilgi fazlaydı ve doğal olarak çoğu işim turistik idi lakin son zamanlarda sadece sanatsal eserler yapıyorum. Şimdileri ise çoğu turist önceden araştırıp atölyeye geldiklerinde mutlu oluyorum, ilgi hala devam ediyor.

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Çalışmalarınızın çoğunluğu İzmir ile alakalı bunun bir sebebi var mı?

İzmir'i çok seviyorum. (Gülüşmeler.) Ayrıca tarihe baktığınız zaman İstanbul ile ilgili çok eser yapılmıştır lakin İzmir ile ilgili eserlere İstanbul'a oranla daha az rastlamanız olası. Bardağın dolu tarafından bakmamız gerekiyorsa bu durum benim için şans diyebiliriz; çünkü tarihte kendi adımı daha kolay ön plana getirebilirim. Doğal olarak yağtığım her iş ilk defa yapılmış oluyor. Bu durum benim için büyük şans.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Minyatür denilince akla neden Osmanlı geliyor?

Minyatür Osmanlı sanatı olarak görülüyor. Bu durum bir yandan doğru bir yandan doğru değil. Uzun ve eski tarihi olan minyatür denilince akıllara  Osmanlı gelmesinin sebebi minyatür tohumlarının o dönemde atılmasından.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

İzmir'in daha çok sanata ihtiyacı var. Hem İzmirliler sanatçılarını tanısın hem İzmir sanatçıları İzmir'i tanıtsınlar. Sanat İzmir'in her köşesinde daha fazla hissedilmeli.