İzmir'deki Açık Hava Müzeleri ve Antik Kentleri - Bölüm I

Tarih sevenleri şöyle alalım. Otuzbeşlik ailesi olarak İzmir'deki antik kentleri ve açık hava müzelerini listeledik. Haydi durmayın! İzmir’in antik dokusunu keşfedin!

 

Agora Açık Hava Müzesi

Kaynak: Cnnturk

Agora'nın anlamı etimolojik olarak şehir meydanı: Çarşı ve pazar yeri demektir. Agora'nın ticari, adli, dini ve siyasi fonksiyonları vardır. Ayrıca sanatın yoğunlaştığı, felsefenin temellerinin atıldığı; stoaların, anıtların, sunakların, heykellerin bulunduğu yerdir. Roma Dönemi’nden (MS 2. yüzyıl) kalan Agora ve Hippodamos şehir planına göre merkeze yakın yerde üç kat halinde inşa edilmiştir. İzmir agorası, İon agoralarının en büyük ve en iyi korunmuş olanıdır. Ayrıca Tanrı Hermes, Dionysos, Eros, Herakles heykelinin yanı sıra pek çok erkek-kadın-hayvan heykeli, baş, kabartma, figürin vb. mermer, taş, kemik, cam, maden ve pişmiş topraktan eserler bulunmaktadır. 

 

Bostanlı Açık Hava Arkeoloji Müzesi

Kaynak: Mapio.net

90 parça eser sergilenen açık hava müzesi, 1987 yılında açılmıştır. Park bünyesinde zaman zaman resim sergileri de yapılmaktadır. Bostanlı Güzel Sanatlar Parkı’nda bulunan Açık Hava Arkeoloji Müzesi, 2011 yılında tamamen yenilenmiştir. Park; kruvaziyerleriyle de İzmir’e gelen turistlerin uğrak noktası.

 

Pergamon Antik Kenti - Bergama Açık Hava Müzesi 

Kaynak: Youtube

Tarihi, MÖ yedinci yüzyıla kadar dayanan Helenistik Dönem'in en görkemli yerleşim merkezlerinden biri olan Bergama, yaklaşık 150 yıl boyunca Pergamon Krallığı'nın başkentliğini üstlenmiştir. Krallık; Kale Tepesi'nde yapılan teraslamalar üzerine kurulmuş tapınakları, sokakları, sosyal ve ticari meydanları ile meşhurdu. Dünyaca ünlü anıtları ise şöyledir: Zeus Sunağı, Dionysos Tapınağı, Athena Tapınağı, Demeter Tapınağı, 200.000 rulo kitaptan oluşan ünlü Pergamon Kütüphanesi, tiyatro, gymnasion, kral sarayları, Traian Tapınağı, su yolları, çeşmeler, sarnıçlar ve arsenaller. 

Dünyanın en dik (yaklaşık 70 derece) tiyatrosu da yine Akropol’de yer almaktadır. Tiyatro 10.000 kişiliktir ve 80 sırası vardır. Bugün yalnızca temelleri kalan tiyatronun terasının üstündeki Athena Kutsal Alanı, Bergama’nın en eski tapınağıdır. Tapınak, kentin koruyucu tanrıçası Athena’ya adanmıştır.

 

Efes Antik Kent

Kaynak: Bizevdeyokuz

Dünya Miras Listesi'ne alınan Efes, mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden. Efes Çukuriçi Höyük, Ayasuluk Tepesi (Selçuk Kalesi, St. John Bazilikası, İsa Bey Hamamı, İsa Bey Camii, Artemision), Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. 

Efes, antik dönemin merkezlerinden bir tanesiydi ve tarih öncesi dönemden başlayarak Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı Dönemi boyunca yaklaşık 9000 yıl boyunca kesintisiz yerleşim yeriydi. Tarihinin tüm aşamalarında çok önemli bir liman kenti ve ticaret merkeziydi.

Eski efsanelere göre; Efes (Ephesus), Amazon adı ile bilinen kadın savaşçılar tarafından kurulmuştur. Helenistik ve Roma Dönemi'nin üstün kentleşme, mimarlık ve dini tarihine ışık tutan simgeleri barındıran Efes’te, farklı dönemlere ait en üstün mimari ve kent planlama örnekleri bulunmakta.

İsminin, Ana Tanrıça kenti anlamına gelen Arzawa krallığındaki bir kentten, Apasas’dan geldiği düşünülür. MÖ 8. yüzyıla tarihlenen ve Antik Dönem'in yedi harikasından biri olarak ünlenen kült merkezi Artemision, dini tarih açısından da bugün hala ayakta olan benzersiz bir birikim sunmakta. Bu dini yapılar: St. John’ın mezarı üzerine inşa edilen Bazilika, Ekümenik Konsülün gerçekleştiği yer olan Meryem Kilisesi'dir. Meryem Kilisesi günümüzde Hristiyanlar tarafından hac mekanı olarak kabul edilir.  

 

Teos

Kaynak: Gezgintech.com

Teos Antik Kenti, MÖ 1.000 yıllarında kurulmuş. Günümüzde Seferihisar Sığacık yakınlarında bulunmaktadır. Yunan mitolojisinde şarap tanrısı Dionysos’un kenti olarak tanınır. Teos, antik dünyanın en büyük Dionysos tapınağına sahip. Tarihteki ilk oyuncular birliğinin kurulduğu kent, bu özelliği ile de sanatçılar kenti olarak da anılmaktadır. Ziyaret edenleri; 17 bin kişilik tiyatrosu, agora, sur ve liman kalıntıları ile 16. yüzyıldan kalma Osmanlı Kalesi beklemekte.

 

Erythrai

Kaynak: Gezgintech.com

Erythrai Antik Kenti, Çeşme sınırlarında bulunmaktadır. Ildırı Köyünün antik dönemdeki adı Erythrai’dir. Bu adı toprağının rengi nedeniyle Yunanca’da kırmızı anlamındaki erythros kelimesinden almaktadır. Bir başka varsayıma göre ise kent adını ilk kurucusu Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythro’tan almıştır. 1963 yılından bu yana gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkarılan antik tiyatro ve Athena Tapınağı’nın kalıntıları gün yüzüne çıkartılmıştır. Bulunan Mısır kökenli eserler ise kentin önemli bir ticaret merkezi olduğunu kanıtlıyor.

 

Klaros

Kaynak: Gezgintech

Klaros, Menderes ilçesinin Ahmetbeyli Mahallesi içinde yer almaktadır. Türkiye'deki ilk mulaj arkeoparkı olma özelliği taşıyan Klaros Arkeopark’ı yılın her döneminde ziyaretçilere açık. MS 4. yüzyılda Hristiyanlığın yayılması ile terk edilmeye başlamış. Kahin Tanrı Apollon’un Anadolu’daki iki önemli kehanet merkezinden biri olarak anılmakta. İyonya’da inşa edilmiş olan tek Dor tapınağı ise Klaros’da kurulan Apollon Tapınağı'dır. Antik Dönem'de olduğu gibi bugün de Apollon Klarios Kutsal Alanı, Anadolu ve dünya arkeolojisinde önemli bir yere sahip.

 

Notion

Kaynak: Gezgintech 

Notion, İzmir’in Menderes ilçesine bağlı Ahmetbeyli köyü sınırları içinde kurulmuştur. Kentin baş tanrıçası Athena Polias’a adanmış bir tapınak ve tiyatroya ait kalıntılar bulunmaktadır. Yöre halkı tarafından “Kale” olarak adlandırılmaktadır. Kolophon kentinin denize açılımını sağlayan liman Kolophon-Nova (Yeni Kolophon) olarak adlandırılıyordu. Notion üzerine ilk bilgiler Herodotos tarafından verilmiştir. Herodotos'a göre kent bir Aiol kentiydi ve kent halkı Aioller bereketli topraklara sahiplerdi ancak havası İonlarınki kadar güzel değildi. Notion ve Klaros üzerine ilk çalışma İzmirli A. Fontrier tarafından 1880 yılında yapılmıştır. Bu kazıda; Fontrier, Gavurköy’de ve civarındaki tarlalarda bulduğu Kolophon, Notion ve Klaros yazıtlarını incelemiştir.

 

Dios Hieron

Kaynak: Gezgintech

Ödemiş ilçesine bağlı şirin belde Birgi'nin tarihteki ilk adı ‘Zeus’un Şehri’ anlamına gelen Dios Hieron'dur. Birgi'ye ilk kimlerin yerleştiği bilinmemektedir. Romalılar ve Bizanslılar burayı ‘İsa'nın kutsal şehri’ ilan etmişler. Önce 1304'te Menteşe Bey'in damadı Sasa Bey daha sonra 1307'de Aydınoğlu Mehmed Bey ile Birgi bir Türk kenti olur. 1312 yılında Aydınoğlu Mehmed Bey tarafından inşa edilen Ulu Cami'nin mihrabı ve minberi uzun uzun seyredilecek bir ağaç oyma işçiliğine sahiptir. Günümüzde tarihi evleri ile meşhur olan Birgi'de, Antik Dönem Dios Hieron’undan kalma arkeolojik malzemeler, kalıntılar ile Selçuklu ve Osmanlı Dönemi'nin sivil ve dini mimari dokusunun sıralandığı dar sokaklar da dikkat çekiyor.

 

Leukai

Kaynak: Gezgintech

Leukai: Hellen dilinde “ak yerin kenti” veya “akkavaklar” anlamındadır. Leukai, İzmir körfezinin en uç noktasında Klazomenai’nin hemen karşısındadır. Çamaltı Tuzlası, Üçtepeler mevkiinde yer alan Leukai kentinin bulunduğu bölge, uzun bir zaman yasak bölge olarak geçmiştir bu nedenle burada arkeolojik çalışmaların yapılmasına engel olunmuştur. Pergamon Kralı III. Attalos krallığını vasiyet yoluyla Roma İmparatorluğu'na bırakınca krallık üzerinde hak iddia eden Aristonikos bir süre burasını üs olarak kullanmıştır. Sur izlerinin ve ufak kalıntıların dışında günümüze taşınan bir yapı görülmüyor.

 

Kolophon

Kaynak: Gezgintech

Deniz kenarında kurulmayan tek İyon kenti olan Kolophon, Menderes ilçesinin Değirmendere ve Çamönü köyleri arasında konumlanıyor. Bu alan kuzeyde Değirmendere Çayı, güneyde Çamönü Çayı ile sınırlandırılmıştır. Antik kentin ortasından ise Kabaklı Dere Çayı ve Kuru Çay akmaktadır. Sikkelerin verdiği bilgilere göre Kolophon MÖ 4. yüzyılda büyük ve görkemli bir kentti. At yetiştirme çiftlikleri ile meşhur olan Kolophon kentinde; ünlü felsefeci Ksenophanes, şair Mimnermos ve ressam Apelles gibi önemli sanatçı ve düşünürler yetişmiştir.

 

Lebedos

Kaynak: Gezgintech

Ürkmez köyünün tepelerinde kurulmuş olan Lebedos, MÖ 7. yüzyılda kurulan 12 İyon kentinden biridir. Lebedos yarımada yerleşmeleri için örnek oluşturabilecek bir kenttir. Kentten, günümüze kadar ulaşan çok az sayıda kalıntı vardır. Kazılmamıştır, toprak üstü kalıntılar da azdır. Bunlar içinde en çarpıcısı yarımadayı çepeçevre dolaşan, üç-dört taş sırasıyla korunagelmiş surlardır. Ayrıca çömlekler ve kentin çevresini saran surları oluşturan bazı parçalar göze çarpmaktadır.

 

Myounnessos

Kaynak: Gezgintech

MÖ 500’lü yıllara dayanan bir tarihe sahiptir. Myounnessos, Seferihisar’da Çıfıt Kalesi olarak da anılan bir ada. Ada ve kara arasında bağlantı sağlayan yol zamanla su altında kalsa da deniz üzerinden yürüyerek adaya ulaşılabilmekte. Ada üzerinde İlk Çağ'dan, Orta Çağ'dan ve Osmanlı Dönemi'nden kalma pek çok dağınık duvar ve yapı kalıntısı yer almakta.

 

Airai

Kaynak: Gezgintech

Airai Antik Kenti, İzmir’in Urla ilçesine bağlı Demircili köyü yakınlarında bulunmaktadır. İlkçağ kentçiğinin yeri yöre halkının “ada” diye andığı küçük, ortası az yüksek yarımadanın bulunduğu yerdir. Bu antik yerleşim yerinde bazı temel kalıntılar, mimari yapıtlar ve o döneme ait çanak, çömlekler bulunuyor. 

 

Klazomenai

Kaynak: Pinterest

12 İon kentinden biri olan Klazomenai antik kentin bir kısmı Urla Karantina Adası üzerindedir. Klazomenai, MÖ 1050’li yıllarda kurulmuş ve bu kentte, 2 bin 600 yıllık geçmişi ile dünyanın ilk zeytinyağı fabrikası olan ‘Klazomenai Zeytinyağı İşliği’ de bulunmaktadır. Klasik çağlarla birlikte en az 4000 yıllık bir tarihi yansıtan Limantepe, Ege sahil bölgesinin bilinen en eski ve uzun süreli yerleşimine sahip merkezi konumundadır. Kazılarda bulunan Klazomenai’a özgü kuşak bezemeli amphoralar, zeytinyağı ve şarap depolanmasında ve taşınmasında kullanılmıştı, bu da MÖ 6.yy’da kentin dış ticaretinin gelişmiş olduğunun kanıtıdır.

 

Erytrai

Kaynak: Gezgintech

Ildırı köyünde bulunan Erytrai kenti, İzmir’in Çeşme ilçesine 26 kilometre uzaklığında. Hellen Mitolojisine göre Giritli Rhadamanthes tarafından kurulmuştur. Kazı çalışmaları 1960’lı yıllarda başlayan kentin içerisinde, yapılışı MÖ 3. yüzyıla dayanan bir tiyatro, Athena Polias Tapınağı ve çok sayıda tarihi kalıntı yer almakta.

  

Smyrna – Bayraklı Höyüğü

Kaynak: Mapio.net

Bayraklı'da yer alan höyük, Smyrna’nın ilk kurulduğu yerdir. İlk yerleşme Eski Tunç Çağı’na aittir. Eski İzmirliler kentlerini, İÖ 9. yüzyıldan itibaren kerpiç tuğlalarla örülmüş bir sur ile korumaya başlamışlar. Smyrna’da özellikle İÖ 750-550 tarihleri arasında, mimarlık alanında büyük bir atılım gerçekleşmiş.