16 Oca 2017
Otuzbeşlik
Özgür Molla - Ödüllü Genç Oyuncu
İzmir'in gurur festivali Altın Kedi'de '7 Santimetre' filminin başrol oyuncusu Özgür Molla ilk kısa film deneyimi ile 'gelecek vaat eden oyuncu' ödülünün sahibi oldu. Gelin Özgür'ü daha yakından tanıyalım.
http://en.4kmanagement.com/
1992 yılında İzmir'de doğdum. Maltepe İlköğretim Okulu'nda başlayan eğitim hayatıma Menemen Lisesi'nde devam ettim. Tiyatroyla da burada tanıştım. Okul tiyatrosu sonra Menemen Belediye Tiyatrosu daha sonra da çeşitli özel tiyatrolarda birçok oyunda oynadım ve birçok turneye gitme fırsatım oldu.Turne yolunda başımı otobüsün camına yasladığım her an oyunculuk sınavlarını kazanma hayali kurdum. İlk olarak Süleyman Demirel Üniversitesi oyunculuk sınavını kazandım fakat burada bir yıl okuduktan sonra asıl hedefim olan Dokuz Eylül Üniversitesi Oyunculuk Bölümü sınavına girdim ve kazandım. Şu an son sınıf öğrencisiyim.
İlk oyunculuk deneyiminizi nerede yaşadınız?
Kendi sünnet düğünümde babamın yoğun isteği üzerine taklit yaparak başladım. Sünnet düğününün asıl amacını unutup, insanlar önünde yaşadığım o heyecanlı dakikalara odaklamıştım bütün akşam. Şaka tadındaki bu gerçeklik bir yana ilk olarak okul tiyatrosunda "Naaş-ı Muhteremler" adlı oyunla çıkmıştım sahneye.
Oyunculuk dışında bir meslek hayal ettiniz mi? Ettiyseniz nedir?
Evet, aşçı olmayı çok istemiştim.
Oynadığınız karakterler ile kendi kimliğiniz arasında bağ kuruyor musunuz?
Gelecek vaat eden oyuncu ödülünü olduğum 7 Santimetre filminden örnek vermem gerekirse; filmde yaşanılan birçok baskı, lise yıllarında yaşadıklarımla birebir. Böyle olunca refere aldığım duygular da gerçekçi oluyor.
Bundan sonrası için projeleriniz neler?
Birkaç arkadaşımla birlikte bir tiyatro oyunu sahnelemeyi düşünüyoruz. Bunun için en yakın zamanda provalara başlamayı planlıyoruz. Bunların dışında Vega Sanat'ta oyunculuk atölyelerine başladık bir yandan da çocuk oyunu hazırlıkları sürüyor.
Bir gününüzü nasıl verimli hale getiriyorsunuz?
Öncelikle erken uyanıp güne dinç başlamak adına bazı egzersizler yapıyorum. Zaten daha sonra da ya bir sahne çalışmam gerekiyor ya da bir ödev için dans stüdyosunda terlerken buluyorum kendimi. Gündüzleri İlber Ortaylı'nın katıldığı programları izlemekten çok keyif alıyorum. Akşamları çok yoğun değilsem eğer ve de ödevim yoksa ki böyle zamanlar çok azınlıkta, film izliyorum ve de beğendiğim şiirleri ezberleyerek zaman geçirmeye bayılıyorum.
Ödül aldığınız an neler hissettiniz?
İlk oynadığım filmle ödül almak çok gurur verici ve bir o kadar da geleceğe umutla bakmamı sağlayan bir duygu uyandırdı bende. İlerde nasıl işlerde oynama fırsatım olur bilemem ama bildiğim tek şey; istekli ve disiplinli bir şekilde çalışmaya devam edeceğim.
Örnek aldığınız sanatçı var mı? Kimlerle aynı projede yer almak istersiniz?
Haluk Bilginer. Hem ülkemizde hem de yurt dışında rahatlıkla oynayabilmesi açısından örnek alınabilecek bir isim. Daniel-Day Lewis'te izlemekten çok keyif aldığım bir oyuncu. Nadir Sarıbacak, enerjisi bana çok değişik ama bir o kadar da güzel gelen bir oyuncu, aynı proje de oynama fırsatımın olmasını isterdim.
Sadece oyunculuk mu yapmak istiyorsunuz yoksa işin yönetmenlik ya da yazarlık tarafına bulaşmayı düşünüyor musunuz?
Ben oynamaktan keyif alıyorum. İzleyip yön veren göz değil, izlenilen ve eleştirilen taraf olmak istiyorum. Gelişim açısından bunun daha kıymetli olduğunu düşünüyorum. Kendimce öykü ve şiir yazmaya çalışıyorum. Kendi hayatımdan yola çıkarak bir kısa film senaryosu yazmak istiyorum fakat becerebilir miyim diye tereddüt ediyorum.
Peki, bundan sonra sinemaya mı yoksa tiyatroya mı ağırlık vereceksin?
Sinema çok keyifli çalışma süreci olan bir iş. Çekilecek sahneler tıpkı tiyatro gibi prova gerektiriyor. Bundan sonrası için de sinemayı ağırlıklı olarak düşünüyorum. Tabii bu arada tiyatrodan kopmam söz konusu değil. Tiyatro hayatımda her zaman olacak, olmalı da. Çünkü beni disipline ediyor, hayatımı düzene sokuyor ve de sorumluluk duygusunu artırıyor. Tiyatrodaki iş ahlakı ve disiplin anlayışı elden bırakılmaması gereken şeyler diye düşünüyorum.
Into The Wild ve Modigliani çok sevdiğim ve etkilendiğim filmlerdendir.
En sevdiğin müzisyen?
Eddie Vedder dinlerken çok huzur verir bana. Özümüze dönecek olursak Neşet Ertaş'ın bütün türküleri bağlamanın sesini duyduğum andan itibaren etkisi altına alır beni.
Peki, bundan sonra sinemaya mı yoksa tiyatroya mı ağırlık vereceksin?
Sinema çok keyifli çalışma süreci olan bir iş. Çekilecek sahneler tıpkı tiyatro gibi prova gerektiriyor. Bundan sonrası için de sinemayı ağırlıklı olarak düşünüyorum. Tabii bu arada tiyatrodan kopmam söz konusu değil. Tiyatro hayatımda her zaman olacak, olmalı da. Çünkü beni disipline ediyor, hayatımı düzene sokuyor ve de sorumluluk duygusunu artırıyor. Tiyatrodaki iş ahlakı ve disiplin anlayışı elden bırakılmaması gereken şeyler diye düşünüyorum.
En sevdiğin film?
Into The Wild ve Modigliani çok sevdiğim ve etkilendiğim filmlerdendir.
En sevdiğin müzisyen?
Eddie Vedder dinlerken çok huzur verir bana. Özümüze dönecek olursak Neşet Ertaş'ın bütün türküleri bağlamanın sesini duyduğum andan itibaren etkisi altına alır beni.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Yapılan her güzel ve başarılı işte olduğu gibi bu işte de ekip çalışmasının ne kadar önemli olduğunu gördüm. Ne kadar titizlikle çalışıldığına şahit oldum. Nitekim film hak ettiği değeri gördü. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Değer verip benimle bu röportajı yaptığınız için size de çok teşekkür ediyorum.