29 Tem 2017
Gülay Güler

Tamer Varis İzmir Eğlence Hayatına Yön Veriyor

İzmirlilere alternatif eğlence fırsatları sunmayı amaçlayan, İzmir'in gece hayatına da yön veren Tamer Varis; 1888'in eski, Edit'in şimdiki işletmecisi.  İzmir'i, İzmir'deki yaşamı seven ve tercih eden Tamer Varis'in İzmir için yapmak istediği birçok proje var. Yerel yönetimler ve yatırımcılar köstek olmaz destek olurlarsa İzmir'de ücretsiz Madonna konseri bile düzenlemeyi hayal ediyor. Otuzbeşlik olarak Tamer Varis ile ajansları Pübliko'yu, iki senedir düzenlenen bağımsız müzik gruplarını destekleyen Epic Fair etkinliğini ve İzmir’e dair hayallerini konuştuk. Bu başarı hikayesi sizi de çok şaşırtacak. Keyifli okumalar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tamer fotoğraf bölümü mezunusun peki nasıl organizasyon alanında kariyerin ilerledi?
Evet, Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü mezunuyum. Fotoğrafla ilgili hiçbir şey yapmadım. (Gülüşmeler) Okurken organizasyon yönetiminin derslere eklenmesi gerektiğini fark ettim. Bence sanatçıların kendilerini pazarlamak gibi bir kaygıları olmamalı. Ben kendimde doğru insanları bir araya getirebilme yeteneğini keşfettim. Bir fotoğrafçıyla bir tasarımcıyı bir araya getirebilmek gibi. Üniversitedeyken 2005-2008 yılları arasında Uluslararası Kısa Film Festivali'nin ekibine dahil oldum. Bir süre sonra etkinliğin koordinatörlüğünü üstlendim. Kısa Film Festivali'nin sergi, konser gibi yan etkinliklerini de düzenliyorduk. 2007'de Hilton'un 32. katında hala çok konuşulan 500 kişilik after party düzenlemiştik. Belki de benim düzenlediğim en iyi etkinlikti. 

İzmir'in gece hayatına girmen nasıl oldu?

Takıldığımız, içtiğimiz Tapas adlı mekan "Sen bu işlerden anlıyorsun. Bizim buranın müzik işlerini yapar mısın?" diye sordu. 25 yaşında üniversiteye girmiştim. Beş parasızdım. Belli bir yaştan sonra aile de para vermeyince çalışmaya karar verdim. Aslında müzisyen değilim, dinleyici olmanın dışında müzik bildiğim bir alan değil. Mekanın adını Boombox olarak değiştirdim. Sevdiğim bildiğim müzik gruplarını getirmeye başladım daha sonra işletmeye kaydım. 2009 yılında Boombox satıldı, ben de ayrıldım. 

Kaynak: eyvahdelirdik-1888
 

1888 hikayesi nasıl başladı?
1888'in devredileceğini duydum. Param yoktu ama burayı bir şekilde alacağım dedim ve de ortaklarla beraber aldım. Başta insanlar buranın tutmayacağının söylerken, ben de inadına "Burası tutacak hatta reklam yapmayacağım, İstanbul'a oynayacağım." dedim. "Neden" dediler. İstanbullulara; "Vay böyle bir DJ İzmir'e gelmiş, nasıl ya, buraya bile gelmedi, 1888 nasıl bir yer ki"yi konuşturduk. İzmir'e geldiklerinde Saat Kulesi ve Efes'i görmenin dışında "Bir de 1888'i görelim" demeye başladı insanlar. Gelen insanlar da bizim çok güzel reklamımızı, PR'ımızı yaptılar İstanbul'da. "İzmir'e gittiğinizde mutlaka 1888'e uğrayın" çok konuşulmaya başladı ve 1888 gerçekten çok başarılı oldu. 6 yıldır da gazetelerde ve dergilerde Türkiye'nin en iyi gece kulüpler arasında gösterildik. 

1888'i bilmeyenler için biraz konseptinden bahseder misin?
1888 küçük bir iç alana sahip olduğu için burası iyi bir butik kulüp olur dedik ve o kurgu üzerinden gittik ama bağımsız müzik projeleri, sergiler, Pecha Kucha gibi etkinlikler de düzenledik. İzmir'de yaratıcı insanların bir araya gelebileceği bir ortam yarattık. 2016 yılına kadar 1888'de çalıştım. 

İnsanlar senin düzenlediğin bir etkinlikte nasıl bir hissiyat içinde oluyorlar?

500 kişilik bir etkinliktense daha butik etkinlikler düzenlemeyi tercih ediyorum. Bilmeden, takip etmeden sadece kalabalık için gelmesinler istiyorum. Kültür öğretilen bir şey, dans kültürünü İzmirlilere tanıttık diye düşünüyorum. 

1888'e olan tepkiler nasıldı?

İzmir kısır ve hareket alanı sınırlı bir şehir. İnsanları da pek hareket etmiyor. 1888 bunu kırdı. 2010 yılından beri "Müzik İzmir'de en iyi 1888'de yapılır." fikri insanlarda yer etti.

Sonrasında Edit başladı senin için sanırım? Buradaki amacın neydi?
3 yıl önce radyo programı olan interaktif bir mekan kurgulamaya başlamıştım. Online bir radyo ve tematik programlarla müşterimiz olsun olmasın herkese ulaşmak istiyordum. 

İzmir'de insanların hareket alanı ve kabiliyeti sınırlı olduğu için; sergi oluyor, konser oluyor gitmiyor insanlar. Biz de bu insanların ayağına bu etkinlikleri getirebilir miyiz diye düşündük. Zaten bu kreatif insanları 1888'den tanıyorduk. Burada arkada bir video art dönsün, radyoda şehir kültürü üzerine tematik programlar yapalım istedik. 

"Kafa satıyoruz mevzu bu."

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: Edit


Buraya gelenlerin nasıl bir profili var?

Genellikle üniversite öğrencileri, daha çok güzel sanatlardan tabii ki. Reklam sektöründen de insanlar buraya ağırlıklı olarak geliyor.

Buranın yemekleri ve içkileri de çok güzel gerçekten. İçkilerden Old Fashion çok güzel. Her yerde olmuyor.

Ben 39 yaşındayım; ama kendimi hala genç hissediyorum. Burada çalışan insanlar da bizim gibi insanlar. Personel alırken bizim gibi olmalarına dikkat ediyoruz. O enerji bizim için çok önemli. Mutfak ve içkilerde sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Çalışanlar yeni trendleri takip ediyorlar.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: Edit Yıldızburnu- Burçin Esin

 

 

Çeşme Yıldızburnu'ndaki Edit 'in konsepti de aynı mı?
Evet, aynı. 


Pübliko'yu kurdunuz, biraz içeriğiden bahseder misiniz?
Pübliko; Fatih Uysal ile yaptığımız bir proje; gastronomi, tasarım, sinema, müzik festivalleri gibi etkinlikleri yapan bir ajans. Publik market de onun tasarım pazarı. Public market iki ayda bir Edit'te gerçekleşiyor. Buradaki masaları kaldırıyoruz ve tasarımcı stand'larını koyuyoruz. O gün konserler oluyor. DJ'ler de plak çalıyor. Dijital olmasın, bir farkı olsun istiyoruz. Elektronik dans müziği değil de Raggae, Dub, İndie tarzında çalıyoruz.
Şehirde böyle etkinlikler kurguluyoruz. 

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: Edit
 

Başka aktif projeleriniz var mı?
İki senedir Epic Fair'i düzenliyoruz. Bağımsız müzik kurgusu üzerine İzmir'deki tek butik etkinlik. Biz insanlara alternatif etkinliklerin mümkün olabileceğini göstermek amacındayız. Bu etkinliğin amacı bağımsız grupları insanlarla buluşturmak, onlara sahne sağlamak. Epic Fair'de, İzmir'de sahne alamayan iyi gruplar ve yurt dışından guruplar sahne alıyor. Kültür Park Kübana Gazinosu'nda gerçekleştirdiğimiz Epic Fair ile gazino kültürünü ve alternatif müziği bir araya getiriyoruz. Bu sene BaBa Zula, Islandman, Jakuzi, Kim Ki O ve Palmiyeler‘in konserlerinin yanı sıra Kerem Akdağ, NOFROST, Bant Mag. ve Apeiron Soundsystem bizlerleydi.

Kaynak: Epic Fair
 

İstanbul'a gitmeyi hiç düşündün mü?
İstanbul'a yerleşmeyi hiç düşünmedim, İstanbul bana çok kaotik geliyor. İzmir'i çok seviyorum. Burada ne yapabilirim, kendime nasıl bir alan yaratırım, sevdiğim şeyleri yaparım diye başladım bu işlere. 

İzmir'den İstanbul'a olan göçü nasıl değerlendiriyorsun?

İş olanakları İzmir'de sınırlı olduğu için İzmir'den bir göç söz konusu. 
Peki, İstanbul'dan İzmir'e olan göçü nasıl değerlendiriyorsun?
Tersine göç ciddi anlamda başladı. İstanbullu arkadaşlarımın çoğu İzmir'e yerleşmenin yollarını aramakta. Evden çalışan arkadaşlarım buraya yerleşti bile. Şehrin kültür sanat anlamında bir çıkış yakalayacağına inanıyorum. Bence İzmir "Festivaller Şehri"ne dönüşecek. Devrim olacaksa İzmir'den çıkar, diye düşünüyorum.

Yapmak istediğin projeler neler?

İzmir'de biraz şevkim kırılmıyor değil. İzmirli iş adamlarının yatırımcıların kültür sanat aktivitelerine yatırımları çok az oluyor. Yerel yönetimlerle de bu işleri çözemiyoruz. Mesela Tarihi Havagazı Fabrikası benim düşündüğüm etkinlikler için biçilmiş bir kaftan; ama düğün solunu olarak kullanılıyor. Kültür sanat merkezi olarak lanse edilen; ama düğünlere kiralanan yerde, konser etkinliklerinin verilememesi bana çok saçma geliyor.
Rio de Janeiro'da devletin düzenlediği büyük konserler olur. 2005 yılındaki ücretsiz plajda verilen Rolling Stone konserinin maliyeti bir milyon doları bulmuş ama konseri beş yüz bin turist izlemeye gitmiş. Her biri iki dolar bıraksa konserin maliyeti çıkıyor zaten, üstüne üstlük dünya çapında bir reklam yapıyorsunuz. Bu tür yatırımlar ülke tanıtımı için çok etkili oluyor, ben buna inanıyorum. Rio'da oluyorsa İzmir'de neden olmuyor?
Yine bir eleştiri: İzmir'in otopark sorunu var, sekiz buçuk milyon liraya iki yüz elli araç sığacak bir otopark yapıyorlar. Ben sekiz buçuk milyon liraya Mandonna'yı buraya sekiz kere getirtir, dünya çapında bir İzmir reklamı yapabilirim. Benim de en büyük hayalım bu.

 

Hangi durumlarda yalan söylersin?
Gece kulübü işletirken günde 400-500 kişi takılmak için çağırırdı beni. Hepsiyle aynı anda ilgilenemeyeceğim için çok "Yorgunum." "Çok halsizim." gibi minik yalanlar söylerdim. Kusura bakmasınlar, söyledim.

 



 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
https://www.facebook.com/editandchill/
https://www.instagram.com/editandchill/