30 Kas 2018
Gülay Güler

Ütopyalar Güzeldir

Sinem Can ve Murat Asilcan; birçok çocuk onları Hobbitler olarak tanıyor. Bu yardımsever çift “Ütopyalar Güzeldir” projesi altında ikinci el kitaplar, oyuncaklar ve kırtasiye ürünleri toplayarak ihtiyacı olan köylere ve köy okullarına "Ütopya Atatürk Kütüphaneleri" ve oyun odaları kuruyorlar. Hayatında hiç kitabı olmayan, hiç oyuncağı olmayan çocuklara minik birer ütopya veriyorlar. Ben de kendileriyle 20. kütüphanelerini açtıkları gün tanışma fırsatı yakaladım. Çocukların mutluluk seslerini duymak bir harikaydı. O gün, Düzce Köyü’nden Ütopyacı Hobbitler geçti ve o çocuklar hayallerin, ütopyaların gerçek olabileceğini keşfettiler.



Fotoğrafta  solda Murat Asilcan, sağda Sinem Can yer almaktadır.

 

Merhabalar, “Ütopyalar Güzeldir” projenizi anlatabilir misiniz?

Murat: Projemizin adı "Ütopyalar Güzeldir". Sürdürülebilir geri dönüşümden köylere ve köy okullarına "Ütopya Atatürk Kütüphaneleri" kuruyoruz. Şu ana kadar 20 kütüphane kurduk. Bu bizim yola çıkarkenki ütopyamızdı. "Ütopyalar Güzeldir" projesinin bir ayağını da sokak canlıları kapsıyor. Onlar için mama istasyonumuz var. Biriken mamaları barınaklara gönderiyoruz.

 


Fotoğrafta solda Sinem Can, sağda Murat Asilcan, bir grup çocuk ile sınıfta yer almaktadır.

 

Ütopyalar Güzeldir’in kitabını da yazıyor muşsunuz.

Murat: Evet, "Ütopyalar Güzeldir" adlı sosyal sorumluluk projemizin nihai hedefini anlatan, İstanbul’dan başlayan İzmir'in köylerine ulaşan "Ütopyalar Güzeldir/ Utopias Are Beautiful" adlı hem Türkçe hem İngilizce çıkaracağımız bir kitabımız var. Biz dünyada dezavantajlı çocuklar için her şeyin ücretsiz olduğu bir ütopya düşledik. Bunun için Balat’ta Ütopya Çocuk Aşevi açtık, aşevini Sinem ile dört yıl sürdürdük. Dezavantajlı bütün çocuklar gelip ücretsiz yemeklerini yiyorlardı, kıyafetlerini, kırtasiye ihtiyaçlarını, oyuncaklarını temin ediyorlardı. Orada çocuklar için ücretsiz birçok etkinlik düzenliyorduk. Ütopya Aşevi hala devam eden çok başarılı bir proje. Kent içerisinde nefes alamamaya başlamıştık. Biz aşevini gönüllü olan bir annemize, iyilikleri devam ettirmesi koşuluyla bağışladık ve yollara düştük. Bir köye yerleşelim ve "Ütopyalar Güzel"dir projemizle köy çocuklarına kalıcı kütüphaneler kuralım, onların umut tohumları olalım istedik. İzmir’in bir köyüne yerleştik "Hobbit House" adında minik bir pansiyon ve kafe açtık, işletmemizin sosyal sorumluluk projesi "Ütopyalar Güzeldir" ile de köylere ve köy okullarına kalıcı kütüphaneler ve oyun odaları kurulmasına destek veriyoruz.
"Ütopyalar Güzeldir" adlı sürdürülebilir geri dönüşüm projemiz, kendi ekonomisini ve sürdürülebilirliğini konaklama ve köy kahvaltısı veren "Hobbit House" adlı işletmemizden sağlıyor. Kitabımız seneye kısmet çıkarsa tüm gelirini  "Ütopya Atatürk Kütüphaneleri" kurulması için köy çocuklarına bağışlayacağız.


 “Biriktirdiğin senin değildir, paylaştığın senindir” diyen bir felsefeyi benimsiyoruz ve gerçekten de öyle yaşıyoruz.

Sinem Can: Murat’ın da belirttiği gibi "Ütopyalar güzeldir" diyerek köylerdeyiz. Hobbit House olarak kütüphane kurmaya devam edeceğiz, bunun dünyanın en anlamlı ve kalıcı iyiliği olduğunu düşünüyoruz.

 

 


Fotoğrafta solda Murat Asilcan, sağda Sinem Can bir grup çocuk ile sınıfta yer almaktadır.


Projeye dışarıdan destek alıyor musunuz?

Murat: Sadece ikinci el olmak koşulu ile destek alıyoruz çünkü projelerimiz 'sürdürülebilir geri dönüşüm'den besleniyor. Böylelikle endüstriyel tüketime karşı bir duruşumuz oluyor. "Yeniyi satın alıp getirmeyin; çocuklarınızın okuduğu ikinci el kitapları, oyuncakları ve kırtasiye ürünlerini bizlere getirin ya da kargo ile gönderin" diyoruz. İsrafı ve tüketimi önleyen bir proje bizimkisi. İçinde yeninin, rantın ve israfın olmadığı kütüphaneler ve oyun odaları kuruyoruz. İnsanlar duyurularımızı görüyorlar; bize kahveye, çaya ya da kahvaltıya gelirken çocuklarının okuduğu ikinci el kitapları, oyuncakları, kırtasiye ürünlerini getiriyorlar.

 

Projenin nihai amcı nedir?

Sinem: Bizim için sokak canlıları ve çocuklar çok önemli çünkü çocuklar ve sokak hayvanları kendilerini koruyamıyorlar. Sokak hayvanları güvenli yaşam alanlarında sağlıklı bir şekilde yaşamalı. Çocuklarımızın da algılarının gelişebilmesi için kütüphanelere ihtiyaçları var. Biz bunları gönüllü olarak tedarik etmeye çalışıyoruz. Hayat devam edecek; kimileri doktor olacak, kimileri öğretmen, kimileri gezgin... Ama şunu unutmayacaklar hayatlarından ütopyacı hobbitler geçti. (Gülüşmeler)  Bize dokunan çocuklar, kendi hayalleri için hareket edebileceklerini görmüş oluyorlar. Bizim için en önemli mesele bu. “Hayaller de gerçek olabilir” mesajını vermek. Hayat sizin önünüze sunulanlardan ibaret değildir...

Murat: Aslında her şey bir ütopya, bir düştü. Kim olduğunuzun, nerede yaşadığınızın, hangi yerleşkede işletme açtığınızın hiçbir önemi yok. Minik bir köyde minik bir ticari yerleşke de karşılıksız iyilikler yapabilirsiniz.

Murat: Amacımız; hayatında hiç kitabı olmayan, hiç oyuncağı olmayan çocuklara minik birer ütopya düşü taşımak. Onların yegane ütopyalarının olmasının yolu kitaplardan geçiyor.  O yüzden kalıcı kütüphaneler kurulmasını çok önemsiyoruz. O yüzden isimleri "Ütopya Atatürk kütüphaneleri". Okuyan çocuğun hayal gücü de geniş olur. Biz herkesin bir hayalinin, bir ütopyasının olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.  

 

 

 Fotoğrata bir grup çocuk kitap ve pankart taşıyor.

 

Son olarak neler söylemek istersiniz?


Ticaret yapmanızın; bir işletmenizin, bir şirketinizin olmasının bizce bir önemi yok. Siz, o ticari yerleşkenizin içerisinde minik de olsa doğaya, çocuklara ve sokak canlarına umut olabiliyor musunuz önemli olan bu. Bizim yaşam tarzımız böyle. Birilerine örnek model olmak ya da birilerine bir şeyler kanıtlamak için bir şeyler yapmıyoruz. Iyilikler yaparak kendimizi besliyoruz. İyilik öncelikle insanin kendi ruhuna iyi gelen, insanı güzelleştiren bir eylemdir. Bu yüzden iyilik için yollardayız.

Bugün 20. Kütüphanemizi kurduk, ne mutlu bize çocukların mutluluklarını duyabiliyorsunuz ve bu sıfır maliyetli bir geri dönüşüm projesi. Bunun için bilinç, yürek sevgi ve yoğun emek yeterli. Minik bir elektrikli Scooter’imiz var. Bugün köye kütüphane kurmaya giderken yarı yolda şarjı bitti, köye kadar Sinem ile sırtlanarak getirdik. Bazen Scooter bizi  bazen de biz onu taşıyoruz. (Gülüşmeler) Bizimkisi çok meşakkatli bir yol ama yolda kalmak bile bize mutluluk veriyor. Bugün çocuklarla kütüphane kurduk, kütüphane kolu başkanı seçtik, oyunlar oynadık; onlara kitaplar, oyuncaklar ve kırtasiye ürünleri getirdik. Bugün, burada, Düzce Köyü’nde onlara minik bir ütopya bırakmış olduk. “Ben de büyüyünce ütopyacı olacağım”, “ben de getirdiğiniz kitapları okuyacağım”, “ben de hayal kuracağım”, “ben de sizin gibi iyilikler yapacağım” demeleri kadar güzel bir şey yok.
Yakında Barbaros Köyü'nde "Hobbit House Barbaros" olarak açılmış olacağız. Yolu düşen herkesi bekleriz. Bize kitap getirmeyi unutmayınız.

Sevgiyle, iyilikle ve ütopyalar ile kalınız...

Görselde Hobbit House'nin logosu bulunmakta.