28 Nis 2020
Gülay Güler

Karantina Döneminde Ebeveynlere Tavsiyeler

COVID-19 pandemisi yetişkinleri etkilediği gibi çocukları da etkiledi. Çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri nedeniyle salgın, virüs, sosyal mesafe, sokağa çıkma yasağı gibi konuları anlamakta zorlanabiliyor. Aileler de bu süreçte aşırı kaygılı, titiz, koruyucu olabiliyorlar. Peki, bu süreçte ebeveynler çocuklara karşı nasıl bir tutum sergilemeliler, salgını anlatırken nasıl bir dil kullanmalılar? Ebeveynler çocukların ekran başında geçirdikleri zamanı nasıl kontrol etmeliler? Evde zorunlu eğitim sürecinde çocuklar konsantrasyon bozukluğu yaşayabiliyorlar, bunu önlemek için ebeveynler neler yapabilirler? Aileler dışarı çıkmak isteyen çocukları oyalamak için evde neler yapabilirler? Aklınıza takılabilecek birçok soruyu Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzman Doktor Büşra Duran'a sorduk.

Ebeveynler farklı yaş gruplarındaki çocuklarına koronavirüsü anlatırken nelere dikkat etmeli?

Öncelikle anlatmak neden önemli bunu paylaşmamız gerekirse, salgın ile ilgili zihinlerdeki felaket senaryoları ve belirsizlik, kaygı bozukluklarının oluşmasındaki en önemli etmenlerden biridir. Bu sebeple anne ve babalar anlaşılır, net ve doğru bilgiler sunarak belirsizliği azaltabilir ve felaket senaryolarının önüne geçebilirler. Çocuklara koronavirüsü anlatmak için kendilerini ifade edip soru sorabilecekleri rahat, destekleyici ve esnek bir ortam sunmalıyız. Ayrıca çocukların konuşmaya hazır olmadığı durumlarda onları bu konuda konuşmaya zorlamamalıyız. 

Küçük çocuklara evde kalmanın bir kahramanlık olduğunu, hızlı ve çok hareketli olan koronavirüsü evde kalarak yenebileceğimizi, bu mücadele bittiğinde evde kalan tüm çocukların kahraman olacağını söyleyebiliriz.

Çocuklarla bu konuyu konuşurken yaş dönemine uygun, anlayabileceği şekilde net, kısa cümleler kullanmalı, abartılı ifadelerden kaçınmalı ve asla yalan söylememeliyiz. Özellikle küçük yaştaki çocuklar göremedikleri, dokunamadıkları virüs, mikrop gibi kavramları, neden dışarı çıkamadıklarını anlamakta güçlük çekebilirler. Onlara, gözlerimizle virüsleri göremeyeceğimizi söyleyebiliriz. Resimler ve masallar ile anlatabilir ya da oyunların içine katabiliriz. Küçük çocuklara evde kalmanın bir kahramanlık olduğunu, hızlı ve çok hareketli olan koronavirüse karşı evde kalarak büyük bir kahramanlık gösterdiğini, böylece virüsü yenebileceğimizi ve bu mücadele bittiğinde evde kalan tüm çocukların kahraman olacağını söyleyebiliriz. İsterse kendilerine bir isim seçmelerini önerebilir bu konuyu da resim ve masallarla destekleyebiliriz. Büyük çocuklara  dünya haritasını açarak ilk hastalığın ortaya çıktığı Çin'den hastalığın nasıl yayıldığını, virüs kavramını internetten yaşına uygun görseller aracılığıyla ile anlatabiliriz. Ergenlerde ise doğrudan konuşmak yerinde olacaktır. Ergenler, erişkinler gibi pandemiyi, etken olan virüsü internetten ve televizyondan takip ediyorlar. Bu takiplerinin net ve güvenilir bilgiler olup olmadığı konusunda onları yargılamadan ve eleştirmeden sohbet ederek anlatmalı, net ve gerçek bilgiye ulaştıklarından emin olmalıyız. Yine kamu spotları ve eğitici videolardan destek alınabilir.

Süreç uzarsa ebeveynler bu durumda nasıl bir dil kullanmalı, olanları, alınan tedbirleri nasıl anlatmalılar?

Koronavirüsü anlatırken sık karşılaşacağımız sorulardan biri de ne zaman biteceğidir. Küçük yaş grubuna hakim olduğu zaman kavramları üzerinden (Gün sayısı, hafta, ay gibi) bir takvim hazırlayıp somutlaştırmasına yardımcı olarak, "Aman kısa söyleyeyim, rahatlasın" şeklinde bir tutum içine girmeden süreci birlikte takip etmeyi önerebiliriz. Aynı zamanda ne zaman sonlanacağı ile ilgili bazı tahminlerin olduğunu, kesin süreyi şu an kimsenin bilmediğini (Ligin başında kimin şampiyon olacağını bilememek gibi) bu sürenin kısa olması için birçok kişinin çalıştığını belirtebiliriz. Daha büyük çocuklara diğer ülkelerden, özellikle Çin’den örnekler verebilir, birlikte araştırma yapabiliriz. Zaman konusunda unutmamamız gereken şey belirsizlik konusunda dürüst olmaktır. 

Virüse karşı pek çok tedbir alıyoruz. Bu konuda çocuklara nasıl örnek olmalı? Uyulması gereken kuralları öğretirken nasıl yöntemler izlenmeli?

Virüse karşı aldığımız tedbirleri anlatırken pandemi salgınından önce de güvenli ve sağlıklı yaşayabilmek için aldığımız tedbirlerden (Dişlerimizin çürümesini önlemek için fırçalamak gibi) örnekler verilebilir. Koronovirüs için de daha farklı tedbirler almamız gerektiği belirtilebilir. Çocukla iş birliği kurmak, temel hijyen kurallarını öğretirken eğlenmelerini sağlamak, tedbir konusundaki olumlu davranışlarını görmek ve pekiştirmek, kendi uyguladığımız tedbirlerle rol model olmak öğrenmelerine yardımcı olabilir. Otoriter ve sert tutumdan kaçınmamız gerekir.

Sosyal izolasyonun çocuklar üzerinde ne gibi etkileri oluyor? Bu etkiyi azaltmak için neler yapılabilir?

Çocukların belli yaş gruplarında kazanmaları gereken ruhsal, zihinsel, motor ve sosyal beceriler vardır. Bu beceriler her yaş grubunda farklı aktivite ve durumlar tarafından desteklenir. Bu destek sistemlerini 3-6 yaş grubu için oyun ve okul öncesi eğitim, 6-10 yaş arası için okul ortamı, arkadaş ve öğretmenlerle ilişki kurmak, ergenler için akran grupları ve okul olarak özetleyebiliriz. Tüm bunların askıya alınması ayrıca aile içi ve aile dışı tüm rutinlerin bozulması bu gelişimleri sekteye uğratabilir. Ayrıca farklı psikiyatrik sorunların oluşmasına (Sinirlilik, hırçınlık, korku ve kaygılarda artış, içe kapanma, etrafa ilgisizlik, uyku ve iştah değişiklikleri, takıntılı davranışlar, kolay ağlama, altına kaçırma, yalnız yatamama gibi) zemin hazırlayabilir veya mevcut psikiyatrik bozuklukların (Kaygı bozukluğu, depresyon, takıntı, saplantı, ayrılık kaygısı vb.) alevlenmesine sebep olabilir. Yani özetlemek gerekirse sosyal izolasyonun etkisi gelişimsel süreçte aksamalar ve psikiyatrik sorunlar şeklinde karşımıza çıkabilir. 

Anne babaların doğru bilgilenip kendisinin ve çocuklarının karşı karşıya olduğu riskleri ve yapması gerekenleri netleştirmesi, çocukların haberleri izleme süresinin sınırlı tutması, konuşma ve iletişime açık bir ortam sağlaması ve rutinler oluşturması kaygıları azaltabilir.

Sosyal izolasyonun çocuklar üzerinde oluşturduğu etkiyi azaltmak için neler yapmamız gerektiği sorusunun ilk cevabı, ebeveyn olarak bulunduğumuz noktanın farkına varmamızdır. Bu salgın hiçbirimizin seçimi değil ancak nasıl yaşayacağımız bizim seçimimiz. Belirsizlik ve değişiklikler karşısında esnek olup paniğe kapılmadan yeni düzene uygun çözümler bulmamız, bizleri rol model alan çocuklarımızın uyum becerilerinin artmasına yardımcı olacaktır. Anne babaların kendi kaygılarını yönetebilmeleri önemlidir. Ebeveynler kaygılarını kontrol etmenin gerekli olduğunu elbette bilirler ancak yaşama geçirmekte zorlanabilirler. Ebeveynlerin kaygı ile ilgili bilmesi ve öğretmesi gereken şey ise kaygının zeminini, tehlike anında beynimizin önlem almasını sağlayan düşünce ve öngörülerin oluşturduğudur. Beynimizin işinin bizi korumak için düşünce ve duygular üretmek olduğunu anlamak ve çocuklara anlatabilmek önemlidir.

 

Anne babaların doğru bilgilenip kendisinin ve çocuklarının karşı karşıya olduğu riskleri ve yapması gerekenleri netleştirmesi, çocukların haberleri izleme süresinin sınırlı tutması, korkutucu görüntü ve videolardan uzak tutması, konuşma ve iletişime açık bir ortam sağlaması, rutinler oluşturması (Sabah kalkış saati, yemek saatleri, ders ve oyun saatleri esnek bile olsa programlanmalı) kaygıları azaltabilir. Günlük rutinler çocukların yaş dönemlerine özgü aktiviteleri de içermeli, aile ve akran iletişimine yeterince yer verilmeli. Ayrıca çocukların yeterince hareket ettiğinden emin olunmalıdır. Güvende olduklarını belirterek gelecek güzel günler için umutlu olduğumuzu vurgulamalıyız.

Evlere kapanan çiftlerin arasında çatışmalar, iletişim problemleri yaşanabiliyor. Çiftler, aralarında yaşanan bu sorunlardan çocuklarını nasıl koruyabilirler?

Pandemi sürecinde ebeveynlerde görülen psikiyatrik sorunlar ve psikiyatrik hastalıklardaki alevlenmeler çiftler arasındaki çatışmalarda rol oynayabilir. Anne babalar pandemi sürecinde kendi ruh sağlıklarını korumaya yönelik önlemleri uygulamalı, ihtiyaç halinde psikiyatrik destek almalıdır. Aile içi iletişimi artırmak, olumlu çerçeve çizmek, çocukla özel zaman uygulaması, anne ve babanın kendisine bireysel zaman ayırması ve düzenli fiziksel aktivite destekleyici olabilir.

Boşanmış ebeveynlerin çocukları zor durumda. Virüsten dolayı çocuklar ebeveynlerinden birini görmekte zorluk çekiyorlar. Ebeveynler çocukları bu durumun yarattığı hasardan nasıl koruyabilirler?

Bu süreçte neredeyse tüm çocukların ebeveynleriyle geçirdiği vakit ve kurduğu iletişim rutini oldukça değişti. Ancak bu konuda daha hassas olan gruplar var tabii ki. Sağlık çalışanlarının çocukları, anne babanın çalışması sebebiyle, okulların tatil olması nedeniyle büyükanne, büyükbaba yanında süreci geçiren çocuklar ve boşanmış ebeveyn çocukları bu gruplardan bazıları. Bu riskli gruplardaki çocuklarda etkilenmeyi azaltmak için genel öneriler dışında birlikte yaşayamadığı ebeveyni ile düzenli telefon konuşmaları ve görüntülü görüşmelerin çocuğun günlük rutininin bir parçası haline getirilmesi önemli. Birlikte yaşadığı ebeveynin, çocuğun diğer ebeveynine olan özlemini anlaması ve desteklemesi faydalı olacaktır. Boşanmış anne ve babanın bu süreçte iş birliği yapması, ortak kararlar alabilmesi, devam eden çatışmaları bu süreç ve çocuk üzerinden devam ettirmeye çalışmamaları, sorunları ortak kararlar alarak çözmeye çalışmaları önerilebilir.

Çocuklar dışarı çıkmak istediğinde nasıl bir tavır sergilenmeli?

Burada ilk yapmamız gereken onun isteğini ve duygusunu anlamak. "Biliyorum dışarı çıkmayı özledin, ne kadar özledin bana gösterir misin, anlatır mısın? Burada evde kalmaktan sıkılmış, bunalmış, arkadaşlarını ve okulunu çok özlemiş bir çocuk görüyorum" diyerek onun hissettiği duyguyu anladığımızı ve yanında olduğumuzu göstermeliyiz. "Kaç kere anlattım dışarı çıkmak yasak, sıkıldım bu tutturmalarından" dememeliyiz. Bu konuda kendi duygularımızı söylemekten, "Ben de seninle dışarda vakit geçirmeyi özledim" demekten kaçınmamalıyız. En çok neleri özlediği hakkında sohbet edebiliriz. Anlaşıldığını hissettikten sonra çocuklar daha iş birlikçi olurlar. "Şu an dışarı çıkamıyoruz sence bu sorunu nasıl çözebiliriz" diyerek bir iş birliği kurup kendisinin alternatif üretmesi için destekleyebiliriz. Sorun çözme konusunda çok başarılı olduğu için tebrik etmeyi de unutmamalıyız. Pandemi sonrası için yapmayı çok istediği bir şeyi planlayabilir, bunu bir ödül olarak sunabiliriz. Yapmayı istediği şeyle ilgili bir kontrat imzalayabiliriz. Anne ve kızı pandemi bitince sahilde bisiklet sürecek gibi. Anladığımızı hissettirelim, sabırla çözüm bulmasına yardımcı olalım.

Bu dönemde ebeveynler çocukların ekran başında geçirdikleri zamanı nasıl kontrol etmeli, nelere dikkat etmeli?

Hepimizin bildiği gibi teknoloji ile uzun süre ilgilenmek kaygıyı artırmakta ve uyku kalitesini bozmaktadır. Sabah akşam telefona ve bilgisayara kendini kaptıran anne babanın çocuklarını bu zor günlerde korumaya çalışması son derece güçtür. En iyisi net bir karar alıp günün belirli saatlerinde ailece telefondan uzak kalmaktır. Gün içinde teknoloji kullanımının sınırları (Örneğin 15.00-16.00 arası bir saat şeklinde) ve buna uyduğu ve uymadığındaki sonuçlar net olarak belirlenmelidir. Sonuçları ile ilgili davranışçı yöntemlerden (Puan sistemi, ödül, ceza gibi) yararlanılabilir. Süre dışında bir diğer önemli konu da içeriktir. Ebeveynler özellikle pandemi ile ilgili felaket senaryoları, salgınla ilgili uygunsuz dehşet verici görüntüler konusunda tedbirli olmalı, akılcı teknoloji kullanımı konusunda rol model olduğunu unutmamalıdır.

Evde zorunlu eğitim sürecinde çocuklar konsantrasyon bozukluğu yaşayabiliyorlar? Bunu önlemek için neler yapılabilir?

Öncelikle konsantrasyon sorunları ile ilgili beklentimizi gözden geçirmemiz gerekir. Unutmamalıyız ki uzaktan eğitim sistemi çocukların daha önce deneyimlemedikleri bir süreç ve her çocuk bu sürece farklı tepkiler verecektir. Başlangıçta desteğe ihtiyaçları olabilir, zorlanabilirler. Konsantrasyon sorunu çocuklarda dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu başta olmak üzere kaygı bozuklukları, depresyon gibi birçok psikiyatrik hastalıkta görülebilen bir bulgudur. Ailelerin çocukların bu konudaki gereksinimleri konusunda gözlem yapmaları ve gerekli ise uzman desteği almaları önemlidir çünkü pandemi sürecinin bazı psikiyatrik durumları tetikleyebileceğinden bahsetmiştik. Daha önce dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu olan, tedavi altındaki çocukların gereksinimleri de yeniden çocuk ergen psikiyatri uzmanlarına danışılarak gözden geçirilmelidir. Uzaktan eğitim sırasında mümkün olduğunca sessiz bir ortam ve dersi dinlemelerini sağlayacak fiziksel koşullar sağlanmalı ve sınırlar netleştirilmelidir. Bu süreçte “Çok sıkıldım, seyretmek istemiyorum” diyebilirler, ancak çocuklara hakları olduğu kadar sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiği hatırlatılmalı ve neden o anda izin vermeyeceğimiz açıklanmalıdır. Günlük yemek, uyku ve etkinlik vakitlerini içeren bir rutin uzaktan eğitime uyumu artırabilir. Olumlu katılım ve uyum gösterdiği zamanları görmek bu zamanları ödüllendirmek, hafta sonlarını eğlenceli hale getirmek faydalı olabilir.

Evde çocukları oyalamak için neler yapılabilir?

Anne babayla oyun oynamak, resim yapmak, kitap okumak ya da birlikte yemek hazırlamak gibi günlük aktiviteler çocuklarımızın kaygıdan uzak kalmalarına ve güvende hissetmelerine yardımcı olabilir. Ailece egzersiz yapmak hem ruh sağlığı hem de beden sağlığı açısından çok önemlidir. Aile büyüklerinin bu egzersizlere katılımı ve düzeni kurmaları çocukların uyumunu kolaylaştıracaktır. Her gün anne ve babaların "özel saat uygulaması" adına çocuğun yönlendirdiği bir oyuna yaklaşık 20-30 dakika katılmaları çocuğun kendini ifade etmesine, serbest oyun aracılığı ile kaygı ve korkularını boşaltmasına aracılık edebilir. Aynı zamanla çocuğun ebeveyniyle kaliteli vakit geçirmesine ve ebeveyn-çocuk ilişkisinin güçlenmesine katkıda bulunur. Bu zaman dilimine katılan ebeveynin tüm dikkatini oyuna vermesi, televizyon ve telefondan uzak durması önerilir. Aslında çocukları oyalamanın en kestirme yolu eğlenmelerini ve keyif almalarını sağlamaktır.

Büşra Duran, Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi'nde Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı olarak görev yapmaktadır. Pandemi sürecinde Sağlık Bakanlığı'nın bünyesindeki sağlık çalışanlarının çocuklarına ve topluma yönelik psikososyal destek hatlarında gönüllü olarak danışmanlık hizmetlerinde çalışan Duran, aynı zamanda pandemi sürecinin ruhsal etkilerini değerlendirmek ve müdahale yöntemlerini geliştirmek için araştırma çalışmalarında yer almaktadır.