Kızlarağası Hanı Kemeraltı'nın Sultanı

 
 

Tarihi 1744’lere dayananHacı Beşir Ağa tarafından yapılan Kızlarağası Hanı; Osmanlı Hanları arasında özgünlük kazanmış İzmir’deki hanların en büyüğü ve en görkemlisidir. İlk inşa edildiği zaman deniz kıyısındaymış. 1745 yılında heyelan nedeniyle han cephesinde önemli derecede çökme ve yıkılmalar olmuşsa da han hemen onarılmış. Tarihsel süreçte başka birkaç çöküntüye uğrasa da han her zaman ayağa kalkmayı başarmış, gururlu bir İzmir kızı gibidir. Han içerisindeki sütun başlıkları, üçgen ve baklava geometrik Türk motifleriyle dizayn edilmiştir. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Han kültürünün geleneğini sürdüren Kızlarağası Hanı, pazar günleri açık olmamakla birlikte geç saatlere kadar da açık değildir. Eski zamanlarda havanın kararmasıyla kapanan han, günümüzde saat 20:00'da kapanmaktadır. 

Hanlarda eskiden üst katta insanlar, alt katta develer konaklarmış. Eskiden hanın üst katında geceleme amaçlı kullanılan ocaklı, nişli, bodrumlu, ahşap tabanlı odalar bulunmaktaymış. Odaların içlerinde ihtiyaca cevap verebilecek yer döşekleri, toprak lazımlık, testi, toprak kandil ve tütün lülesi gibi araç ve gereçler varmış.



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kızlarağası Kemeraltı'na gelenlerin; alışveriş yaptıktan sonra dinlenmek, İzmir’e dair hediyelik eşya almak ya da kahve içmek isteyenlerin ilk durağı. Kızlarağası 1993 ise yılında restore edilerek turistik çarşı olarak hizmet vermeye başlamış. 

 

Günümüzde alt kattaki her oda birer dükkan haline gelmiştir. Hediyelik eşya, çanta, kıyafet, mücevherat, halı, deri, müzik aleti gereçleri gibi her şey var. Gümüşçülerin ve hediyelik eşya dükkanlarının ağır bastığı giriş katında her koridordan çıkılan hanın avlusu bulunmakta. 

 
 
Kızlarağası Hanı'nın avlusuna çıktığınızda sizi hoş kahve kokuları karşılıyor. Minik tabureler, kumda pişirilmiş türk kahvelerini taşıyan insanlar... İşte bu huzur dolu avlunun tamamlayıcısı Toprak Çocukları. Topraktan gelen sanat seramiğin, büyümeyen çocuklarının atölyesi Toprak Çocukları. Daha önce Toprak Çocukları ile röportajımızı tekrar okumak isteyenleri ve okumayanları ise şöyle alalım. (Bakınız)
 
Hanın alt katında gizli kalmış, bilinmeyen birçok yetenekli insanlar da bulunuyor. Mesela Amerika’da üç yıl üst üste birinci, ikinci ve üçüncü seçilen taş kesici Gülay Atıcıerkan var. 
 
 
Üst katta toplam 73 oda bulunuyor ama bazı odalar harap duruma geldiğinden kullanılmıyor. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kaynak: commons
 
Handa en çok üst kattaki küçük çay ocağında oturmayı seviyorum. Limonata 1,5 TL, kahve ise 5 TL. Günümüz şartlarına göre piyasanın altında olan bu rakamlardan daha önemlisi kahvenizi yudumlarken ney sesinin size eşlik ediyor olması. Burada birçok ney ustasına ve birçok antikacıya rastlayabilirsiniz. Geçmişe dair bir yolculuk hiç de fena olmazdı değil mi? Ayrıca üst katta bulunduğunuz için Hisar Camii’sini daha net görebilirsiniz.
 
 
 
Keşfedilmeye değer mekanlardan biri de  hanın üst katında bulunan Ottoman Antika. Çoğunlukla antika saatler üzerine yoğunlaşan Ottoman Antika'da orijinal eski Rayban gözlükler de satılmakta meraklısına duyrulur. Mekanın en değerli ve satılmayan ürünleri ise Türkiye'de çok az sayıda bulunan eski pilot aporatları.
 
 
 
8. ve 9. yy’a ait olan ve Uygur kültürüden günümüze gelmiş olan Türk sanatı örneklerinden bir tanesi minyatür. Minyatür sanatçısı Arya Kamalı da Kızlarağası Hanı'nda yerini almış. Hanın üst katında bulunan Minyatür Atölyesi ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor.
 
 
 

Tarih kokan Kemeraltı'nın sultanı Kızlarağası Hanı keşfetmeniz için harika bir yapıt. İzmir'e yolunuz düşerse, Kızlarağası sizi bekliyor olacak. En azından bir kahve içmeye uğrayabilirsiniz.