24 Tem 2017
Seçil Şeker

Sıla Topçam ile Binbir Gece Masalları

"Binbir Gece Masalları Kandillerin yarı aydınlığında, akşam rüzgarının açık pencerelerden içeri ipek perdeleri uçuşturarak girdiği büyük bir oda. İncecik kumaşlardan, gözün seçebildiği bütün renklerle dokunmuş yatak örtülerinin serildiği geniş bir yatağın üstüne, bir kadın gül kokulu nefesiyle masal anlatıyor." İşte o kadın Sıla Topçam. Daha önce keyifli bir sohbet gerçekleştirdiğimiz Sıla Topçam'la bu sefer Binbir Gece masallarını konuştuk. Keyifli okumalar. 
 


Binbir Gece Masalları'ndan biraz bahseder misin? Anlatmaya nasıl karar verdin?
Binbir Gece Masalları'nın her zaman insanı cezbeden bir yanı var, duymayanımız yoktur sanırım. Baştan sona da okuyan az kişi vardır diye düşünüyorum, bir rivayete göre Binbir Gece Masallarının tamamını okuyan kişi ya aklını yitirir ya da ölürmüş. Ben okumayı bitirdiğimde ölmez de sağ kalırsam haber vereceğim herkese doğruluğunu.  Binbir Gece Masalları'nın motifleri her yerde karşımıza çıkar. Uçan halılar, sihirli lamba, cinler... Daha önce Binbir Gece'den birkaç masal okumuştum, tamamını okumak gibi bir niyetim olmamıştı. Ama işte kader, ağlarını örüyor. Kitap kulübümüzden arkadaşım Bahar, elindeki bütün Binbir Gece kitaplarını bana verip, “Ben okumaya üşendim, sen okur bize anlatırsın” dediğinde işin buralara varacağını tahmin edemedim.
Masalları okumaya başladığım andan itibaren çok etkilendim ama hala anlatmak konusunda emin değildim. Daha önce çalıştığım masallardan farklı bir yapısı vardı ve bana karmaşık geldi. Sonra Efe Elmas ile birlikte yaptığımız Şifalı Masallar atölyesinde Binbir Gece'nin çerçeve masalını anlattım ve o gün aslında nasıl bir yöntemle anlatacağımı da bulmuş oldum.
O andan beri de rüyalarıma giriyor. Beni çok heyecanlandıran, masal anlatıcısı olarak masallara ve sahne performansına daha farklı açıdan bakmama vesile olan bir proje oldu. Tohumlarını yeni yeni atmaya başlıyorum, hayalim birbirini takip eden masal akşamları yapmak ve Şehrazad'ın yolunu takip ederek dinleyici ile Binbir Gece'nin büyülü, tekinsiz, gizemli yollarında yürümek.
 
 
Binbir Gece Masalları'nın senin diğer masal akşamlarından farkı nedir?
Masal anlatımı performanslarım, bir tema üzerinden şekilleniyordu. Birbiriyle bağlantılı masallar seçiyor ve bunları genel bir konsept içinde anlatıyordum. Bu masallar farklı kültürlerden oluyordu. Birbirini takip eden anlatımlar değil de o dönemde hayatımda hangi konu yoğunsa ona göre masalları seçiyordum. Binbir Gece Masalları, iç içe geçmiş birçok masaldan oluşuyor. Tek bir akşamda hepsini anlatamazsınız. Örneğin; “ Hamal ile Genç Kızların Öyküsü” birbirine bağlı yedi masaldan oluşur. Bu da farklı bir yöntem belirlememi gerektirdi. Klasik bir batı masalı gibi kahramanın yolculuğu döngüsünde değil, birbirinin içine geçmiş sarmallardan oluşuyor masallar. Olayların gelişmesinden ziyade atmosferin yaratılması da önem kazanıyor. Bu atmosferde şarkılar, şiir, mekânların tasviri, yenilen yemeklerin lezzeti, sevilen güzelin endamını anlatarak yaratılıyor. Bunu dille ve müzikle anlatmak bir yana, masalın anlatıldığı mekânda da bir atmosfer yaratmak gerektiğine karar verdim. Dinleyici mekânla buluştuğunda renkler, koku, kumaşlar, mumlar kişiyi Binbir Gece'nin büyülü dünyasına çekmeli. Bir dinleyenle bir anlatıcının bulunduğu her mekânda masal anlatılabilir, ancak Binbir Gece'deki niyetim tüm duyularımızla o dünyaya girmek.


Bu masalların senin ilgini çeken, sevdiğin yanları neydi? Neden anlatmak istiyorsun?
Binbir Gece'de beni Şehrazad derinden etkiledi. O sadece kendi canını kurtarmak için Şah Şehriyar'a masal anlatmıyor. Ülkesini kurtarmak istiyor. Şehrazad, bin ciltlik bir kütüphaneye sahip olan, kadim halkların öykülerini okumuş, hükümdarların yaşamını bilen, şairlerin ve bilginlerin eserlerine vakıf olan bir kadın. Tesadüfen anlatmıyor masallarını, bir planı var. Şehrazad'ın anlamı da “Şehri Azad Eden” demek. Masallarıyla Şah'ı iyileştiriyor, ülkeye adalet getiriyor. Bu açıdan benim için çok önemli. Erkek dünyasında, kadınları anlatarak ama sonra da “sor ki neden yapmış” diyerek görünenin ardındaki gerçeği gösteriyor. Şah'ı hem aşkla hem de bilgiyle besliyor. Masalların içindeki oyunlar, her an değişen gerçeklik, aşklar, acılar, betimlemeler beni mest etti. Masal anlatıcılığının farklı bir rengiyle karşılaştım. Bunu anlamaya çalışmak, anlatmaya çalışmak da çok hoşuma gidiyor.