Urla'da Köyce bir mutfak, Köyce bir mekan, Köyce bir alışkanlık
Mustafa ve Hakkı Arıkan kardeşler İstanbul'un yorucu yaşam temposunu geride bırakarak Ege'nin göz bebeği Urla’ya taşındılar.
“Urla'da Köyce bir mutfak, Köyce bir mekan, Köyce bir alışkanlık” anlayışı ile doğallığı ilke edinen yepyeni bir mekan açtılar. Köyce; köyce bir ortamda, zeytin ağaçlarının, tavukların ve tavşanların arasında haftanın yorgunluğunu atmak, keyifli bir gün geçirmek isteyenleri Urla’da bekliyor. Tarladan sofraya en taze, en doğal ve leziz yemekleri tadabileceğiniz, vazgeçemeyeceğiniz bir mekan olacak Köyce'nin konseptini Mustafa Arıkan anlatıyor.
“Tarladan sofraya”
Köyce ne zaman ve nasıl kuruldu?
2014 yılında İstanbul'dan taşınma kararı aldık. Fikrin oluşmasından sonra aile olarak çok emek harcadık. İstanbul'dan ayrılırken kardeşimi tam ikna edemiyordum. Kentten çok bunalmıştım. İstanbul dışında da bir yaşam olduğunu düşünüyordum ve bir an önce şehrin ağırlığından kurtulmak istiyordum. Hep hayalini kurduğumuz restoran ve otel için zincirlerimizden kurtulup yollara düştük.
“Kariyerlerimizi sıfırladık sonra kolları sıvadık.”
Tam anlamıyla İzmir’e taşınmadan bir süre önce kariyerlerimizi sıfırlama kararı aldık. Geçmişte kısa bir otel deneyimim vardı. 6 ay kadar İstanbul’un en prestijli butik otellerinden birinde yatırımcı stajyer olarak çalıştım. 2000'de Bilkent Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun oldum. İngiltere'de Uluslararası Siyaset üzerine yüksek lisans yaptım. Akabinde tekstil, inşaat makinası, gıda, ambalaj sektörü gibi birçok alanda profesyonel yönetici olarak çalıştım. Son çalıştığım sektördeki gayrı profesyonellik beni çok tetikledi. Kardeşimi de sonunda ikna ettikten sonra ivedilikle taşınma kararı aldık. Sonra nereye taşınmalı diye araştırmaya başladık. İzmir'den Antalya'ya Mersin'den Çeşme'ye her yere baktık. Urla'da herhangi bir akrabamız yok. Arkadaşlarımız İzmir'in hizmet sektöründe çok ciddi ivme yakaladığını vurguladılar, biz de çalışmalarımızı bu yöne kaydırdık.
Peki neden Urla?
Burası açıkçası tesadüf oldu. Aslında bir buçuk sene Alaçatı'ya gittik geldik. “Siz İstanbullusunuz Alaçatı daha karlı.” gibi söylemlerle bizi Alaçatı'ya yönlendirdiler. Minik bir İstanbul havası vardı orada. Biz daha çok köy havası istiyorduk. Sonra arkadaşlarımız “Urla'ya bakmaz mısınız?” dediklerinde buraya göz atma gereği duyduk.
Bir buçuk sene vakit kaybettiğimizi düşünüyoruz amacımız işletme açarken bu işletmeye aynı zamanda mülküyle beraber sahip olmaktı. Kiralama mantığı bize yakın gelmedi. 2014 yılında Zeytinalanı'nda evimizi almıştık. Kardeşimin eşi gazeteci, kendisi ve çevresinden Urla'nın gelişmekte olduğunu, İstanbul'dan kalifiye göç aldığını, daha bakir olduğunu ve bölgede daha çok fırsat olduğu bilgisini edindik. Burasının tam bize göre olduğunu düşündük.
Köyce’nin fiziki yapısından bahsedebilir misiniz?
Urla’nın İskele Mevkii'nde 6 dönümlük arazi üzerine kurulu bir işletmeyiz. Denize bir kilometre mesafedeyiz. İşletme 3 kottan oluşuyor. İlk kot otelimiz, orta kot bahçe ve havuz ve alt kot restoran. Restoran kısmında bir de eski bir taş ev var. Bu evi güçlendirdikten sonra renove ettik ve çok ciddi bir mutfak yatırımı yaptık. 70 kişilik bir kış bahçemiz var. 90 kişilik açık bahçemiz var. İnsanların kendisini özgür hissetmesini ve huzurlu hissetmesini istiyoruz. Burası aile ortamı. İnsanlara ferah bir ortam sunmak istiyoruz.
Mutfağınızı kime emanet ettiniz?
İki usta aşçımız var. Bir tanesi Bolu Aşçılık Okulu mezunu ve Kuşadası Aşçılar Federasyonu Yönetiminde olan madalyalı şefimiz Ekrem Karagöl. Diğeri kardeşim Hakkı, Fransız Le Cordon Blue mezunu. Birçok insan bizi hala kahvaltıcı zannediyor lakin kahvaltıcı değiliz, bir şef restoranıyız. Güncel ve iddialı bir menümüz var. Ben de bir tüketiciyim ve biraz iddialı bir argüman olacak ama yapmakta olduğumuz Bistro konseptinde Urla’da bizden daha iyi bir yer olduğunu düşünmüyorum. Bunun temel nedeni ise kullanılan malzemenin çok kaliteli olması, mutfak ekibimizin son derece donanımlı olması ve de kaliteli ve güncel ekipmanlarla çalışmamız. Her şeyimiz reçetelidir. Bu da işimizi çok kolay hale getiriyor. Umarım gelen misafirler bölgede ve şehirde trend olan deniz kenarı olsun da ne olursa olsun ön yargısını kırıp lezzet, hizmet ve kaliteye de önem verirler.
Peki, Urla'nın dokusu bozulur mu?
Urla'nın dokusunun çok da bozulacağını düşünmüyorum. Bir Bornova mantığı olmaz diye düşünüyorum. Yetkili kurumlar zaten buna müsaade etmiyor. Ama yine de hem bölgenin gelişmesi hem de rekabetin tatlı bir seviyede artması için yeni işletmelere doğal yapıyı bozmadan kontrollü olarak yardımcı olunabilir.
Menünüzden bahsedebilir misiniz?
Lezzet ve kalite en büyük önceliğimiz. Her şeyden insanları mutlu edecek şekilde bir menü hazırladık. Burgerden, pizzaya, salatadan et ve balığa dair ufak ufak her şey var.
Sezonuna ve mevsimine göre sebze ağırlıklı üretim yapıyoruz. Üzüm, nar, portakal gibi birçok ağacımız var. Bostanımız var, orada ne çıkarsa mutfakta kullanılıyor. Yetmediği yerde pazardan alıyoruz. Donuk gıda kullanmıyoruz. Malzemelerimizin hepsini Urla'dan temin ediyoruz. Kendi köftemizi kendimiz yapıyoruz. Bütün ayrıntılara özen gösteriyoruz. Yaptığımız her şeyde çok iddialıyız. Sac Et, Karidesli Pizza, Ev Yapımı Burger ve Patates, Anne Köfte, Somon, Köyce Bazlama Sandviç gerek sunumları gerek lezzetleri ile misafirlerimizin en çok öne çıkardığı yiyecekler.
Hafta sonları barbekümüz var. Porsiyon olarak veriyoruz. Kendin pişir kendin ye gibi değil. Barbekü etleri Tire'den geliyor. Etler taze alınıyor. İlaveten barbekü için sadece hafta sonuna özel çeşitli mezeler yapılıyor. Hafta sonu anne pişimiz oluyor. Ekmeğimizi kendimiz yaparız.
Kahvaltıya ilgi nasıl?
Harika. İzmirliler kahvaltıya çok düşkün oluyorlar. İlkbahar ve sonbahar çok yoğun oluyor, kışın biraz düşüyor ama hafta sonları yine yoğun oluyor. Kahvaltımız Urla’nın en iyi kahvaltısı. Bunu ancak boş bir vaktinizde gelip deneyerek anlayabilirsiniz. Bol mandıra peyniri, annemizin çemen ve reçeli, Dereköy’den gelen bal ve zeytin, her şey ama her şey eksiksiz olmalı.
İçki menünüzden de bahsedebilir misiniz?
Her türlü alternatif mevcut. Urla aynı zamanda bir şarap bölgesi olduğu için bizde buranın butik şarap üreticisi olan USCA bağları ile çalışıyoruz. Bir de yine çok sevdiğimiz ve Menderes yöresinden İsabey bağları ile çalışıyoruz.
Burası kaçla kaç arasında açık?
Sabah 8.30 akşam 23:00'a kadar açığız. Restoranda eğer mevcut konuklarımız keyif sürmeye devam ediyorsa onları tabii ki bekliyoruz.
Belize adlı butik oteliniz ne zaman açıldı?
2017 Haziran ayı itibariyle hizmet vermekteyiz. Panoramik Urla manzaralı, geniş ve ferah odaları olan, terasında denizin ve doğanın keyfini süreceğiniz bir oteliz. Çok güzel ve büyük bir havuzumuz da var. Standart odamız kahvaltı dahil 350 TL, deniz manzaralı odamız 400TL, deniz manzaralı suit odalarımız var onlar da 450TL. Havuzu dışarıdan kullanmak isteyen kullanabiliyor, kişi başı 50 TL. 0-6 yaş arasına ücret almıyoruz. 6-12 yaş arası 25 TL. Kahvaltıdan sonra havuz yapmak isteyenler olabiliyor ya da havuz başında yemek yemek isteyenler olabiliyor hem otel müşterisi olarak hem de dışarıdan.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Doğal tatlar eşliğinde anılarını biriktirmek isteyen herkesi Köyce’ye davet ediyorum. Beğeneceğinizi hatta şaşıracağınızı düşünüyorum.